Görünen o ki, yerel seçimin artıracağı tansiyonla
İzmir'de bu kış hararetli geçecek. Aslında kentte siyaset atmosferi uzun süredir sıcak.
Başbakan Erdoğan'ın 2011 genel seçimindeki İzmir hamleleriyle, belediye başkanlığı yarışı da başlamıştı.
Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım ile
Ertuğrul Günay'ın buradan milletvekili olarak Ankara'ya gitmesi, önümüzdeki yerel seçimin işaret fişekleri gibiydi. Zaten o gün bugündür tüm seçim hesaplarının odak noktasına Binali Yıldırım yerleşti.
Aliağa- Menderes Banliyösü, Konak Tünelleri, Sabuncubeli Tüneli gibi önemli projelere imza atan, çevreyolunu yılsonuna kadar Menemen'e uzatmayı planlayan Ulaştırma Bakanı'nın icracı kimliği, siyasi rekabete hız kattı. 2004 ve 2009'daki seçimlerden çok farklı bir hava var. Her şeyden önce bu durum İzmir'in ve İzmirlinin hayrına. Ne de olsa rekabet güzeldir, kazandırır. Hedefleri de, sorunları da büyük olan Türkiye'nin 3'üncü büyük kentinde açılacak yeni sayfada kazanç hanesine yazılacaklar,
bu rekabetin eseri olacak. Çünkü İzmir'de manzara malum.
İŞLER ÇOK
CHP'den aday adaylığını açıklayanlar bile
'daha yaşanır bir şehir' vaat ediyor. Alarm çanlarının çalmaya başladığı şehir içi trafiğin düzenlenmesi, toplu ulaşım ağının genişletilip modernize edilmesi, çirkin ve çarpık yapıların temizlenmesi, kent estetiğine önem verilmesi, turizmin canlandırılması, yatırımcının gelmek için can atacağı ortamların oluşturulması gibi yapılacak iş çok. Aylar, hatta birkaç yıl öncesinden başlayan yerel seçim yarışını işte bu açıdan önemsiyorum,
kazançlı buluyorum. İlçelerden Büyükşehir
Belediyesi'ne her kademe için sergilenecek mücadele ne denli zor olursa, yararları da o denli çok olacaktır. Şimdiden hayırlısı...