Öncelikle, kurbanlık hayvanların güvenilir ve mümkünse veteriner kontrolünün olduğu satış merkezlerinden alınması önem arz etmektedir. Kesim sırasında azami hijyen koşulları sağlanılmalı ve kurbanın zararlı kısımları (bağırsak, işkembe) kesim sırasında bertaraf edilerek tüketilmemeli. Kurbanın tüketilmeyen ve atılacak bölümlerinin çevre sağlığının risk altına almayacak şekilde yok edilmesine özen gösterilmeli. Kurban kesilip parçalara ayrıldıktan sonra, uzun süre tüketilmesi düşünülmeyen parçalar derin donduruculara konulmalı, günlük tüketime ayrılanlar ise haşlama ve ızgara tarzında tüketilmeli. Etin yanında tahıllı ve sebze türünde ek yiyecekler mutlaka olmalı. Kurban kesildikten sonra en az bir gün buzdolabında dinlendirildikten sonra tüketilmesinde büyük fayda var. Şiş ve pirzola türündeki yiyecekler, kısık ateşte uzun pişme döneminden sonra yenmeli. Kızartma şeklindeki pişirme yöntemlerinden uzak durulmalı. Kuyruk yağı tüketimini önermiyoruz, etler pişirilirken de kendi yağının yeterli olduğunu ve ek yağ kullanılmamasının yerinde olacağını belirtmekte yarar var.
100 GRAMI AŞMAMASI GEREKİR
Et, içerdiği protein ile temel besin maddelerimizdendir, ancak genel olarak sindirimi zordur. Herhangi bir hastalığı olmayan bireyler için günlük et tüketimi 100 gramı aşmamalı. Kolesterol ve lipit yüksekliği nedeni ile tedavi gören okuyucularımız ile yüksek tansiyon, kalp yetmezliği, böbrek yetmezliği, diyabet, mide-bağırsak hastalığı ve kronik rahatsızlığı olan hastaların et tüketimine çok dikkat etmesi, doktorlarının tavsiyelerine mutlak uymaları, özel bir kısıtlama yapılmamışsa bile et tüketimini azaltmaları yerinde olacaktır. Ülkemizde 2 milyonu aşkın küçükbaş ve 500 binin üzerinde büyükbaş hayvanın kurban olarak kesileceği ve yoğun bir hayvan sirkilasyonunun olacağı göz önüne alınırsa, kişisel ve toplum sağlığını riske atmayacak şekilde gerekli denetim ve organizasyonların yapılmış olması umudu ile okuyucularımızın Kurban Bayramı'nı kutlar, sağlıkla geçirmelerini temenni ederim.