"Ölmez ağaç" sevdalıları, hafta sonunda, 9. kez Ayvalık'ta bir araya geldi. Ayvalık Ticaret Odası ile Ayvalık Belediyesi'nin organizasyonunda bu yıl 9'uncusu düzenlenen
"Zeytin Hasat Şenliği"nin amacına ulaştığı, bu yıl ağırladığı patronlarla da halkın ilgisi ile de ortaya çıktı. Coca-Cola Company Başkanı ve CEO'su Ayvalıklı
Muhtar Kent, Anadolu Holding Yönetim Kurulu Başkanı
Tuncay Özilhan, Coca Cola İçecek'te Anadolu Holding ile ortaklığı bulunan
Cemal Özgörkey,
Armağan Özgörkey,
Salih Madra, Sezai Madra, Coca Cola Uluslararası Operasyonlar Başkanı
Hüseyin Akın, Coca Cola Avrasya Bölgesi Kurumsal İlişkiler Direktörü
Gürtay Kıpçak, CHP İzmir Milletvekili
Mehmet Ali Susam, eski bakanlar
Yılmaz Karakoyunlu ile
Suat Çağlayan da 9. Ayvalık Zeytin Hasat Şanliği'ne katılımlarıyla destek verdi. Ağaç sayısını sır gibi saklasa da kendisi de zeytin üreticisi olan Muhtar Kent, dedesi
Sezai Ömer Madra'nın zeytin ağacının olduğu yerde temiz hava, kültür, sağlık olduğunu belirterek,
"Zeytin ağacının yetişmediği yerde yaşamayın" sözünü tekrarladı. Aileden gelen zeytin sevgisini dile getiren Muhtar Kent'in,
"İnsanın geldiği yeri bilmesi için, nereden geldiğini bilmeli. Doğduğum Ayvalık'a hep zaman ayırmak istedim" diyerek, yoğun işlerine rağmen bu şenliğe katılması, organizasyon komitesinden, zeytin üreticisine kadar herkese büyük moral oldu.
"NAMUSUMUZU KORUYAMADIK"
Adı şenlik de olsa, bu yılki buluşma, zeytin ve zeytinyağında büyük problemlerin olduğunu gözler önüne serdi. Zeytin hasat şenliğine damgasını vuran sorun, Suriye'den ülkeye kaçak yollarla giren zeytinyağıydı. Duayen zeytinci Tariş Zeytin ve Zeytinyağı Birliği Başkanı
Cahit Çetin, her ortamda yaptığı gibi, Ayvalık'ta da bu sorunu dile getirdi. Az değil, tam 60 bin ton kaçak zeytinyağı girdi geçen sezon Suriye'den. Yıllardır,
"Zeytinyağında ulusal politikamız olsun, namusumuz gibi koruyalım" diyen Çetin, Ayvalık'ta son noktayı koydu:
"Namusumuzu koruyamadık. Irzımız, Suriye sınırında kirlendi." Hasat şenliğinin zarif ev sahiplerinden Ayvalık Ticaret Odası Başkanı
Rahmi Gençer, 9 yıl önce bu şenliklere başlandığında kişi başına 900 gram olan tüketimin bugün 1900 grama yükselmesinde şenliğin de etkisinin olduğunu düşünüyor. Hemen yanıbaşındaki Yunanistan'da kişi başına zeytinyağı tüketimi 25 kiloyken, kişi başına ancak 1,9 kilo tüketen Türkiye'nin üretimi artırma çabaları da göz önüne alındığında, bu yağın nasıl tüketileceği de tartışma konusu oldu. Kendi yağını tüketebilmenin yollarını arayan bir ülkenin Suriye'den gelen kaçak yağı sorunsuz kaldırması elbette beklenemez. Zeytine gönül verenler, en büyük patronundan en küçük üreticisine kadar, zeytin üreticisinin karnı doymadan, kimsenin doymayacağı düşüncesinde birleşiyor.
HERKESE GÖREV DÜŞÜYOR
Komili ve Kırlangıç zeytinyağlarının üreticisi Ana Gıda'nın Genel Müdürü
Ümit Ersoy, çiftçinin durumunun iyi olmaması halinde, kendilerinin de sıkıntıda olacağını her platformda dile getiriyor. Ancak doğal olarak,
"üreticiye tüccarın daha yüksek fiyat vermesiyle sorunun çözülmesi"nden yana değil. Kendilerinin de dış piyasada 1 euro teşvik alan AB ile rekabet etmek zorunda olduğunu düşününce, hak vermemek mümkün olmuyor. Ayçiçek yağının fiyatı bu kadar düşükken, ülke yılda 3 milyar dolarlık ayçiçeği yağı ithal ederken, iç piyasada zeytinyağı tüketimini artırmak biraz zor görünüyor.
"Milli yağ, zeytinyağı" başlığı altında düzenlenen hasat şenliğinde, halkın zeytinyağı ile tanışması için yapılması gereken ne varsa yapıldı. Ancak bunlar yeterli mi?
Mevlüt Gümüş'ün de dediği gibi, çok uzun bir yolun henüz başındayız. Alışkanlıklardan kurtulmak, damak zevkini değiştirmek pek kolay değil. Hele her ne kadar sağlıklı olsa da tüketiciyi diğer yağların yanında epeyce pahalı kalan zeytinyağı ile tanıştırmak için epeyce çaba sarf etmek gerekiyor. Doktorundan gazetecisine, diyetisyenine, turistik işletmelere, lokantalara, üreticilere, devlete, bu konuda büyük görev düşüyor.
