Türkiye genelinde en az kalp hastalıklarının
Ege Bölgesi'nde gözlendiğini biliyor musunuz? Uzmanlar, bu bölgede zeytinyağı, balık ve sebze yemeklerinin çok tüketilmesinin, bunda etkili olduğuna dikkat çekiyor.
Prof. Dr. Ramazan Özdemir ise, "
Karadeniz Bölgesi'nde kalp hastası fazladır. Bunun nedeni de yoğun tereyağı tüketilmesidir" diyor. Ben bir
Karadenizli olarak, kalp rahatsızlığı geçirdikten sonra, neredeyse tereyağını hiç yemediğimi söyleyebilirim. Kalp hastalıklarına yakalanmamak için, sigaradan ve yağlı yiyeceklerden uzak durmak gerekiyor. Yemeklerde katı yağ yerine, zeytinyağı kullanılmalı. Kızartmalardan da kaçınılmalı. Bir de yiyip içtiklerimize çok dikkat etmeliyiz.
Türkiye'de büyük can ve ağır ekonomik kayıplara sebep olan,
"kalp ve damar Hastalıkları ile mücadelenin" en etkili, en kestirme ve en ekonomik yolunun,
"halkımızı bu hastalığa karşı uyarmak, bilinçlendirmek ve motive etmekten" geçtiğine inanıyorum. Bu konuda çeşitli kuruluşlar "
Kalp Haftası" adı altında çeşitli çalışmaları sürdürüyorlar. Yurt çapında, spor, sanat, kültür, halkla bütünleşme, bilimsel toplantılar şeklinde yapılan bu etkinliklerle halkımız bilinçlendiriliyor. Önemli bir noktaya daha dikkat çekmek istiyorum. Sık sık birbirimize, bir yakınımızı kaybettiğimizde,
"çok vakitsiz öldü" diye üzüntülerimizi bildirmişizdir. Şu gerçeği hiç unutmayalım;
"herkes, beklenmedik bir anda, kalp krizi geçirebilir." Onun için önlem almakta yarar var. Doktorlar,
35 yaşına gelmiş herkesin, kolesterol, tansiyon ve kan şekeri ölçümlerini yaptırmasını şart koşuyorlar. Hele ailesinde
55 yaşından önce
kalp rahatsızlığı geçiren,
by- pass olan herkesin,
35 yaşı beklemeden, ilkokul çağında bile kontrol yaptırmasını özellikle vurguluyorlar. Çünkü o kişilerde kalp sorunu daha erken yaşlarda ortaya çıkabiliyor ve ilk ihtarı da
"ani ölüm" oluyor. Böyle kişilerde kalp krizi görüldüğünde,
30 saniyede müdahale etmek gerekiyor. Daha sonra yardım gelse, kalp çalıştırılsa bile, beyinde ölüm gerçekleştiği için
"bitkisel hayata" geçiliyor. Doktorlar, kalp krizine karşı,
A kare BS frenini öneriyor. Bu fren bir ilaç kompleksini anlatıyor.
Aspirin Kanı sulandırıyor
Ace- inhibitörü Damar koruyucu
Beta Bloker Kalp koruyucu
Statin Kolesterol düşürücü Bu ilaçlar düzenli olarak alındı mı, insanlara, otomobil kullananların
"emniyet kemeri, hava yastığı" kullanması gibi etki yapıyor.
"Ani ölümleri" önlüyor, kalp krizine engel oluyor.
A kare BS freni de bu ilaç komplekslerinin baş harflerinden, yani Aspirinin
A'sı, Ace'nin
A'sı, Beta'nın
B'si ve Statin'in
S'sinin bir araya gelmesiyle,
AA (yani A kare)
BS oluşuyor. Doktorlar, kolesterolü yüksek çıkan, sigara içen, hele ailesinde kalp hastası olanların, hemen tedbir alması,
"emniyet kemeri" takması, yani
A kare BS Freni uygulamasını şart koşuyor. Ayrıca
40 yaşını geçmiş herkesin, kalp damarlarında kireç olup olmadığının testini de yaptırmasını istiyorlar. Nedeni de
"efor testinden" sağlıklı çıkanların, kalp damarlarında kireç varsa
"gizli kalp hastası" olduklarının, ancak bu testle anlaşıldığını söylüyorlar. Doktorlara göre, büyük kentlerde, günde ortalama
200- 300 kişi kalp krizi geçiriyor. Bu kişilerin
90- 120'sinin olay yerinde öldüğü, hastaneye yetiştirilenlerin
yüzde 90'ının kurtarıldığı vurgulanıyor. Eğer hastanın damarlarında
yüzde 30 oranında yağ varsa
yüzde 70 pıhtı damarı kapatıp, krize neden olabiliyor. Kan pıhtısı
"çok süratli" teşekkül edip damarı tıkayabiliyormuş. Krize karşı tedbir almak kolay. Önce
A kare BS Freni kullanılacak. Sigara içiliyorsa derhal bırakılacak. Günde yarım saat sabah, yarım saat akşam, ya da benim gibi her sabah 45 dakika
yürüyüş yapılacak. 6 ayda bir, ya da yılda bir
doktor kontroluna gidilerek,
"durum tespiti" sağlanacak. Sevgili okurlarım, ben doktorların tavsiyelerini yıllardır düzenli olarak uyguluyorum. Her sabah yürüyüş yapıyor, sigara migara içmiyorum. Halimden memnunum.
Lütfen siz de sağlığınızı düşünün.