Bir başka kente gidince, sabırsızlıkla dönüşü bekliyorum. Bazen de gittiğim yerlerin sokaklarını zihnimde İzmir'e dönüştürmeye çalışıyorum. Ama bazende kıskanıyorum gittiğim yerleri.
Eskişehir'i çok ama çok kıskanıyorum. Hani çayın kenarından geçerken görünen muhteşemlik var ya
beni fesat yapıyor. "Offf! Keşke Mavişehir'den denize açılan delta ve Melez Çayı da öyle olabilseydi" diye haykırmak geliyor içimden. Ya o Odunpazarı evleri! O Odunpazarı evleri yok mu! Alsancak ve Karşıyaka'daki eski Rum evlerinin çöküntülerini gözümün önüne getirip delirtiyor beni. Hadi geçeyim Eskişehir'i... Adana, o Adana var ya! Yeşili, peyzajı, parkları, kentin tam ortasından geçen nehri, Taşköprüsü, yeni yerleşim alanının muhteşemliği; kıskançlıktan öldürüyor beni. Konya'ya ne demeli! Otogarının temizliği, düzeni, hangi birini anlatayım dostlar! Otogarın içinden geçen tranvay nasıl da kolayca ulaştırıyor insanı gideceği yere. Her taraf bisiklet yoluyla donanmış vaziyette. Her bir yakaya bisikletle güvenli olarak ulaşabilirsiniz Konya'da! Yeşilden ve şehrin her bir yanını donatan çiçeklerden bahsetmeyeceğim hiç. Biliyor musunuz? Kastamonu'nun tam ortasından bir çay geçiyor. Tüm çevresi çiçeklerle bezenmiş. Ve sıkı durun, nehrin tüm çevresi çimle donatılmış.
AB desteğiyle yapmış belediye bu güzelliği!
EDİRNE VE ELAZIĞ'I GÖRSENİZ
Edirne ve Elazığ'da da kentin her bir yanında
şırıl şırıl şarkılar söyleyen havuz ve akan sulara şapka çıkarmalı diyorum. Heykelleri ise başka bir zamana mı bıraksam acaba?
Edirne Üniversitesi bahçesinde, İzmir'in tamamındakinden çok heykel vardı. Elazığ ise çok şaşırttı heykelleri ile beni! Sözün bittiği yer ise
Malatya Battalgazi bence. Bir sokak olduğu gibi İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi öğretim üyelerinin düzenlediği seramiklerle donatılmıştı. İnanamadım, gözlüklerimi takıp tekrar tekrar inceledim. Ta Malatya Battalgazi bizim sanatçılarımıza, hocalarımıza ulaşabiliyor, ama biz ne yapıyoruz? Gördük Salvador Dali sergisinde; millet birbirine soruyordu "Ne zaman yaşamış? Bu fotoğraftakiler kim?" diye. Tek bir aydınlatma yoktu. Üniversite ise 300 metre ilerde iken!
BUNLAR GEZİP GÖRDÜKLERİM
Adamlar Malatya'dan gelip bizim hocalardan yararlanmış. Kayseri'den hiç bahsetmeyeyim. Yoksa bunalıma gireriz hep birlikte. Bir şehir bu kadar düzenli, bu kadar mı güzel olur! Benim malum bir işim de eğitimcilik. Türkiye genelinde iletişim eğitimleri veriyorum. Bunlar gezip gördüklerimle yaşadıklarım. Sizlerle paylaşmak istedim. İzmir seni çok seviyorum. Dayanamıyorum duyarsızlıklara... Sevgili okurlarım, duyarlılığın ve güzelliğin yaşadığınız hiç bir alandan ayrılmamasını dilerim.