Gediz Üniversitesi Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Turan Batar, bor madeniyle ilgili çarpıcı bilgiler verdi. İzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesi'nde üretim yapan sanayicilere konuşan Prof. Dr. Batar, Anadolu'nun petrolü gözüyle bakılan bordan bizim değil, yabancıların kazandığını söyledi, "Türkiye, dünya rezervinin yüzde 72'sine sahip olduğu boru işlemek yerine hammadde olarak satarak yılda 500 milyon dolar kazanıyor. Bizden aldığı boru işleyen bir ABD firmasının yıllık cirosu ise 6 milyar dolar. Maden bizde, kazanç başkasında" diye konuştu.
ARADA UÇURUM VAR
Aynı zamanda Cevher Hazırlama ve Zenginleştirme Derneği Başkanı olan Prof. Dr. Batar, 864 milyon 500 bin tonla dünya rezervinin yüzde 72.1'ine sahip olduğumuzu, 2'nci sırada 100 milyon tonla Rusya'nın, 3'üncü sırada ise 80 milyon tonla ABD'nin geldiğini dile getirdi. Türkiye'nin dünyanın en az 250 yıllık bor ihtiyacını tek başına karşılayabileceğini vurgulayan Turan Batar, şunları söyledi:
"İŞLEMEMİZ GEREKİYOR"
"Bor günümüzde 450 sanayi dalında yaygın olarak kullanılan eşsiz bir cevher. Roket yakıtından nükleer endüstriye, elyaftan fiber optiğe, kozmetikten iletişim araçlarına kadar birçok alanda temel taşı vazifesi görüyor. Özellikle ileri teknoloji ürünlerinin vazgeçilmezi bu maden, ülkemiz için büyük bir güç kaynağı. Ancak hammadde ve yarı mamul hammadde olarak dünyaya sattığımız için sahip olduğumuz bu gücü ekonomik değere yeterince dönüştüremiyoruz." Borun hammadde olarak dünya piyasasında yıllık ciro payı sadece 1.5 milyar dolar, bor katkılı ürünlerin pazar payı ise 100 milyar dolar olduğunu belirten Batar, sözlerini şöyle sürdürdü: "Ülkemiz 1.5 milyar dolarlık küçük pastadan pay alıyor. Son 15 yılda bor ihracatından senede ortalama brüt 500 milyon dolar elde edebildik. Çünkü ihraç ettiğimiz yarı mamul borun tonu 300-500 dolar arasında değişiyor. İşlenip yüzey sertleştirmede kullanılan toz bor karbür ya da seramik endüstrisinde değerlendirilen toz bor nitrür gibi uç ürünlerin tonu ise 70 bin doları buluyor. Arada işte böyle bir uçurum var. Bizim sattığımız cevheri alıp işleyenler bor rezervi zengini Türkiye'yi katlıyor." Prof. Dr. Batar, Türkiye'nin bor politikasını gözden geçirmesi gerektiğinin altını çizdi, şu önerilerde bulundu: "Yurtdışına ham bor cevheri satışı en aza indirilmeli. Boru hammadde olarak satmak yerine, ülkemizde işlenerek değerli uç ürünlere dönüştürülmesi sağlamalıyız. İşte o zaman bor sayesinde büyüme hızımız hız kazanır, ekonomik refah seviyemiz yükselir. Ulusal Bor Araştırma Enstitüsü'nün bu yönde çalışmaları var ama henüz ticarileşen bir ürün yok ve alınan mesafe beklenen düzeyde değil."