Yaklaşık 40 yıldır, asıl mesleğimiz olamasa da, spor sayfalarında dolaşmaktayız.
Arka sayfadan içeriye geçtik diye kimse bizden siyasi yazılar, yorumlar beklemesin. Ara sıra, doğa ve çevre yazıları yazınca, gazete yönetimi sağolsun "Yazar mısın" dedi. "Neden olmasın!" dedik, olay budur. Yer buldukça arka sayfada kalem oynatmaya devam edeceğiz. Zira futbol elimize ayağımıza dolaşmış bir kere.
"Önümüzdeki maçlara bakacağız" diye diye geldik bugünlere. Dile kolay, 40 yıl olmuş. 40 yıllık bir aşka, ihanetimiz olamaz. Bu köşeye gelince. Doğa ve çevrenin korunması için, dilimiz döndüğünce bir şeyler yazmayı sürdüreceğiz.
Fair futbola çare olamadık, doğaya elimiz, kalemimiz değsin bari. Anlayacağınız, Alsancak Stadı'nın basın tribününden çıktıkça doğaya dalacağız.
BU KENTE BORCUMUZ VAR
Bu kentin havasını soluyan, suyunu yudumlayan her insan gibi, çevresine ve doğasına borcumuz var. Hadi başlayalım o zaman. Hangi yoldan gelirseniz gelin, İzmir'in tüm girişleri bir
afiş ve tabela kirliliği ile karşılıyor sizi. Yıllardır bu çirkin manzara hiç değişmedi. Yetmiyormuş gibi, yerel seçim öncesi asılan afişler ve el ilanları ile bu görüntü kirliliğini zirveye taşındı. İzmir'in içi temizlense de, çevre ilçelerdeki görüntü içler acısı. Elektrik direkleri, otobüs durakları, aklınıza neresi geliyorsa, her yerde adaylar ve yeni başkanlar
selamlamaya devam ediyor sizi. Bir gecede asılan afişler, ne yazık ki seçim geçeli 1 ayı aşkın bir zaman olmasına rağmen, hala temizlenmiş değil. Özellikle İzmir'den çıkıp, Aliağa yönüne kontak çevirirseniz, bu
içler acısı manzara, kilometrelerce eşlik eder size. Aliağa'nın tozu dumanı yetmezmiş gibi, şimdi bu görsel felaket de karşınızda durmaktadır.
HERKESİN ANAYASAL HAKKI
Turizm sezonuna yelken açtığımız bir döneme giriyoruz. Yıllardır poşet, pet şişeler ve moloz artıklarıyla yaşanmaz bir hale getirdiğimiz çevrenin artık çok hızlı bir geri dönüşüme ihtiyacı var. Bu da öncelikle etkin bir çevre bilincinden ve
çevre-doğa eğitiminden geçiyor. Siyasi nutukları dinledik. Artık doğa ve çevre adına çığlıklar duymak istiyoruz. Yaşanacak bir çevre, herkesin anayasal hakkıdır. Bugün, bu kirliliğe sessiz kalanları biz affetsek de, gelecek nesiller asla affetmeyeceklerdir. Zira onlara bırakacağımız en büyük miras, daha temiz ve yaşanabilir bir çevredir. Seçim bitti, z
il çaldı. Şimdi dersiniz çevre.