İzmir, her şeyiyle özel bir şehir, yürekten kabul... Zaman zaman ben de gururla söylüyor,
"Biz İzmirliyiz" diye havamı da atıyorum da. Öyle bir ayıbımız var ki söylemeye dilim, yazmaya elim varmıyor! Fakat bu ayıbı birilerinin yüzüne vurmadan da bir şeylerin düzeleceği yok. Daha önceleri birkaç kez yazmıştım. İzmir'in trafik halleri, İzmir büyüsünü bozup bir köşeye atıyor. Zaten istatistikler de görünen köyün kılavuzu gibi her şeyi anlatıyor. Emniyet kayıtlarına göre kırmızı ışık ihlali başta olmak üzere trafik suçlarında ne yazık ki İzmir, Türkiye ortalamasının üzerinde. Kimileri için kırmızıda geçmek sıradanlaşmış, hatta yeşil ışığın yanmasını bekleyenlere '
ne duruyorsun' mealinde kornalı baskı bile var. Bu acı gerçek öyle kanıksanmış ki yeşil ışık yandığında, kırmızıda mutlaka geçen vardır düşüncesiyle sağa sola bakıp emin olmadan gaza basılmıyor. Tecrübeyle sabit, aksi halde kaza kaçınılmaz oluyor. Kırmızı ışıkta geçeni kazara uyarmak gafletinde bulunan ise sanki suçlu oymuşçasına bir pişkinliğin ve magandalığın ortasında kalıp pişman ediliyor.
En son Karşıyaka'nın göbeğinde tanıklık ettim. Göz göre göre kırmızı ışıkta geçip trafiği birbirine katan ve karşısındakilerin can güvenliğini tehlikeye atan bir sürücü bozuntusunun (plakası bende) o sırıtan yüz ifadesi, kornayla uyarılması üzerine kavgaya hazır tehditkâr görüntüye bürünmüştü. Suçlu, güçlü anlayacağınız. İstersen bir şey söyle, bak ne oluyor! Diğer büyükşehirlerin aksine kırmızı ışıkta böyle rahat geçilmesi ve bu konuda sergilenen ısrarlı aymazlık, işin yetkililerini bile şaşkına çeviriyor.
Trafikten Sorumlu İl Emniyet Müdür Yardımcısı Süleyman Kutay, yıllarca görev yaptığı Bursa'dan sonra İzmir'de gördüğü bu tuhaf manzara karşısındaki hayretini benimle paylaşmıştı. Bu işin yurtdışında eğitimini almış yılların deneyimli polis müdürü Kutay, gelir gelmez denetimleri artırdı, sivil timleri de işbaşına getirdi getirmesine de...
Her ışığa bir ekip koymak ne mümkün?! Kural tanımaz tüm sürücülere suç üstü yapmak, mevcut ekip ve ekipmanla hayal! Kangrenleşen bu musibetin asıl çaresi ise elektronik denetim sistemi. Tüm trafik lambalarına yerleştirilecek kameralarla yapılacak kesintisiz denetim ancak durdurabilir o kişileri.
Neyse ki İzmir bu eksiğini gideriyor. Büyükşehir Belediyesi gerekli prosedürleri tamamlayıp düğmeye basmış. Elektronik denetim sisteminin devreye girmesiyle kırmızıda geçmek bakalım
bu kadar kolay olacak mı, göreceğiz. Bu işin sevindirici yanı ama ben hala işin düşündüren tarafındayım.
"Yakışıyor mu şu bizim İzmir'e" diye soruyorum. Eğitimsizliğin, saygısızlığın, pişkinliğin, kısacası cehaletin ne demek olduğunu, o kendini bilmez sürücülerin yüzünden okuyabiliyorum. "Yazık" demekten başka diyecek söz bulamıyorum, yazık!..
