İzmir'de havadaki insan sağlığına zararlı partikül madde değerleri sınır değerleri aştı. Özellikle akşam saatlerinde kirli havadan göz gözü görmez hale geliyor ve çevreye kesif is kokusu yayılıyor. Yaşar Üniversitesi Enerji Sistemleri Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Levent Bilir, en önemli tedbirin, çevreci enerji kaynaklarına yönelmek, enerjiyi verimli ve tasarruflu kullanmak olduğunu belirterek, "İzmir ve Ege, yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı açısından büyük potansiyele sahip. Yalnızca rüzgardaki potansiyeli kullanarak Ege Bölgesi'nin toplam enerji tüketiminden daha fazla enerji üretmek mümkün. İzmir, Türkiye'nin güneş kapasite oranı en yüksek alanı olan 2'inci ili. Jeotermal ve biyogazdan elektrik üretimi için de büyük bir potansiyele sahibiz. Biyogazda, yaklaşık 2 bin 500 konutun 1 aylık tüketimine eş değer olan potansiyele sahip İzmir'de, mutlaka çöpten enerji seçeneği de hayata geçmeli. Temiz enerji kaynakları kullanılırsa hava kirliliği sorunu zaten kendiliğinden çözülür" dedi. 9'u İzmir'de bulunan Ege'deki 20 istasyonun 1-25 Aralık 2015 tarihleri arasındaki saatlik verilerine göre, insan sağlığına olumsuz etkileri bulunan partiküler madde (PM10) ile kükürt dioksit (So2) miktarları, sınır değerleri birçok kez aştı.
EN YÜKSEK ALSANCAK'TA
PM10 değerleri, son bir ayda, saatlik olarak yapılan ölçümlere göre en yüksek İzmir Alsancak'ta çıktı. Alsancak'ı Güzelyalı, Bornova, Şirinyer, Bayraklı, Çiğli, Gaziemir ve Karşıyaka izledi. Meteorolojik etkenlerin de olumsuz etkiyi artırdığını kaydeden Levent Bilir, "Yüksek basınç etkisiyle kirli hava yükselip dağılamadığı için zehirli gazların ve partiküler maddelerin yere doğru çöktüğü gözleniyor. Fosil yakıtların yakılmasıyla, havaya karbon dioksit, karbon monoksit, azot oksit, kükürt dioksit gibi gazlarla birlikte partiküler kirleticiler de yayılıyor. Bilinçsiz yakıt ve kalitesiz kömür kullanımı, doğalgaza geçiş imkanı olup da hala katı yakıt tercih eden merkezi sistem binalar bunu artırıyor. Ayrıca bazı vatandaşlarımız belki de imkansızlıkları nedeniyle kömür ya da odun bile kullanmayıp çöp, lastik, petrol türevi gibi katı yakıtlar kullanıyor. Çevreye en çok bunlar zarar veriyor" diye konuştu.
DOĞALGAZ ABONESİ SAYISI YETERLİ DEĞİL
Yaşar Üniversitesi İşyeri Hekimi Dr. Yeşim Günel ise Dünya Sağlık Örgütü tarafından, hava kirliliğinin çok önemli bir kanser nedeni olarak açıklandığını hatırlatarak, "Özellikle bebekler, bağışıklık sistemi baskılanmış kanser hastaları, astım, KOAH gibi kronik solunum sistemi veya kalp hastalığı olanlar ve yaşlılar, hava kirliliğinin yoğun olduğu saatlerde mümkünse dışarı çıkmamalı, gerekirse ağız ve burun atkı ya da maskeyle kapatılmalı" dedi. İzmir'de, 2 milyonu aşkın konut ve işyeri bulunuyor. Kentte, 1 milyon 100 bin konuta doğalgaz verilebilecek durumdayken abone sayısı 675 bin 816'da kaldı. Jeotermal kullanımı, SO2 ve partikül madde emisyonu oluşturmadığı için büyük önem teşkil ediyor. 1 konutun jeotermalle ısıtılması karbon salınımı açısından 6 aracın trafikten men edilmesiyle eş değer. Bu da şu andaki kullanımla, 192 bin otomobilin trafikten çekilip karbon salınımının olmaması anlamına da geliyor.