Oynayanın da, izleyenin de keyfini kaçıran bir ortamda başladılar maça. Zira, boş tribünlere ve berbat bir zemine daha ilk düdükle
yenik düşüyordu futbol. Orta alandaki kıyasıya mücadeleye rağmen, kale önlerinde
işler kesattı. Arif'in vurup Vukoviç'in çıkardığı tek
Altınordu pozisyonuna karşın,
Balıkesirsporlu Burak'ın düşürülmesine çalmadığı penaltı düdüğü ile
Abdülkadir Bitigen kalıyordu koskoca ilk 45'te akıllarda. İkinci yarıya daha tempolu başlasalar da, 0-0 'a kilitlenen ve son düdüğe böyle giden oyunu açacak
çilingirleri yoktu iki tarafın da. Nitekim normal süre 0-0'la geçilirken uzatmalarda kazanılan ve rakibi 10 kişi bırakan penaltı pozisyonu maçı da tabelayı da Altınordu lehine çeviriyor ve Göksu ile tarlayı andıran zeminden 3 puanlık bir
hasat kaldırıyordu ev sahibi. Skora bir "
talih kuşu" manşeti atsak da, Hüseyin Eroğlu ve öğrencilerinin Türk Futbolu'nun gönderine astıkları başarı hikayesini defalarca okumalı ve ayaklarda alkışlamalıyız. Zira, hocaları ile birlikte sadece tabelaya değil, gönüllere de yazdırdılar isimlerini.