- Filmde iyilik ve kötülük önemli meseleler... Siz nasıl bakıyorsunuz bu iki kavrama?
- 2000 yılında yaşanan, Hayata Dönüş Operasyonu'nun çok etkilediği, yıktığı bir aileyi anlatıyor
Kaptan Feza. Acılarını içlerine gömmüş, yaşamaya çalışıyorlar. Bu ailenin yaptığı en büyük iyilik, hayatında hiç iyilik yapmamış bir mafya tetikçisine... Ve bunun karşılığında o adamdan, o ailenin belki hayatını değiştirebilecek, yepyeni bir iyilik doğuyor. İşin içinde bu var; "İyilik yaptın mı iyilik görürsün." Bazı insanlar kader kurbanı oldukları için kötü. O kaderleri biraz değiştirecek şekilde hayatı değiştirseler iyilik de gelebilir. Ama bu şans herkesin eline geçmiyor. Filmin karakterinin hem katil, hem son derece ince ruhlu bir karakter olması benim ilgimi çekti.
- Eden bulur hikâyesine, ilahî adalete inanır mısınız?
- İnanıyorum. Bunun örneklerini de gördüm. Düzenbazlık yapanların eninde sonunda başlarına büyük talihsizliklerin geldiğini gördüm. Haram yiyenler için de öyle. Etrafına mutsuzluk saçanların, kendilerinin de mutsuz olduğunu gördüm. Onun için evet, inanıyorum.
- Filmin esas oyuncularından biri de küçük bir çocuk. Çocukla oynamak da zor olsa gerek.
- Zor olanlar vardı, olmayanlar vardı. Olumlu olan şey, Ümit'in de iki tane küçük kızı var ve çocuklarla arası çok iyi. Ben çocuklara karşı biraz tedirginim. Ancak üçüncü, dördüncü günde birbirimize ısındık. Çekimleri yaptığımız yerdeki yan komşuda 7 yaşlarında, çok yakışıklı bir erkek çocuğu vardı. Bizim kız çocuğumuz onunla iyi arkadaş olunca, monitörden seyretsin diye onu da Ümit'in yanına oturttuk. "Dila bak arkadaşın da seyrediyor," dediğimizde Ümit'in yönettiğinden daha iyi oynamaya başladı.