İlknur Menlik - Sabah.com.tr
imenlik@comart.com.tr
Ön hazırlıkları 1 Eylül 2010 tarihinde başlatılan ve 2014-2018 yıllarını kapsayan Onuncu Kalkınma Planı TBMM'ye sevk edildi. Planın hazırlık aşamalarında 66 Özel İhtisas Komisyonu (ÖİK) oluşturulmuştu. Tarım ve gıda sektörlerini içeren 3 ÖİK'da raporlarını hazırlayıp planın oluşturulması sürecinde önemli katkılar sağladı.
Üç bölümden oluşan Onuncu Kalkınma Planı'nın ikinci bölümünde Mali Piyasalardan Sosyal Güvenliğe, İmalat Sanayiinde Dönüşümden Tarım ve Gıda'ya kadar çok sayıda önemli konuda hedef ve politikalara yer veriliyor.
Birkaç gündür Planın genel hatları üzerine konuşuluyor. Ben, Tarım ve Gıda başlığında yer alan hedef ve politikalara değinmek istiyorum. Planda öncelikle 9. Kalkınma Planı döneminin kısa bir özeti veriliyor. 2007-2012 döneminde tarım sektörü yıllık ortalama yüzde 2,1 oranında büyümüş. 2007 yılında tarımda yaşanan küçülmeyi hesaba katmazsak bu oran yüzde 3,9'a yükseliyor.
2013 yılında tarımsal desteklemelerin 9 milyar TL'ye yükseldiği belirtilen Planda sektörün önemli sorunları şu şekilde sıralanıyor: İşletmelerin dağınık ve küçük olması, pazara erişim, örgütlenmedeki yetersizlikler ve eğitim-yayım hizmetlerinin yaygınlaştırılamamış olması.
Önümüzdeki süreçte sektöre ilişkin beklentiler ise şöyle: Tarımın büyüme hızı ortalama yüzde 3,1 seviyesinde gerçekleşecek, toplam istihdam içerisindeki payı yüzde 21,9'a ve GSYH içerisindeki payı yüzde 6,8 gerileyecek.
Bu bölümdeki politika başlığında, tarım ve gıda sanayi işletmelerinin işbirliği ve entegrasyonuna atıfta bulunularak, yerel ve geleneksel ürünlerin katma değeri ve ihracata katkısının arttırılacağı vurgulanıyor. Bu konu oldukça önemli zira yine planda yer aldığı şekliyle tarım ihracatı 2006 yılında 3,6 milyar dolardan 2012 yılında 5,4 milyar dolara yükselmesine karşın, ithalat 2,9 milyar dolardan yine 2012 yılında 7,5 milyar dolara yükselmiş. Burada görülen negatif dış ticaret, gıda sektörünü işin içine kattığınızda pozitife dönüyor. 2012 yılı rakamlarına göre, gıda+tarım ihracatı 14,9 milyar dolar olurken, ithalat 12,6 milyarda kalıyor; yani dış ticarette pozitif dengeyi bu şekilde yakalıyor sektör.
İşte bu nedenle tarım ve gıda sanayi entegrasyonu hayati önem taşıyor. Ülkemizde orta ve uzun vadeli tarım ve hayvancılık politikalarının gerek kalkınma planında gerek Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın bir süre önce paylaştığı tarımsal strateji planında, gerekse Sanayi Bakanlığı'nın sanayi stratejisi belgesinde yer almaya başlaması oldukça güzel gelişmeler. Değişik kurumlar tarafından ortaya konulan bu hedeflerde uyum sağlandığı taktirde tarım ve gıda sektörleri olarak 2023 hedeflerimize emin adımlarla ilerleyebiliriz.