İlknur Menlik - Sabah.com.tr
imenlik@comart.com.tr
Buna ilişkin Bakanlar Kurulu kararı 17 Ağustos tarihli Resmi Gazete'de yayımlandı. Karara göre program, 2013-2014 eğitim öğretim yılının her iki yarıyılında da uygulanacak. Okullarda haftada 3 gün 200 mililitrelik, yağlı UHT içme sütü dağıtılacak.
2012-2013 eğitim öğretim yılının ikinci döneminde (11 Şubat) başlayan program 81 ile yayılmış, 30 bini aşkın okulda, 6 milyondan fazla öğrencimiz programdan faydalanmıştı. Program kapsamında yaklaşık 296 milyon kutu, yani 60 milyon litreye yakın süt tüketilmişti. Okul Sütü uygulamasının bugün Türkiye'nin tamamına yaygınlaşması ve her iki yarıyılda da gerçekleştirilecek olması sevindirici bir gelişme. Dünyada 50'yi aşkın ülkede yıllardan beri uygulanan Okul Sütü Programı, çocuk yaştan itibaren süt içme alışkanlığının kazandırılması ve sağlıklı nesiller yetişmesi açısından oldukça önemli bir uygulama. Bu manada hükümetin programı uygulamadaki kararlılığını henüz okullar açılmadan sergilemiş olmasını, sosyal devlet anlayışının önemli bir yansıması olarak burada zikretmek gerekiyor.
Henüz ülkemizde, programın uygulaması neticesinde elde edilen yararlar istatistik olarak ortaya konmuş olmasa da birkaç yıl içinde çok olumlu sonuçlarını göreceğimize eminim. Çünkü bugüne kadar uygulamayı uzun yıllardır yürütmüş olan ülkelerde elde edilen istatistiklere bakıldığında sonuçların bizde de farklı olması beklenemez. Bazı istatistik verilerini paylaşarak programın ülkelerin sağlık ve ekonomilerine katkılarını açıklayayım isterseniz:
Örneğin; Çek Cumhuriyeti'nde uygulamanın başladığı 2004 yılında süt tüketiminde %19 artış görülmüş. Portekiz'deki uygulamada ise 10 yıl içinde kişi başı tüketim 29 litreden 70 litreye yükselmiş. Ayrıca bu 10 yıl içinde çocukların boy ortalamalarında 3 cm artış gözlenmiş ki bu nokta ülkemiz için de önemli.
Bir başka veriye göre okul sütü, toplam ulusal süt tüketiminin Tayland'da %25'ini, Japonya'da %9'unu, ABD'de %7'sini, Güney Afrika'nın içinde küçük bir krallık olan Lesotho'da ve Finlandiya'da %5'ini, Norveç ve İsveç'te %4'ünü, Kanada ve Danimarka'da ise %3'ünü oluşturuyor.
Programın Türkiye'deki önemine gelince; öncelikle hayvansal protein alımımızın düşük olduğunu hemen belirtmek lazım. Hayvansal protein tüketimi günlük kişi başına ABD'de 73 gr, AB-15'te 65 gr iken ülkemizde ne yazık ki 26 gr seviyelerinde. İşte sütü ön plana çıkaran nokta da burası; çünkü insanımız kişi başına hayvansal proteinin %51'ini süt ve süt ürünlerinden karşılıyor. Program sayesinde çocuklarımızın protein alımı da hem artmış hem de garanti altına alınmış olacak.
Öte yandan Okul Sütü Programı nedeniyle geçen dönem üreticiden alınan 60 milyon litreye yakın süt miktarı, 2013-2014 dönemi ile daha da artacak. Bu da en azından bu yıl piyasa istikrarının sağlanması yönünde iyi bir gelişme.
Bu nedenle, gelecek nesiller adına atılmış çok büyük bir adım olan ve her yönüyle mükemmel olan bu projenin konunun tüm taraflarınca iyi sahiplenilmesi gerektiğini düşünüyorum.