İlknur Menlik - Sabah.com.tr
imenlik@comart.com.tr
Varşova'da gerçekleştirilen ve 190 ülkeden temsilcilerin katıldığı 19. Birleşmiş Milletler İklim Zirvesi'nde bu durum iyice netleşmiş oldu. Küresel ekonomik krizin baskısı altında ekonomilerini düze çıkarmak isteyen birçok ülke, konu iklim değişikliğiyle mücadeleye gelince yan çizmeyi tercih ettiler. Müzakerelerde iklim değişikliği ile mücadele için oldukça iddialı kararlar alınması bekleniyordu ama beklenen olmadığı gibi, üstelik uzlaşma, geçen yıl olduğu gibi son dakikaya kaldı ve iki haftalık maraton bir günlük uzatmayla bitti. Gelişmiş ülkelerle gelişmekte olan ülkeler bir türlü uzlaşmaya varamıyordu. Son dakikada uzlaşma sağlanmış gibi görünse de karbon emisyon kotaları ve iklim değişikliğinden zarar gören ülkelere yardım sağlanması gibi konulardaki görüş ayrılıkları devam ediyor.
Varşova iklim görüşmelerine yaklaşık 9000 temsilci katıldı. Görüşmelerde amaç, küresel iklim değişikliğiyle mücadelenin temellerini oluşturacak olan anlaşmayı 2015 Paris görüşmeleri öncesinde imzaya hazır hale getirmekti. Son durumda, Kyoto'nun devamı niteliğindeki anlaşmanın 2015 Paris iklim görüşmelerinde imzalanması bekleniyor, böyle bir umut doğdu. Fakat Çin ve Hindistan gibi gelişmekte olan ülkelerin başını çeken ülkeler, gelişmiş ülkelerin karbon salımı konusunda daha fazla bağlayıcı sorumluluk almasını istiyor. Bakalım bu ne derece gerçekleşecek? Ancak müzakerelere katılan tüm çevre örgütlerinin ilk defa toplu olarak görüşmeleri protesto ederek konferanstan çekilmelerinin, bir anlamda Varşova'da konuşulanlara ve geleceğe ilişkin umutsuzluğun simgesi olduğu söylenebilir.
Sonuç olarak şunu söylemek mümkün: İklim müzakereleri bu sefer de küresel ısınma ve iklim değişikliğinden çok ekonomik pazarlıklara sahne oldu. Küresel ekonomideki yavaşlama nedeniyle pek çok ülkenin emisyon hedeflerini boşladığı görüldü. Bu da karamsarlığa sebep oluyor. Uluslararası İklim Değişikliği Paneli'nin (IPCC) Eylül ayında yayınladığı raporuna göre, küresel ısınmanın nedeni, %95 ihtimalle insan kaynaklı. Durum böyleyken iklim değişikliğiyle mücadele konusundaki sorumluluklarımızı yerine getirmemiz gerekiyor. Sonuçta, başka bir dünya yok ve elimizdekini daha fazla hoyratça kullanamayacağımız ortada.
