Reklam dünyasının önemli isimlerinden Nail Keçili, 28 Şubat öncesinde Refah-Yol hükümetine karşı olan medya ve iş dünyasının askerleri kullandığını belirterek, "TÜSİAD 28 Şubat'ın en büyük sorumlusudur. Ben kuruluşundan bu yana içindeydim. O dönemde ben hapse girince hemen bana mektup yollayıp dernekten çıkarmak istediler. Allah'tan istifa ettim. Onların içine giren şerefini kaybeder" dedi. 28 Şubat'tan önce birçok siyasi lidere danışmanlık yaptığını anlatan Keçili, şöyle konuştu:
"Bir tek Mesut Yılmaz ile çalışmadım. Kendisi benim Turgut Özal'a 'Mesut Yılmaz'ı partinin başına getirmeyin' dediğimi, Tansu Çiller'in başbakanlığının uzamasını isteyerek ona mani olduğumu düşündü. Sadettin Tantan'ın bakanlığı döneminde benim üzerime geldiler. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile o dönemde resimlerim yayınlanınca Genelkurmay Başkanı Kenan Evren'e telefon edip 'Söyleyin Erdoğan'ın danışmanlığını yapacaksa kendisiyle ilgili iyi şeyler düşünmeyiz' demiş. Ondan sonra da hapse atıldım."
MENFAAT İÇİN ZARAR VERENİN KATLİ VACİP
27
Mayıs, 80 darbesi, 28 Şubat, Gezi olayları ve 17 Aralık'ın altında hem Türkiye'nin başarısını istemeyen hem de ülke içinde menfaatleri olan insanların olduğunu belirten Keçili, "Geçmişten bu yana halk partisi seçimleri kazanamayıp bu tip olaylardan istifade etmeye çalışıyor. AK Parti'ye pislik atıyorlar. Kasetler benim için önemli değil. Ben Türkiye'nin gelişmesine bakarım. Bu ülkeye menfaati için zarar veren insanların katli vaciptir. Türkiye'nin itibarını kaybettirmek kimin hakkıdır" dedi.
DEMİREL İDDİASI
Keçili
, 1969'da Günaydın Gazetesi sahibi Haldun Simavi ile dönemin başbakanı Adalet Partisi Başkanı Süleyman Demirel'le ilgili bir iddia ortaya attı. Keçili, gazetenin istediğini yaptıramadığı için Demirel'in eşi Nazmiye Hanım'ın ayakkabıcısıyla ilişkisi olduğuna dair imalı manşetler attığını hatırlattı. Keçili, "Olayın perde arkasında ise Haldun'ların evindeki bakıcının çalışma izni vardı. İzin süresi bitiyordu. Gerekli izni alamadılar. Muhalefete başladılar" diye konuştu.