Bakanlar Kurulu Toplantısı'nda Avrasya Gümrük Birliği'ne (AGB) üyelik doğrultusunda hazırlanan 21 yasa tasarısından oluşan paketin oybirliğiyle kabul edildiğini açıklayan Kırgızistan Başbakanı Coomart Otorbayev, ülkenin geleceği için tarihi bir karar aldıklarını açıkladı.
Kırgızistan'ın 2015 yılında tam üye olacağı AGB'nin toplam ekonomik büyüklüğünün, 2013 yılı itibariyle 2,2 trilyon dolara ulaştığı kaydediliyor. Kırgızistan'ın katılımıyla birlikte AGB'ye, yaklaşık 6,5 milyar dolarlık yeni bir ekonomi dahil olacak. Kırgızistan diğer AGB ülkelerinden coğrafik, sosyal ve ekonomik göstergeler açısından en zayıf ve küçük ülke konumunda. Büyüklüklere bakıldığında ekonomik anlamda çok da önemli bir miktar olarak görülmese de Kırgızistan'ın üyeliği, genişlemeye çalışan AGB için oldukça önemli.
Tabii, Kırgızistan açısından da bu üyelik büyük önem taşıyor. Zira ülke, tüm ihracatının üçte birini Kazakistan ve Rusya'ya yapıyor. Öte yandan Rusya, Kırgızistan'ın ithalat partnerleri arasında %33 oranıyla en yüksek paya sahip. Bira, petrol ürünleri, eczacılık ürünleri, lastik, çikolata, karton, kağıt ve kereste ürünlerinin ithalatında Rusya birinci sırada yer alıyor.
Kazakistan ise, Rusya ve Çin'in ardından ülkenin üçüncü ithalat partneri konumunda. Kırgızistan, Kazakistan'dan ağırlıklı olarak kömür, petrol, benzin, dizel yakıtı, buğday, un, tütün ve ayçiçek yağı ithal ediyor. Kazakistan'ı ABD, Japonya, Almanya ve Türkiye izliyor. Türkiye'nin Kırgızistan'ın ithalatındaki payı, yüzde 2,8 düzeyinde.
2015 yılında Birliğe üye olması planlanan bir başka ülke daha var. O da, Rusya'nın bugüne kadar elini üzerinden hiç çekmediği Ermenistan. İşin ince tarafı ise şu: Ermenistan'ın dahil olması ile birlikte Avrasya Gümrük Birliği, resmen sınır komşumuz olacak. Ancak Kazakistan, Azerbaycan'la olan Yukarı Karabağ sorunu nedeni ile Ermenistan'ın üyeliğine çekimser bakıyor. Bu noktada Rusya faktörünün etkin olacağı söylenebilir. Rusya'nın birliğin genişlemesi adına Kazakistan'ın çekincelerini dikkate alması ve yıllardır sürüncemede olan Yukarı Karabağ sorununa bir çözüm sunması beklenebilir.
Türkiye ise ABD ile AB arasında 6 turu geride bırakan TTIP (Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı Anlaşması) müzakerelerine odaklanmışken, bir anda gelişmelerin hız kazandığı bu yeni oluşum ile belki de 4-5 ay gibi kısa süre sonra sınır komşusu olacak. Bu yeni oluşumun başını çeken Rusya ise şu sıralar, AGB için çok önemli gördüğü Ukrayna'da izlediği politika yüzünden AB ve ABD'nin yaptırımları ile karşı karşıya. Ama Rusya da boş durmuyor. Bu yaptırımlara gıda ambargosu ile karşılık veriyor.
Stratejik hamleler karşılıklı olarak birbiri ardına geliyor. Türkiye'nin, bu zorlayıcı stratejik hamlelerin tam ortasında olduğu söylenebilir. Batıya uyguladığı gıda ambargosu nedeniyle Rusya'nın Türkiye'ye yönelmesi, AGB ile ilişkilerimizi fiilen kuvvetlendirecek yeni bir adım oluşturmakta. Kimi uzmana göre Türkiye, geleceği soru işaretleriyle dolu bu yeni oluşuma hiç zaman harcamamalı ve tüm enerjisini TTIP, AB Gümrük Birliği ve AB'ye tam üyeliğe sarf etmeli. Kimine göre ise Asya'daki tüm dengeleri değiştirmeye aday AGB'ye uzak durmamalı ve bu birlik içerisinde yer almalı. Türkiye ise bir yandan TTIP sorununa çözüm bulmaya çalışırken, diğer yandan AGB ile ilgili gelişmeleri takip ediyor. Zannediyorum 2015, AGB'nin geleceği açısından pek çok şeyin netleşeceği bir yıl olacak. Bekleyip biz de göreceğiz.