Dünya ekonomisinin oldukça volatil bir dönemden geçtiğini belirten Akbank Genel Müdürü Hakan Binbaşgil, 2008'de başlayan global krizin önemli ölçüde geride kaldığını söyledi. Ekonomilerin kriz sonrasında tam olarak normalize olamadığının altını çizen Binbaşgil, "Bir tarafta ABD ekonomisi daha hızlı toparlanırken, diğer yanda da Avrupa Birliği, Japonya ekonomisinde sorunlar devam ediyor. ABD'de 2015'in ikinci yarısından itibaren ölçülü faiz artırımları beklenirken, Avrupa Birliği ve Japonya'da ise genişleyici ekonomi politikaları devam ediyor. Uluslararası piyasalardaki hareketliliğin en iyi örneğin dolar/euro kurundaki dalgalanmalar. Dolayısıyla, ülkemizde kur ve faizlerde yaşanan volatilite sadece Türkiye'ye özgü bir konu değildir. Diğer gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde benzerleri yaşanmaktadır" dedi.
SEKTÖR ÇOK SAĞLAM
Türkiye ekonomisinin oldukça güçlü olduğunun altını çizen Binbaşgil, bunun arkasındaki iki temel faktörün mali disiplinin devam etmesi ve sağlam bankacılık sektörü olduğunu kaydetti. Bankacılık sektörünün öz kaynaklarının yüksek olduğunu ifade eden Binbaşgil, "Bütçe açığı ve kamu borcunun milli gelire oranı da çok düşük seviyelerder. İyileştirilebilecek alanımız ise cari açık ve tasarruf oranlarımızın daha da artırılması. Şu sıralardaki düşük petrol fiyatlarının etkisi ile cari açığımızda da önemli iyileşmeler sağlandı. Bu iyileşmeye geçtiğimiz senelerde alınan makro ihtiyati tedbirlerin de önemli etkileri oldu" diye konuştu.
TASARRUF ARTMALI
Tasarrufların artmasının en öncelikli konulardan biri olmaya devam edeceğine işaret eden Binbaşgil, "Tasarruf oranı yüksek ülkeler daha fazla yatırım yapabiliyor, çok daha fazla doğrudan yabancı yatırım çekebiliyor. Bu da sürdürülebilir büyümeyi beraberinde getiriyor. Bu sebeplerle tasarruflarımızı artırmaya mutlaka devam etmeliyiz. Tasarrufları artırmak üzere geçtiğimiz yıllarda çeşitli makro ihtiyati tedbirler devreye girdi, tüketici kredilerinin ve kredi kartlarının büyümesi yavaşladı. Ayrıca Bireysel Emeklilik Sistemi'nin yaygınlaştırılması ile ilgili önemli devlet destekleri devreye girdi. Bütün bunların sonucunda tasarruf oranında yüzde 12'lerden 15'lere doğru bir iyileşme yaşanmaya başladı. Bu çok olumlu bir gelişme" değerlendirmesinde bulundu. Türkiye'nin, herkesin gerçekleşmesini arzuladığı, orta-uzun vadeli hedefleri olduğunun altını çizen Binbaşgil, "Ekonomimizi dünya sıralamasında daha da yukarılarda görmek istiyoruz. Potansiyeli de mevcut. Tabii bu atılımlar önemli altyapı yatırımları ve finansmanı gerektiriyor. Akbank olarak biz de ekonomimizin ve reel sektörümüzün daha da büyümesi için finansman desteği sağlamayı sürdürüyoruz" dedi.
