Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, G20 kapsamındaki bir oturumda işverenlere yaptığı "Biraz az kazanın ve kazandıklarınızı özellikle dar gelirlilerle paylaşın" çağrı, iş dünyası temsilcilerinin de gündemine yerleşti.
Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı İbrahim Çağlar, Erdoğan'ın açıklamalarını desteklediklerini belirterek, "Bizler Sayın Cumhurbaşkanımızın ve değerli hükümetin ortaya koyduğu ve koyacağı önerileri desteklemeyi, ülkemizin her bireyinin çıkarlarını öncelemeyi kendi kişisel çıkarlarımızın ve şirket çıkarlarımızın her zaman üzerinde tutarız" diye konuştu.
Çağlar, ülke ve milletin refahı söz konusu olduğunda, ellerini taşın altına koymaktan kaçınmayacaklarını vurgulayarak, "Sayın Cumhurbaşkanımız 'paylaşımcı anlayışı hayatımıza egemen kılalım' derken, hem inancımızın hem de geleneklerimizin gereğini ifade etmiştir" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarının, kendisinin Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Başkanlığı'nda bulunduğu 2008 krizi safhasında savunduğu bir söylem olduğunu anımsatan Vardan, "O gün de 'Elimizdekileri paylaşmamız lazım' demiştim. Şimdi de bu söylemimi destekliyorum. Kaldı ki bundan dolayı kazanç azalmaz, bereket kazanır" ifadelerini kullandı.
"Hakikaten süratle gündeme oturacağı belli bir açıklamaydı. Ancak çok da büyük sürpriz değil. Çünkü asgari ücretin artırılması konusu, seçimde neredeyse her partinin programındaydı. Ortada devlet, işveren ve işçi olmak üzere bir paydaş üçgeni var. Bu üçgen içinde dengeyi kurmak hep hükümetlerin görevi olarak algılanıyor.
Asgari ücreti belirleyen ve açıklayan her zaman hükümet. Yani asgari ücret kamu eliyle ve meclis iradesiyle belirleniyor. Ben Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından, asgari ücretin muhakkak yükseleceğini net olarak anlıyorum.
Her dönemde işçi, işveren ve devlet üçgeninde diyaloğu başlatan devlettir. Üçünün anlaştığı bir rakam ortaya çıkmalı, öyle de olacaktır. Dolayısıyla bu üçlü pazarlığın ilk açılışı yapıldı diye düşünüyorum."
Türkiye Kadın Girişimciler Derneği (KAGİDER) üyesi de olan Türktan, her asgari ücret artışında, bu şekilde bir konunun söz konusu görüşmelere başlangıç teşkil ettiğini aktardı.Şu anda Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın mesajı işverene verdiğini, ikisi arasındaki en optimum noktayı bulmak için hep birlikte çalışılması gerektiğini dile getiren Türktan, bu konunun biraz daha gündemde kalacağına işaret etti.
DEVLET BABA BABALIĞINI GÖSTERSİN, YÜKMÜZÜ HAFİFLETSİN
İstanbul Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) Başkanı Hikmet Tanrıverdi, çok işçi çalıştıranların az kazanmak ve paylaşmak noktasında sıkıntıları olduğunu düşünmediğini belirterek, "Paylaşmak en güzeli" dedi.
Bu firmaların kendi geleceklerine dair kaygı yaşadıklarını aktaran Tanrıverdi, "Çalışana bin 300 TL değil, bin 500 TL de verilsin. Türkiye'nin en çok istihdam yaratan sektörü olarak temelde buna bir itirazımız yok. Ancak Türkiye'nin rakip ülkelere göre rekabet şartlarının da göz ardı edilmemesi gerekiyor. Devlet babanın da babalığını gösterip, çalışan üzerinden aldığı payı hafifletmesini istiyoruz.
Büyük zorluklarla bugünlere gelen firmalarımızın geleceğinin riske edilmemesi gerekiyor. Bu nedenle firmalarımız kazandığını çalışanıyla daha çok paylaşıp az kazansın ama devletimiz de firmalarımızın omuzlarındaki yükü hafifletsin" yorumunu yaptı.
DEVLETİN DE CEBİNDEN BİR PARA ÇIKACAK BİZİM DE...
İstanbul Ticaret Borsası (İSTİB) Başkanı Ali Kopuz ise Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasını dikkatle takip ettiğini aktararak, "Sayın Cumhurbaşkanımız, asgari ücretin bin 300 lira olması noktasında iş dünyasının daha paylaşımcı ve fedakar bir yaklaşım ortaya koymasını istedi" dedi.
Sayın Cumhurbaşkanımıza bu konuda sonuna kadar katılıyorum. Bence bu faiz oranlarıyla ne yatırımların önünü açabiliriz ne de piyasayı canlandırabiliriz. Ekonomi yönetimi bir an önce faizlerin düşürülmesi için önlemler almalıdır."
ŞİRKETLER VERGİLERİNİ ÖDESİNLER DEVLET DE ONLARI DAĞITSIN
Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırmaları Vakfı (TEPAV) İcra Direktörü Güven Sak, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın işverenlere yaptığı çağrıya G20 Bildirgesi içerisinde yer alan maddelerin de destek olacağını söyledi.
Şirketlerin vergilerini ödemeleriyle hem küresel eşitsizliklerin hem de ülke içerisindeki yoksullukla mücadelenin mümkün hale geleceğine işaret eden Sak, "Dolayısıyla bu matrah kaydırmasına karşı tedbir aldığınızda zaten iş adamlarının daha fazla vergi vermesini teşvik ediyorsunuz, bundan başka yolları kalmıyor. Çünkü bu güne kadarki uygulamada nerede daha fazla vergi varsa o tarafa doğru kaçma eğilimleri yüksek oluyordu" diye konuştu.
"Dolayısıyla o ekibin önceliklerini Türkiye belirledi. O önceliklerin doğru belirlenmesi sayesinde de G20/OECD Matrah Aşınması ve Kar Kaydırma (BEPS) Projesi kapsamında geliştirilen çalışma, şirketlerin bir ülkeden diğerine matrah kaydırması ve daha az vergi ödemelerinin öne geçecek. Cumhurbaşkanı Erdoğan da o konuşmasında 'paraların hepsini siz almayın, birazını da verin' diyor.
Şirketler vergilerini ödesinler, devlet de onları dağıtsın diye düşünüyorum."
KAR EDENLER KAZANÇLARINI PAYLAŞSIN
Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) Başkanı Şeref Fayat, para kazananlar ve kar elde edenlerin bu kazançlarını paylaşmaları gerektiğini anlatarak, "Sayın Cumhurbaşkanımızın bu sözlerine canı gönülden katılıyoruz.
Paylaşmalı ki iş huzuru kaybolmasın, aksine sürekli olsun. Emek yoğun bir sektör olan hazır giyim endüstrisinde 'karsızlık' gibi önemli bir sorun ile mücadele ediyoruz. Üstüne asgari ücrete getirilmek istenen artış rekabet gücümüzü elimizden alıyor.
Pek çok sektörde çalışanlar toplam maliyetin yüzde 5-10'unu oluştururken bu oran bizde yüzde 35'i buluyor. Bu gerçeğin özellikle altını çiziyoruz" şeklinde konuştu.
PAYLAŞABİLMEK İÇİN ÖNCE KAR ETMEK LAZIM
Türkiye Genç İşadamları Derneği (TÜGİAD) Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Ali Yücelen, Türkiye'de reel sektörün karlılığının azaldığını, pek çok şirketin çalışanların maaşlarını ödeyebilmek için büyük sıkıntı çektiğini söyledi.
"Büyük şirketler ile KOBİ'ler arasındaki kar marjı uçurumu giderek açılıyor. Maliyetler ve girdiler artıyor ama bu artışlar ürün fiyatlarına yansıtılamadığı için fiyatlar düşük tutuluyor.
Ekonomiyi soğutma önlemleri ciddi bir durgunluk yaratıyor. Faiz yükselişi gibi finansman maliyetini arttırıcı unsurlar, özellikle KOBİ'leri vuruyor. Reel sektörün karlılığı düşerken, elindeki stok, marka değeri, teknoloji gibi konular ekonomi yönetimi tarafından önemsenmediğinden sürekli değer kaybedip yenilenemiyor. Buna karşın özellikle gayrimenkul ve finansman sektörünün karlılığı artıyor.
Kar edemeyen KOBİ'ler, çalışanlarına ellerinde olmadığı halde imkanlar sunmak için çırpınıyor. Çalışanların maaşını ödeyebilmek için gayrimenkul sektörüne girerek kar elde etmeye çalışan sanayicilerin varlığı piyasanın malumudur."
İŞVEREN KAZANDIĞINI ÇALIŞANIYLA PAYLAŞIRSA VERİMLİLİK ARTAR
Türkiye Ayakkabı Sanayicileri Derneği (TASD) Başkanı Hüseyin Çetin, "Elbette dünya malı dünyada kalır. İşverenin kazandığını çalışanıyla paylaşması halinde üretim ve verimlilik artar" dedi.