Türk finans sektörünün 15 Temmuz darbe girişiminden sonra başarılı bir sınav verdiğini vurgulayan Vakıf Katılım Genel Müdürü İkram Göktaş, siyasi otoritenin de KHK ile almış olduğu kararların uygulanması konusunda oldukça hassas davranarak gerekli aksiyonların bir an önce alınmasını sağladığını kaydetti.
ÜSTESİNDEN GELE BİLİRİZ
Bütün olumsuzluklara rağmen Türkiye ekonomisinin sıkı bütçe disiplini, düşük kamu borç stoğu ve güçlü bankacılık sektörü ile yaşanan bu gelişmelerin üstesinden gelebilecek güçlü makro temellere sahip olduğunun altını çizen Göktaş, "Yapılması gereken 15 Temmuz darbe girişimi gecesinde gösterilen iradede olduğu gibi, ekonominin bütün aktörleri ile birlikte topyekûn bir ekonomik kalkınma hamlesine hayata geçirmektir" dedi. Türkiye'ye yönelik her türlü riskin fiyatlandığının altını çizen Göktaş, ekonomide 2017'den itibaren daha olumlu bir döneme girileceğini vurguladı. Katılım Bankacılığı Strateji Belgesi'nde, faizsiz bankacılık olan katılım bankacılığının sektördeki payının 2025 yılında yüzde 15'e ulaşmasının hedeflendiğinin altını çizen Göktaş, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu da 300 milyar dolara ulaşan aktif büyüklük ve 181 milyar dolar seviyesinde katılım fonu büyüklüğü anlamına geliyor. Bunun için ülkemizdeki potansiyelin harekete geçirilmesi kadar yurt dışı fonların Türkiye'ye getirilmesi de önem taşıyor. Burada kritik unsurlardan biri de İstanbul'un finans merkezi haline gelmesi."
SEKTÖRDE LİDERLİK HEDEFİ
Vakıf Katılım olarak öncelikli amaçlarının sektörü büyütmek olduğuna dikkat çeken Genel Müdür İkram Göktaş, "Hedefimiz hem yurt içi hem de yurt dışında daha fazla fonu sisteme dâhil etmek ve daha fazla kişiye ulaşmak. Bu doğrultuda yoğun bir çalışma ve odaklanma ile katılım bankacılığı sektöründeki pazar payımızın 2018 yılında yüzde 10'a çıkmasını ve 2023'te sektör liderliğini bize getirecek seviyeye ulaşmasını bekliyoruz" dedi.
100 ŞUBE 1.200 ÇALIŞAN
Vakıf Katılım olarak bu yılın şubat ayı sonunda hizmet vermeye başladıklarını hatırlatan Göktaş, "Toplam 29 şubeye ulaştık. 2017 ve 2018 yılı boyunca yapacağımız çalışmalarla en az 100 şubeye ulaşmayı ve en az 1.200 çalışanla hizmet vermeyi öngörüyoruz. 2017 ve sonrasında KOBİ segmentinde ağırlıklı çalışmalarımız olacak. Bu doğrultuda KOBİ'lere yönelik standart ürünler sunmanın yanında onların ihtiyaçlarına çözüm olacak yeni ürün ve hizmetler de geliştirmeyi hedefliyoruz. Ayrıca, kamu bankası olmamızın verdiği güven algısı hasebiyle -2023 yılına uzanan uzun vadeli hedeflerimiz doğrultusunda- özellikle yurtdışı fonların ülkemize kazandırılması konusunda önemli bir rol üstleneceğimize ve bu alanda sektöre önemli katkılar sağlayacağımıza inanıyoruz" dedi.
