Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci SABAH için yazdı
Ülkemiz, uzun bir süre yaşadığı koalisyon hükümetleri döneminde kısır tartışmalarla, belirsizliklerle, istikrarsızlıklarla uğraştı ve çok değerli yılları kaybetti. Yaşanan tüm bu olumsuzluklara son demek için iktidara gelen AK Parti ile ülkemiz istikrara ve sürdürülebilir ekonomik kalkınma trendine kavuştu. Bu istikrar beraberinde güven ortamını ve ekonomik istikrarı da getirdi. Pek çok ekonomik gösterge itibarıyla AK Parti iktidarlarının sağladığı dinamizmin etkileri açıkça görülüyor. Örneğin Türkiye ekonomisi 2002 yılında 230 milyar dolarlık bir ekonomi iken, 2015 yılında 861 milyar dolarlık bir ekonomi haline geldi. Bir başka deyişle, bu dönemde Türkiye ekonomisi reel olarak yüzde 115 büyüdü.
KİŞİ BAŞI GELİR ÜÇ KAT ARTTI
Ekonomimiz genel manada büyürken kişi başına gelirimiz de 3 kattan fazla arttı. 2002 yılında sadece 3 bin 581 dolar olan kişi başı gelirimizi, 2015 yılında 11 bin 14 dolara çıkarttık. Böylece, 2002 yılında dünyanın 21. büyük ekonomisi iken, bugün dünyanın 16'ncı, Avrupa'nın ise 6. büyük ekonomisi olduk. Tüm bu rakamları değerlendirirken küresel ve bölgesel konjonktürü de dikkate almak gerekir. 2009 yılında küresel piyasaları derinden etkileyen ve İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana kaydedilen en ciddi daralmaya, yakın coğrafyamızda yaşanan insanlık trajedilerine ve silahlı çatışmalara, en önemli ticari partnerimiz olan AB'de yaşanan ekonomik duraklamaya rağmen çok şükür Türkiye ekonomisi kararlı bir şekilde büyümeye devam etti.
DÜNYAYI KARIŞ KARIŞ GEZDİK
Bu noktada sanayicilerimiz, girişimcilerimiz ve ihracatçılarımızla uzak-yakın demeden tüm dünyayı karış karış gezdik. 2002'de 1 milyon dolar üzerinde ihracat yapan sadece 3 bin 712 firma varken 2016'da bu sayıyı 11 bin 702'ye yükselttik. Bu sayede 2002 yılında 87.6 milyar dolar olan dış ticaret hacmimizi 2016 yılında 341.2 milyar dolar seviyesine çıkardık.
MALİ DİSİPLİNDEN TAVİZ YOK
Kararlılıkla uyguladığımız mali disiplin politikamızdan taviz vermeyeceğiz. Yatırım ve ihracatla büyüyen bir Türkiye için tüm destek araçlarımızı seferber edecek, cari açık ve enflasyon gibi problemleri bertaraf ederek makroekonomik istikrarımızı korumaya devam edeceğiz. 2017'yi biz ekonomide yeni atılımların başladığı yıl olarak görüyoruz. İnşallah 16 Nisan'da da milletimiz bu yolda 2002'den bu yana attığımız adımlara yönelik desteğini sandıkta verecektir. Türkiye olarak vizyonumuz ve hedeflerimiz belli: Ülkemizi müreffeh yarınlara taşımak. Bu yolda 16 Nisan'da milletimizin desteğini almayı hedefliyoruz.
İHRACATÇI SAYISI İKİYE KATLANDI
Dış ticaret bu dönemde en önemli iktisadi faaliyetlerden biri haline geldi. 2002 yılında sadece 31 bin 731 firma ihracat yaparken bu rakamı 2016 yılında 66 bin 953'e çıkardık. Böylece, ihracatçı sayımızı 2 katından daha fazla artırdık. Önümüzdeki dönemde daha pek çok yeni firmamızı ihracatçılarımız arasında göreceğimize can-ı gönülden inanıyoruz. Böylece ülkemizin tüm dünya tarafından tanınan ve tercih edilen ürünlerine, hizmetlerine yepyeni pazarlar bulacak ve ihracatımızdaki artış trendini çok daha fazla artıracağız. Ülkemiz ihracatında ve genel manada ekonomisinde görülen bu canlanma şüphesiz küresel yatırımcıların da dikkatini çekti. Ülkemiz tarihi ve kültürel olarak sıkı sıkıya bağlı olduğu komşu ve çevre ülkelere açılan en önemli kapılardan biridir ve Türkiye'de yatırım yapmak sadece 80 milyonluk bir pazara açılım için değil sadece 4 saatlik uçuş mesafesindeki 1 milyarlık nüfusa ve yaklaşık 30 trilyon dolarlık gayri safi hasılaya ulaşım için de anahtar bir hamledir.
