Yerel seçimlere bir yıldan fazla zaman var ama Eskişehir şimdiden sandığın havasına girmiş durumda.
Cevabı en çok merak edilen soru
Yılmaz Büyükerşen'in dördüncü kez aday olup olmayacağı.
Büyükerşen, kendisine bu konuda yöneltilen sorulara ısrarla net bir cevap vermiyor.
Belli ki bir hesabı var.
Yoksa bu işi zamana bırakmaz, çıkar
"Ben adayım arkadaş" der.
***
Uzun bir aradan sonra tekrar sahaya inen, dernek ziyaretlerine başlayan
Büyükerşen'in en büyük rahatsızlığı Büyükşehir Belediye Yasası'nda yapılan son değişiklik.
Gittiği her yerde, katıldığı her toplantıda bunu dile getiriyor.
Yasada yapılan değişiklikten sonra aday olup seçilememekten değil, seçilip çalışamayacağından endişe ediyor. Hizmet alanının genişlemesi, büyükşehir belediye başkanı olarak sorumluluklarının artmasından korktuğunu sanmıyorum.
Korkusu, olsa olsa üç dönemin kazanımlarını dördüncü dönemde hem de çok kötü bir şekilde kaybetmek olabilir. HHH Benim dikkatimi çeken bir başka nokta
Büyükerşen'in bugüne kadar hep uzak durmaya çalıştığı parti ile ilgili konulara da girmesi.
Sık sık "
Ben siyasetçi değilim. Belediye başkanı olmak için siyasete girdim" diyen
Büyükerşen'in kendisine büyük avantaj sağlayan, "
partiler üstü" tutumunu bırakması.
Bugüne kadar hep projelerini, hayallerini paylaştığı seçmenin karşısına CHP kimliğine ağırlık vererek çıkması.
CHP'lilerden parti için daha çok çalışmalarını isterken, halktan da CHP'ye sahip çıkmasını istemesi.
***
Büyükerşen'deki bu değişimin nedenini düşünürken,
Sakarya'dan
Hakkı Sağlam'ın iki yazısı, benim için tam da bunun cevabı oldu.
Yeni yasaya göre, Eskişehir'in bütün ilçeleri nüfusları ile orantılı olarak büyükşehir belediye meclisine temsilci gönderecek.
45 kişilik büyükşehir belediye meclisinin 29 üyesi ilçelerden, 16 üyesi merkezden gelecek.
Toplam nüfusları 100 bini biraz geçen ilçeler 29 üye ile temsil edilirken, 600 bin nüfuslu merkez 16 üyeye sahip olacak.
Genel Başkan Yardımcısı
Numan Kurtuluş'un iddia ettiği gibi Eskişehir'in 15-0 olması çok zor da olsa, ilçelerde AK Parti'nin önemli bir ağırlığı olacağını söylemek için kahin olmaya da gerek yok.
Özetle büyükşehir, Tepebaşı, hatta Odunpazarı'nı bile kazanamasa bile, büyükşehir belediye meclisi AK Parti'nin hakimiyetine geçecek.
Ve böyle bir durumda
Büyükerşen'in eli ayağı bağlanacak.
***
Üstelik daha şimdiden,
"Hoca seçimi kazanırsa kazansın. Meclis'te çoğunluk bizde olacak. Bütçesini kabul etmez, başkanlıktan düşürürüz. Sonra içimizden birini başkan seçeriz" diyerek halkın iradesini
"peşin peşin" hiçe sayacaklarını ilan edenler de var.
Kendinizi
Büyükerşen'in yerine koyun.
Siz aday olur muydunuz?
Bence
Büyükerşen'in de hesabı bu.
"Benden bu kadar. Aday değilim" derse başkalarını bilmem ama, benim için sürpriz olmaz...
Bir dostun ardından
1980 öncesi kısa bir dönem Futbol Federasyonu Başkanlığı'nı üstlenen
Cemal Saltık'ı kaybettik.
Onu, 1970'li yıllarda Hayatspor'un Ankara temsilciliğini yürüttüğüm dönemde tanıdım.
CHP'nin yayın organı Ulus, Barış adını almış, gazetenin sahibi ve başyazarı
Yaşar Arsev tüm yetkiyi
Cemal Abi'ye bırakmıştı.
Spordan çok siyasete olan ilgim, dikkatini çekmişti. Ara sıra yazmamı istedi. Hayatspor'da çalışırken, para karşılığı olmasa bile Barış'ta nasıl yazacaktım.
Kimsenin cesaret edemeyeceği formülü o buldu. Benim yazılarımın altına,
"BARIŞ" imzasını attı. Davalık olan yazılarımın bütün sorumluluğunu o üstlendi.
Bizim
Salih Memecan'ın ilk karikatürlerini de Barış'ta yayımlayan oydu.
Mekânın cennet olsun Cemal Abi.
Seni hiç unutmayacağım...