Deccal Kıyamet’in en büyük alametlerinden biridir. Deccal bir güç müdür? Bir felsefe midir? Deccal bir adam mıdır? Bir yaratık mıdır? Mecaz mıdır? Hakikat midir? Konuyla ilgili İslam alimleri tarafından çok söz söylenmiştir. Bunlar olmadıkça kıyamet kopmaz diyor. İşte o alametlerden birisi Deccal’dir Müslümanların kesin inançlarındandır Deccal. Kıyamet alametlerden birisidir, ve günü gelince çıkacaktır. Hakikatten görüncek ve insanları şerre çağıracaktır. Yanında cennet ve cehennemi olacaktır. Ona direnen insanları öldürecektir. Daabbetül Arz gibi, güneşin batıdan doğması gibi Yemen’den çıkan büyük yangın gibi, Mehdi’nin gelmesi gibi, Hz. İsa’nın nüzulü gibi, Yecüc ve Mecüc’ün çıkışı gibi Hz. Peygamberimiz bazı alametler sayıyor. Hatta hadislere göre insanları diriltecektir. Allah ona o gücü verecektir ki, şer yapabilsin. İnsanları imtihan edecektir. Şeytan’a güç verdiği gibi Allah ona da güç verecektir. Hadislerde onun, Hz. Mehdi ve Hz. İsa’nın onunla savaşacağı ifade ediliyor. Ancak belirtmek gerekir ki, bütün bunlar olağanüstü bir döneme ait olaylardır. Onun için bu olayları şimdiki şartlar içinde düşünmemek gerekir. kainata hakim olan fiziki kurallar tersyüz edilecek. Arı bir kural gelecek. Allah kıyamete ramak kala bütün bunları gönderecek. Hz. Peygamberimizin ifade ettiğine göre her peygamber Deccal’e karşı ümmetini uyarmıştır. DECCAL KELİMESİNİN ANLAMI NEDİR? Arapça bir kelime olan Deccal, “yalancı, hilekar; zihinlerde, iyi ile kötüyü, hak ile batılı karıştıran; bir şeyi yaldızlayıp gerçek yüzünü gizleyen; her yeri dolaşan kötü ve uğursuz kişi” gibi anlamlara sahiptir. DECCAL’İN BAZI ÖZELLİKLERİ: Bazı rivayetlerde Deccal’in Yahudi olduğu belirtilir. Hatta bazı Yahudiler bununla övünürler. “Ahirzaman Deccali bizden çıkacak” derler. DECCAL´İN VÜCÜT YAPISI ve SİMASI hakkında şu rivayetler zikredilmiştir: Deccal cüsseli, heybetli, kızıl renkli, kıvırcık saçlı, ensesi kalın ve alnı geniş bir kimsedir. Kısa ve ayrık bacaklıdır. Alnında 'kâfir' yazısı vardır. Okuma yazması olsun olmasın onu her Müslüman okur. İcraatlarını beğenmeyen herkes o yazıyı okuyacaktır. Bir insanın alnında açık açık kâfir yazısının bulunması, herkes bilir ki imtihan sırrına ters düşer. Öyleyse bununla başka bir mânâ kastedilmiş olmalıdır. Deccal tek gözlüdür. Resûllullah birgün Deccaldan söz açarak, “Şüphesiz, ben sizi, ona karşı uyarıyorum. Hiçbir peygamber yoktur ki, gönderildiği toplumu ona karşı uyarmamış olsun. Nitekim Hz. Nuh da (a.s.) kavmini ona karşı uyarmıştı. Ama ben size Deccal hakkında hiçbir peygamberin kavmine söylemediği bir söz söyleyeceğim. Haberiniz olsun ki, o kördür, Halbuki Allah asla kör değildir.' buyurmuşlardı. “Kör olduğu halde insanlara, 'Ben sizin Rabbinizim´ der. Halbuki sizin Rabbiniz kör değildir (yaratıklara benzemekten, her türlü kusur ve noksanlıktan uzaktır).” “Allah kör değildir. Dikkat edin. Mesih-ı Deccalın sağ gözü kördür. Gözü sanki fırlamış bir üzüm tanesi gibidir.” 'Silik gözlüdür.' Bunlardan biri de onun çocuğunun olmayacağıdır. Onun bu hali, Kevser Sûresindeki 'ebter,' yani 'soyu kesik' tabiriyle bütünüyle uygunluk arz etmektedir. Sûrenin, ayrıca ebced hesabıyla ona işaret ettiği belirtilmektedir. Rivayetlerden, Deccal çıktığında bütün dünyanın işiteceğini, kırk günde dünyayı gezeceğini, harikulâde bir eşeğe sahip olduğunu öğreniyoruz. Deccalın eşeğinin iki kulağı arasındaki mesafe ise kırk arşını bulmaktadır. (yaklaşık 27 m). Çağdaş bazı âlimler bundan maksadın iki kanadı arası kırk arşını bulan bir uçak olduğunu söylerler. 'Deccal önüne bulutu katan rüzgâr gibi hızlı gider' rivayetinden de onun hızlı araçlardan yararlanacağını, sür´atli icraat yapacağını anlıyoruz. Allah Resûlü, kırk günde dünyayı dolaşan Deccalın Mekke ve Medine hariç ayak basmadık belde bırakmayacağını bildirir. Deccalın bir kısım harikulâdelikleri vardır. Sihir, manyetizma, ispirtizma gibi istidracî harikalarla kendini muhafaza eder, birçoklarını emri altına alır. Deccal çıktığında müthiş bir şekilde bağırır, nâra atar ki, Doğu ve Batının bütün halkı onu duyar. İslâm Deccalı öldüğünde de, ona hizmet eden şeytan, İstanbul´da Dikilitaş´ta 'O öldü!' diye bütün dünyaya bağıracak ve herkes o sesi işitecek. İşte Deccalın kuvvetli görünmesinin sebeplerinden biri de, bu harika âlet ve cihazlardan faydalanması, sûistimal etmesidir. Mâdem ki bunu Resûl-i Ekrem (a.s.m.) bildirmiştir; doğrudur, haktır. Ama te´vili vardır. Bugün artık herkes biliyor ki, radyo, televizyon gibi cihazlarla herhangi bir konuşma, hem de ânında dünyanın dört bir yanında işitilebilmektedir. Demek ki, Deccal, teknolojinin böylesine geliştiği bir devirde çıkacak, bunlardan da faydalanarak icraatını sürdürecektir. Deccalın elinin delik olması ise, onun israfa düşkün birisi olduğunu gösterir. Bir rivayette bildirildiğine göre, 'Fitne-i âhirzaman o kadar dehşetlidir ki, kimse nefsine hâkim olamaz.' Deccal, sefahetin her türlüsünden istifade eder, kendisi sefahete düşkün olduğu gibi, nefislerine düşkün insanları da câzip fitnesine çeker. Kolayca taraftar bulduğu için taraftarları çok olur. Rivayetlerde Deccalın gözünün yeşil renkli bir cama, ve parlak bir yıldıza benzetildiği de görülmektedir. Kurtubî bu rivayetlere dayanarak, Deccalın iki gözünün de kusurlu olduğunu, bir gözünün nurunun çekilmiş, diğerinde de yaratılıştan bozukluk olduğunu söylemektedir. Deccal kavramı, Ahir Zamanda gelecek olan Hz. İsa ve Hz. Mehdi´nin karşısında yer alıp, inkarın insanlar arasında yayılması için mücadele edecek, insanları kötülüğe sürükleyecek en büyük negatif gücü ifade etmektedir. Hadislerde genelde bir kişilik olarak tasvir edilmektedir, ancak bu bir kişi olabileceği gibi, şiddete ve vahşete yönlendiren, şeytani özelliklere sahip ve insanları zulme uğratan bir ideoloji de olabilir. Ahir Zamanın anlatıldığı hadislerde, yeryüzünde kötülüğü organize edecek olan Deccal´in çıkışı, kıyametin büyük alametlerinden biri olarak haber verilmektedir. Bununla birlikte Peygamberimiz (sav) bir hadisinde, 'Allah, Hz. Adem´i yaratmış olduğu günden bu yana, Deccal´in fitnesinden daha büyük bir fitne olmamıştır.' sözleriyle Deccal´in fitnesinin büyüklüğüne dikkat çekmiş ve tüm insanları bu tehlikeye karşı uyarmıştır. Hadislerde yer alan bilgilere göre, Hz. İsa´nın yeniden yeryüzüne gelmesi, Hz. Mehdi´nin zuhuru ve Deccal´in ortaya çıkması aynı dönem içinde olacaktır. Bu dönem; din ahlakının yaşanmadığı, ahlaksızlığın, karmaşanın, savaşların, çatışmaların çok yaygınlaştığı, terörün, cinayetlerin ve şiddetin günlük hayatın parçası haline geldiği bir dönem olacaktır. Tarih boyunca dünya üzerinde anarşi ve kargaşanın yaşandığı dönemler olmuştur, ancak Deccal’in neden olduğu karmaşa ve kaos ortamı, tarihin hiçbir döneminde eşi görülmemiş büyüklükte olacaktır. Ayrıca Peygamberimiz (sav), bir hadis-i şerifinde Deccal´in bir yüzyıl başında çıkacağını bildirmiştir: Dünya kurulduğundan beri her yüzün başında önemli bir olay olmuştur. BİR YÜZÜN BAŞLARINDA DA DECCAL ÇIKAR ve Meryem oğlu İsa nüzul ederek (yeryüzüne inerek) onu yok eder. Peygamberimiz (sav) bir başka hadisinde ise şöyle bildirmektedir: Bu ümmetin ömrü BİN SENEYİ GEÇECEK, fakat BİN BEŞ YÜZ SENEYİ aşmayacaktır... Bunun bir işareti de her dinden, her milletten, her inançtan bu sisteme uyanların olacağıdır. Bir başka hadiste ise 'Allah´ın gönderdiği her peygamber ümmetini Deccal ile uyardı.' 3 sözleriyle Deccal´in fitnesinin yalnızca Müslümanlar için değil tüm insanlar için büyük bir tehlike olduğuna işaret edilmiştir. Bu fitne çok büyük ve kapsamlı olduğu için pek çok insan bilerek veya bilmeyerek bu tuzağa düşecektir. Yine bazı hadislerde Deccal´in fitnesinin tüm dünyayı saracağı bildirilmektedir. Peygamber Efendimiz (sav), ümmetin ömrünün 1500 seneyi geçmeyeceğini bildirdiğine ve içinde bulunduğumuz yıllar da hicri 1400’lü yıllar (Hicri 1400 = Miladi 1980) olduğuna göre, bu büyük olayların meydana gelişinin içinde bulunduğumuz döneme işaret ediyor olması muhtemeldir. (En doğrusunu Allah bilir) DECCAL ORTAYA ÇIKTIĞINDA HEMEN TANINACAK MI? Günümüz dünyasında yaşananlar her ne kadar Deccal´in sessizce faaliyetlerine başladığını gösteriyor olsa da, Deccal´in bizzat kendisi henüz tanınmamaktadır. Bunun sebebi ise Deccal´in türlü aldatmacalar ve hilelerle kendisini insanlara farklı şekilde tanıtmasıdır. 'Deccal yola çıkıp ilk defa Dımşk şehrinin doğuya bakan kapısının yanına gelecek... ARANACAK, FAKAT YAKALANMAYACAK... Sonra Kisve nehrinin sularının yanında görülecek... ARANACAK, NE TARAFA GİTTİĞİ BİLİNMEYECEK...' Hadis-i şerifte, 'Deccal´in aranacağının, ancak bulunamayacağının' bildirilmiş olması, gizli olarak hareket edeceğini göstermektedir. Deccal, açık olarak ortaya çıkacağı dönem gelinceye kadar fazla dikkat çekmeden, yavaş ve derinden faaliyet gösterecektir. Bu dönem boyunca, Deccal ve taraftarları için gizlilik esas olacak, bu amaçla gizli teşkilatların desteğini alacaktır. Bu gizliliğin bir gereği olarak Deccal, derin devletler oluşturup onların başına geçecek, adeta 'görünmez bir güç' gibi hareket edecektir. Bu sayede sinsi bir şekilde bozgunculuğu organize edecektir.(Harun Yahya) DECCAL NEREDE ORTAYA ÇIKACAK? Hadislerde Hz. İsa´nın, Deccal´i Beytü´l Makdis yakınlarında yok edeceği haber verilmektedir: '... Müteakiben Hz. İsa, DECCAL´İ ARAR ve nihayet BEYTÜ´L MAKDİS´E (MESCİD-İ AKSA) YAKIN BİR YER olan Bab-ü Lüdd (Lüdd Kapısı) denilen mevkide yetişerek, ONU YOK EDER.' 'İsa (a.s) Deccal ile Lüdd kapısında (BEYTÜ´L MAKDİS´E YAKIN BİR BELDE) karşılaşır ve onu yok eder.' Bu nedenle negatif bir güç olduğu da hemen anlaşılamayacak ve hemen tanınamayacaktır. Ayrıca hadislerde Hz. İsa´nın Deccal´i arayacağı haber verilmekte ve bu da Deccal´in bir süre saklanacağına işaret etmektedir. Peygamberimiz (sav), Deccal´in gizlilik içinde hareket edeceğine şöyle işaret etmiştir: DECCAL NASIL SAKLANACAK? Bu hadislere göre, Deccal Beytü´l Makdis yakınlarında bulunacaktır. Beytü´l Makdis, şu anki Mescid-i Aksa´nın da içinde olduğu Harem-i Şerif´in bulunduğu kutsal alana verilen addır. Bu da Deccal´in faaliyet merkezinin Mescid-i Aksa ve çevresinde olacağına işaret etmektedir. Deccal’in Savaşı Hüsranla Sonuçlanacaktır Deccal´in insanları din ahlakından uzaklaştırmak için yürüttüğü savaş, Allah´ın izniyle, samimi olarak iman edenler üzerinde etkili olmayacaktır. Karşısına çıkan her olayı Kuran ahlakı ile değerlendiren, Peygamberimiz (sav)´in sünnetini kendisine rehber edinmiş bir Müslüman, Allah´ın bir nimeti olarak iyiyi kötüden ayırt edecek güçlü bir vicdana ve akla sahip olur. Kuran ayetleri doğrultusunda düşüneceği için, bir olayın neden olabileceği yarar veya zararları, zamanında fark edip gereken tedbirleri en güzel şekilde alabilir. Bu nedenle Deccal çıktığında da salih müminler, Allah´ın izniyle onu hemen tanıyacak ve gerekli tedbirleri alacaklardır. Hz. Peygamber (sav), Deccal´in çıkışından önceki kıtlıktan ve zorluklardan bahsediyordu. Bu arada ashab: 'Ya Resulullah! O gün hangi şey daha hayırlıdır?' diye sordular. 'Ehlini sulayan güçlü bir genç. O gün yiyecek bir şey yoktur,' buyurdular. Ashab-ı Kiram: 'O halde o gün müminlerin yiyeceği nedir?' diye sordular. Cevaben Hz. Peygamber (sav): Sevgili Peygamberimiz (sav) hadislerinde, müminlere Deccal´in fitnelerinden ve oyunlarından nasıl korunmaları gerektiğini şöyle haber vermiştir: 'Tesbih, tekbir, tehlildir,' buyurdular. Tesbih: En güzel sıfatlarıyla Allah´ın ismini anmak) (Tekbir: Allah´ın en Yüce ve Büyük olduğunu anmak) Tehlil: Allah´ın bir ve tek olduğunu, O´ndan başka İlah olmadığını anmak.) NOT 1: Foto galeride; Harun Yahya´nın eserlerinden, Nihat Hatipoğlu´nun görüşleriden ve sorularlaislamiyet.com internet adresinden yararlanılmıştır. NOT 2: İslam'daki Deccal inancını besleyen rivayetlerin arasına İsrailiyat'tan da bazı rivayetler karışmıştır. NOT 2: İslam´da Deccal inancını besleyen rivayetler arasında İsrailiyat´tan da bazı rivayetler karışmıştır...