Güne yatay bir başlangıç yapan ve 120 lira seviyelerinde dengelenen gram altın, yeni hükümetin piyasalar tarafından pozitif algılanması ve Merkez Bankası'nın (MB) beklentiler dahilinde 50 baz puan indirmesinin ardından hızlı bir şekilde düşüşe geçerek 117,5 lirayı gördü. DOLARDA İYİMSER HAVA Yurt içindeki iyimser havanın etkisiyle dolar/TL'nin 3,0120'den 2,96'nın altına kadar gerilemesi altın fiyatları üzerinde ana belirleyici olurken, küresel piyasalarda altının ons fiyatının da düşüşe geçmesi gram altındaki tepki alımlarını sınırladı. Gün ortasında 1.242 dolar seviyelerinde yatay bir seyir izleyen altının onsu, öğleden sonra yaklaşık yüzde 1 değer kaybederek 1.239 dolara indi. HÜKÜMET AÇIKLANINCA 15 LİRA BİRDEN DÜŞTÜ Bu gelişmeler doğrultusunda Kapalıçarşı'da Cumhuriyet altını, hükümetin açıklanmasından önceki satış fiyatına göre 15 lira birden düşerek 788 liraya gerilerken, Çeyrek altın da saat 15.50 itibarıyla 193 liradan satılıyor. PETROL FRENE BASTI Dün 47,58 dolara kadar gerileyen Brent petrolün varil fiyatı, gelen tepki alımları ile tekrar 48 doların üzerine çıkarak günü 48,34 dolardan tamamlamıştı. bugün en düşük 47,86 doları gören Brent petrolün varil fiyatı, saat 10.20 itibarıyla 47,90 ile 48,10 arasında yatay bir seyir izliyor. Analistler, ABD Merkez Bankası (Fed) politikasına ilişkin belirsizliğin küresel piyasalarda risk iştahını azaltması ve dolar endeksindeki yükselişin Brent petrol üzerindeki satış baskısını artırdığını belirtiyor. ONS FİYATI DÜŞÜŞTE Analistler, dolar/TL'nin 2,9650'nin altında kalması durumunda TL'ye yönelik iyimser havanın yarına taşınabileceğini ve buna bağlı olarak altın fiyatlarında düşüş eğiliminin sürebileceğini belirtiyor. Altının ons fiyatında beklentiler dahilinde bir düzeltme hareketinden bahsedilebileceğine değinen analistler, kısa vadede 1.230 dolar desteğinin gündeme gelebileceğini ifade ediyor. Analistler, yarın ABD Merkez Bankası (Fed) üyelerinin açıklamalarının takip edileceğine değinerek, yurt içinde siyasi gelişmelerin ve MB toplantısının gündemden kalkması ile fiyatlamalar açısından küresel piyasaların seyrinin odak noktasına yerleşeceğini vurguluyor.