BABANIZI ÖZLÜYORSUNUZDUR...
Behzat: Onu çok özlüyorum.
Sahneye çıkışlarını, kulisten bakışlarını... Oyun sırasında aklına bir şey gelir ve fısıldardı, "Şunu söyle" derdi...
Süheyl: Anadolu'da tiyatro yaptığımız yerlerde hep babamla sahneye çıktığımız için direkt o aklımıza geliyor "Tiyatro" deyince de...
Babanızın bu kadar usta bir oyuncu olmasının altında ezildiğiniz oldu mu?
Behzat: Babamız usta... Bunu kafaya takarsanız kötü ama tabii ki bunun bir sorumluluğu var.
Süheyl: Facebook'ta bir sayfamız var oradaki yorumlarda şöyle yazıyordu... "Bizi, annemiz-babamız Nejat Uygur'a götürürdü. Biz de sizin tiryakiniz olduk…" Böyle şeyler okumak, bunları duymak çok gurur verici ve güzel. Demek ki biz
babamızın mirasını savurmuyoruz.
Babanızın meslek haricinde size bıraktığı en büyük emanet ne oldu?
Süheyl: Kendisi... Türkiye'nin neresinde olursak olalım "Nejat Baba bizim için çok önemli" diyorlar. Bundan daha büyük miras olabilir mi? Onun ismi bizim için en önemli miras.
Peki, tiyatro oyuncusu olmanızda babanızın etkisi oldu mu?
Süheyl: Babam bize "İlla tiyatroyu seçeceksiniz" diye bir şey söylemedi. Çocukken tiyatro dekorlarıyla oynardık, minder ve gazoz satardık. Tiyatronun her alanında çalıştık. Biz kendimiz tiyatroyu seçtik.
Babam sadece bize destek oldu.
Behzat: Bence de. Güzel olan şu başka başka kuşaklar geliyor. Mesela babamın tiyatrosuna bir anne çocuğunu getirmiş, şimdi o çocuk bizim tiyatromuza kendi çocuklarını getiriyor ve bu müthiş güzel bir duygu.