Boşanma süreciyle birlikte hayatında yeni bir sayfa açan Demet Şener ve ünlülerin modacısı Raşit Bağzıbağlı, GÜNAYDIN'ın Ramazan buluşmaları için bir araya geldi. Beş yıldır işte ve özel hayatlarında ayrılmaz bir ikili olan Şener ve Bağzıbağlı, sorularıyla birbirlerini sıkıştırdı. Bağzıbağlı, bir daha evlenmeyi düşünürse Şener'e kendisinin gelinlik dikeceğini söyledi. Şener ise 'Güçlü durdum ve yaşadıklarımla şu anki Demet oldum' dedi Biri Türkiye'nin tescilli güzellerinden Demet Şener, diğeri birçok ünlü ismnin kıyafetlerini tasarlayan modacı Raşit Bağzıbağlı... İkilinin yolları, 2012 yılında jüri üyesi oldukları güzellik yarışmasında kesişmiş. Beş yıldır da birbirlerinden hiç kopmamışlar. Şener, özel kıyafetlerini hep Raşit Bağzıbağlı'ya diktirmiş, iş arkadaşlıkları zamanla dostluğa dönüşmüş. GÜNAYDIN'ın Ramazan buluşmaları için bir araya gelen ikili, birbirleri için sorular hazırlayıp röportaja çok iyi hazırlanmış. Demet Şener, 'Tam bir gazeteci gibi çalıştık, birbirimizi sorularımızla sıkıştıracağız' diyor. İbrahim Kutluay ile boşanma davası devam eden Şener, yaşadıklarıyla ilgili samimi açıklamalar da yaptı. İşte, Şener ile Bağzıbağlı'nın sık sık kahkahalarla kesilen keyifli sohbeti... RAŞİT BAĞZIBAĞLI: Seninle 2012 yılında Miss Turkey jüri üyesiydik, orada tanıştık. Nasıl hayrandım sana, hâlâ da öyleyim. Bu kadar samimi bir insan olduğunu düşünmezdim. Mesafeli duruyordun. Orada sana ne kadar sıcakkanlı olduğunu söyledim. DEMET ŞENER: Çok küçük yaşta bu işe başlayınca etrafında koruma kalkanı oluyor. Ailen yanında oluyor ama çoğu şeyle tek başına savaşıyorsun. Karşılaştığmız insanların elektriği çok önemli. Bana pozitif yaklaşana ben de öyle yaklaşıyorum. Hemen herkesle samimi olamıyorum. Seninle çok samimiyiz ama zannetme ki herkesle öyleyim. R.B.: Türkiye'de insanlar bunun dozunu ayarlayamıyor bence. D.Ş.: Herkes bir anda canım, aşkım birtanem oluyor. Ama gerçekler öyle olmuyor. Demet Şener ile Raşit Bağzıbağlı, aileleriyle eğlenceli bir ilişkileri olduğunu söylüyor. Şener, 'Çocuklarım olunca anladım; onlara çok karışırsan olmaz. Küçücük çocuklara bile istemediği bir şeyi yaptıramazsın' diyor. BİZ VÜCUT DOKTORUYUZ D.Ş: Türkiye'deki modayı nasıl buluyorsun? İyi bir müşteri profilin var. Biri sana geldiğinde ilk önce neye bakıyorsun? R.B.: Üstündeki aksesuvarlara... D.Ş.: Benim aksesuvarlarıma bakarsan, beni çıplak göndermen gerekir! R.B.: Çok fazla takıp takıştırıyorsa, sade bir kadın diyorum. Bir ayağa kaldırıp üstlerine bakıyorum. Örnek kıyafetler giydiriyorum. Biz vücut doktoruyuz; silüet çok önemli. D.Ş: 'Size dar kıyafet olmaz' diyorsun ama inatla istiyorlar. Bu durumda ne yapıyorsun? R.B.: Yapmıyorum, yine 'Bu size olmaz' diyorum. Mesela seninle çok rahat çalışıyorum. Sade, yalın sevdiğim kadın ortaya çıkıyor. D.Ş.: Çok güzel tarif ettin. R.B.: İrem ve Ömer evlense, ben sana işlemeli çok güzel bir tuvalet yaparım. D.Ş.: Şıkır şıkır giyinirim tabii... (Gülüyor) R.B.: Benim düğünüm olsa asla sana sade bir şey giydirmem. Mutlaka işlemeli giyersin. D.Ş.: Şahidin olurum artık. R.B.: İnşallah... Allah söyletti. D.Ş.: Sana göre moda nedir? R.B.: İnsanın kendini tanıması derler. Bir kıyafete baktığınızda nereden ilham alındığını veya hangi döneme ait olduğunu anlıyorsanız, moda odur bence. Bir dönemi tanımlar. D.Ş.: Biraz sanat gibi değil mi? R.B.: Biz modayla sadece kendimizi tanıtmıyoruz; sosyal hayatımızla da kendimizi ifade ediyoruz. Moda, çok kapsamlı bir şey. Belirli döneme damgasını vuran şeyler moda diye düşünüyorum. D.Ş.: Modacı olmaya kaç yaşında karar verdin? R.B.: 12 yaşındayken modacı olacağımı biliyordum. D.Ş.: Ben de 13 yaşında model olacağımı biliyordum. R.B.: Versace hayranıydım ve 'O olmak istiyorum' demiştim. D.Ş.: Sen ondan etkilenmiyorsun aslında; onun tasarımlarını sende görmüyorum. R.B.: Onun özgürlüğünü, modellerle diyaloğunu, yaşadığı hayatı seviyorum. D.Ş.: Kadını kadın gibi hissettirmesi, Versace'nin en önemli özelliği. R.B.: Ben de onu seviyorum. Türkiye'nin en önemli modelleriyle çalışıyorum. Sen her zaman yanımdasın. Versace, ön plana çıkan şeylerle gündemdedir. Pazarlama olarak markalarını ön plana çıkarmaları hoşuma gidiyor. D.Ş.: Modacı değil; yaşayışıyla, modellerle olan diyaloğuyla bir star gibiydi. R.B.: Ben işin diğer kısmından da keyif alıyorum. D.Ş.: Daha çok gençsin, önünde çok güzel yollar var. Sen kendini nerede görüyorsun ve ileride neler yapmak istiyorsun? R.B.: Şu anda kariyerimde iyi bir noktadayım. 31 yaşındayım, yurt dışıyla ilgili projelerim var. İnsanlardan sevgi görüyorum. Bundan sonrası büyük bir sorumluluk. D.Ş.: Başarıyı yükseltmek de önemli. R.B.: Diğer taraftan keyif adamıyım; geziyorum da... PIRLANTA GİBİ ÇOCUKLARIN VAR D.Ş: İnsan ilişkilerin çok iyi, herkese çok yumuşak davranıyorsun ve stressizsin... Sen kendini nasıl görüyorsun? R.B.: Öyle miyim? D.Ş.: Benimle iyisin, başkalarına ne yapıyorsun bilmem. (Gülüyor) Şaka bir yana, bence insan ilişkileri bu konuda çok önemli. Çok naziksin. Muhteşem bir annebaban var. Nasıl yetiştiğin çok belli oluyor. R.B.: Senin de çocukların pırlanta gibi. Benim annem hep çalıştı. Küçükken 'Çok zengin olacğım, ailemi çalıştırmayacağım' diyordum ama öyle olmuyor. Babam hâlâ çalışıyor. Bu noktalara kendi tırnaklarıyla geldiler. Ben de onları örnek alıyorum. D.Ş.: Bu özelliklerin işinde ne gibi artılar sağladı? R.B.: 20 yaşından beri çalışıyorum. Üniversite 1'den terkim. Doğru bir örnek olmayabilir. Herkes eğitimini alsın ama ben kendi yolumu çizdim. Çalışmayı seçtim. 21 yaşında ilk defilemi yaptım. Babamın bu mesleğin duayenlerinden olması; benim için hem avantaj, hem de dezavantaj oldu. İnsanlar 'Babasının parasıyla yaptı. Onların zaten kumaşları var' dediler. O kadar çok insan var ki moda evi açıp götüremeyen... Sadece beni sevdiği için kıyafet yaptıran bir sürü insan biliyorum. Peki sen hiç 'Ben Demet Şener olacağım' demiş miydin? D.Ş.: 'Ben Demet Şener olacağım' demiyordum ama yapacağım şeyi çok başarılı bir şekilde yapacağımı biliyordum. Beni o karardan kimse vazgeçiremezdi. 17 yaşında güzellik yarışmasına girdim. Annem 'Okulun bitsin öyle girersin' dedi ama beni kimse durduramadı. Bursa'dan İstanbul'a iki abimin yanına geldim. Ailem bu konuda beni çok destekledi. Bana doğru yolu gösterdiler. Öyle olunca da daha büyük bir rahatlıkla işine konsantre oluyorsun. Demet Şener, 'Bayramı çocuklarımla Güney'de tatil yaparak geçireceğim' derken, Raşit Bağzıbağlı Londra'da olacağını söylüyor. Bunu duyan Şener, ünlü modacı için 'Çok geziyor!' diye espri yapıyor. BU HALLERE GELECEĞİMİZİ DÜŞÜNMEZDİM D.Ş.: Gelinliklerin çok güzel. Ünlü insanları da giydiriyorsun. Şu sıralar var mı özel projeler? R.B: Yıllardır gelinlik yapıyorum ama ilk defa bir koleksiyon yaptım. Şu sıralar Fahriye Evcen'in gelinliğini hazırlıyorum. D.Ş.: Gördüm yukarıda; çok güzel oluyor. Fahriyeciğim, gelinliğini çok beğendim. R.B: O da çok mutlu, güzel bir şekilde ilerliyoruz. Bundan sonra da devam edeceğim gelinlik yapmaya. Peki Demet, sen benim gelinliğimi giyer misin? D.Ş.: Bir an önce boşanayım da, kısmet... Bu konularda büyük konuşmam. R.B.: Bir daha evlenirsen gelinliğini ben yapacağım. D.Ş: Tamam ama bir daha öyle bir hayalim yok. Henüz çok yeni. Hayat ne getirir bilemiyoruz. Hiçbir zaman boşanmayı da düşünmemiştim. Bu hallere geleceğimizi hiç tahmin etmezdim. İnsanın başına hayal etmediği şeyler gelebiliyor. O yüzden her şeye hazırlıklı olacağız. Kesin ve büyük konuşmamam gerekiyor. R.B.: Her zaman çok güçlü bir kadın oldun. Maşallah yaşadıklarından en az zararla çıkmayı başarıyorsun. D.Ş.: Güçlüyüm; içimde çok kırıldım ama çabuk toparlıyorum. Kırılmamak mümkün değil. Kendimi toparlamaya çalışıyorum sadece. İnsani değerlerim çok kuvvetlidir. Güçlü olmayı seçiyorum. Yaşadıklarıma sürekli üzülmek ve negatif yaklaşmak yerine, bunu pozitife çevirip kabullendim. 'Bundan sonra ne yapabilirim?' diyerek hayatıma devam ediyorum. Dışarıda da sarılıp öpüyorlar beni, ilgi gösteriyorlar, bana güç veriyorlar. Dostlarım, sevenlerim güç veriyor. Bu arada senden çok güzel baba olur. R.B.: Yeğenim oldu, amca oldum. Çocukları çok seviyorum ama benim için biraz daha zaman var. 35'imden sonra diye düşünüyorum. HER KOŞULDA BENİ KALE GİBİ KORUYAN İNSANLAR VAR R.B.: Sen bir dönem kendini fazla mı geri çektin? D.Ş: İnsanın kendisine vakit ayırması gerekiyor. Ben bir dönem kendimi unutmuşum. Kendimi fazla geri çektim, evet. R.B: Keşkelerin var mı? D.Ş.: Hiçbir zaman keşkem olmadı. Yaşadığım şeyler şu andaki Demet'i hazırladı. R.B.: Bunun farkında olmak da çok güzel. D.Ş.: O konuda farkındalığım çok yüksek. Çocuklarımın her şeyiyle bire bir ilgilendim. Bu benim için çok anlamlı. O yılları geri getiremem. Çalışıyor olsaydım bütün bunları yaşayamayacaktım. Böyle bir süreçte bile çocuklarımın daha az etkilenip mutlu olmalarının nedeni, onlarla bire bir ilgilenmem. O yüzden pişmanlık değil, mutluluk duyarım. Her anneye göre çocukları mükemmeldir. Benim için en önemli şey; dışarıda bensiz olduklarında sergiledikleri davranışlar. Herkes bana 'Çok güzel çocuklar yetiştirmişsin' diyor. Ben de çok mutlu oluyorum. Bundan sonraki planlarım arasında, Demet için ertelediğim şeyleri yapmak var. R.B.: Oyunculuk da yaptın ve çok başarılı oldun. Bundan sonra devam etmek ister misin? D.Ş.: Çalışma sistemleri çok yoğun. Beni evimden alıkoyacak işler olmadığı sürece neden olmasın... Oyunculuk yapmayı çok seviyorum. Sevdiği işleri yapmak, insan için büyük bir lütuf. Geceli gündüzlü çalışacağım bir dizide yer alamam. Kadınlar için güzel programlar yapmak istiyorum. Kendi haklarını bilmeyen, kendisini yalnız hisseden birçok kadın var. Sadece hukuki değil, güzellik ve bakım olarak da öyle... R.B.: Yogayı daha fazla yaymak istemez misin? D.Ş.: Çok güzel olur. TV'de değil de, daha çok workshop yapmak istiyorum. İstesem birkaç eğitimle sertifika alabilirim ama şu anda öyle bir isteğim yok. Yoga hocam Neslihan İskit, aynı zamanda doktor. Ben insanlarla hoca arasında köprü olabilirim, deneyimlerimi anlatabilirim. Bir hoca kadar bilgim var. Bir uzmanla bunu yapmak daha çok hoşuma gider. Çevremde çok güzel insanlar var, çok şanslıyım. R.B.: Esas biz şanslıyız. D.Ş.: Her koşulda beni kale gibi koruyan insanlar var. Herkesle bunu yakalayabiliyorum. Avukatlarımla, modacımla, diyetisyenimle uzun süreli arkadaşlıklar kuruyorum. İnsanlara sahip çıkarım. 10'UNCU YIL DEFİLEMDE DE BİRLİKTEYİZ D.Ş.: Çok çalışlıyorsun ama kendine de zaman ayırıyorsun, işkolik değilsin. Tatilde nerelere kaçıyorsun mesela? R.B.: Kaçamak adreslerimi vermeyeyim. (Gülüyor) Bir dönem çok işkolik olmuştum ama sonrasında bir hastalık atlattım. D.Ş.: Orada bir uyarı geliyor. 'Kendini sev ve yorma' diyor sana hayat. R.B.: Hayata bakışım değişmişti. 'Gezeceğim, spor yapacağım, kendime de vakit ayıracağım ' demiştim. Şimdi haftanın dört günü spor yapıyorum. Yogaya da başladım. D.Ş.: İlham kaynağı oluyorum herhalde sana... (Gülüyor) R.B.: Onun dışında çok sık seyahat ediyorum bir de... D.Ş.: Defileye hazırlanırken koleksiyona nasıl karar veriyorsun? R.B.: Minimum üç ay öncesinden çalışmak lazım. Üç ay çok kısa bir süre; üç aydan fazla benim için uzun oluyor ve dağılıyorum. D.Ş.: Sen hızlı çalışmayı seviyorsun çünkü. R.B.: En beğendiğim modeller, son iki haftada çıkar. İlham aldığım şey değişiyor. Yurt dışı seyahatine çıkıyorum, beğendiğim bir kadın oluyor, işler değişiyor... D.Ş.: Öhööö öhööö! R.B.: Demet Şener oluyor demek istedim! En son defilede sadece senden ilham aldığım için takım elbise yaptım. Bundan sonraki defilem, 10'uncu yıl özel defilem olacak. KIBRIS'A GİDELİM Mİ? D.Ş.: Kimler çıkıyor o defilede? R.B.: Yine hep birlikte olacağız inşallah. D.Ş.: Merakla bekliyorum. 10'uncu yıl çok özel. Ne kadar heyecanlandığını biliyorum. Her zaman yanında olacağımı da biliyorsun. Çok konuşulacak bir iş olacak. R.B: Senin bundan sonraki hedeflerin ne? D.Ş.: Hedefim sadece mutlu ve sağlıklı olmak. Artık kendim için yaşamak istiyorum. Çocuklarım hep merkezimde olacak. İrem, 12 yaşına girdi, Ömer 8.5 yaşında. Kendi arkadaş çevreleri var. Bana daha az ihtiyaçları oluyor. Bu dönemde tabii ki çalışmak ve insanlara faydalı olmak istiyorum. Yazın çocuklarımla taitl yapacağım çünkü geçen yazdan beri çalışıyorum. Bu süreçte çok çalışmak da bana iyi geldi. Allah her şeyi bir şekilde ayarlıyor. Stresli bir süreç geçiriyorum ve bu biraz daha sürecek gibi görünüyor ama sonuçta bitecek. Avukatım Aslı (Hatemi) ile de planlarımız var. R.B: Kıbrıs'a gidelim mi, benim memleketime? D.Ş.: Gidelim, ne güzel olur. Senelerdir gitmedim Kıbrıs'a. R.B.: Şimdi çok sıcaktır, Eylül'de gidelim. SÜREKLİ ÇALIŞMAKTAN AĞLADIĞIMI BİLİRİM R.B.: Kariyerindeki ilk yıllarla şimdiki zamanı karşılaştırmanı istesem ne dersin? D.Ş.: Eskiden çok daha fazla defile vardı; günde üç defileye çıktığımı bilirim. Türk firmaları çok defile yapardı. Şimdi senede iki moda haftası oluyor. Yurt dışında da moda haftaları oluyor. Biraz daha profesyonelleştiğini görüyorum. Eskiden elimize sandviç veriyorlardı, oturuyorduk. Şimdi kekler, özel hazırlanmış yiyecekler oluyor kuliste. Yurt dışında da çok fazla defileye çıktım. Artık kulislerimiz onlar kadar güzel. Ama keşke daha fazla defile yapılsa. Modeller, başka işlere yönelmek zorunda kalıyor. Zamanında model olarak çok para kazandım. Türkiye için en güzel zamanda modellik yaptım. Model olarak televizyonda yılbaşı programı sunuyordum. Kraliçe seçildiğim günden itibaren hep isimdim. Evimin merdiveninde sürekli çalışmaktan, yorgunluktan ağladığımı bilirim. Mesleğimi çok güzel yaptım ve defilelere çıkmayı çok seviyorum. Senin Eylül'de yapacağın defileyi de sabırsızlıkla bekliyorum. Podyumda yürümek istiyorum. Çocuklarımın izlemesi de çok güzel bir anı olur. Senin defilelerin benim için çok özel.