Meltem FIRATLI Gülşah Tütüncü bir sabah mail kutusuna tanımadığı birinden gelen bir ileti düştüğünü fark etti. Mail'de 'Kocamı kaybettim, kanser bizi ayırdı, bıraktığı mektupta vedasını bana sizin şarkı sözlerinizle yaptı' yazıyordu. Devamına da Tütüncü'nün yazıp bestelediği, Mustafa Ceceli'nin okuduğu Hastalıkta Sağlıkta şarkısının sözleri eklenmişti. 'Bizde bu sevda sürdükçe ölsek de yan yanayız' cümlesi büyük harflerle yazılmıştı. Mail'i gönderen kadın 'O, benim hep yanımda size teşekkür ederim' diyerek mektubuna son vermişti. Tütüncü o günkü duygularını şöyle anlatıyor: 'O güzel kadın kelimelerle yazdığım hayalimin gerçeğini yaşıyordu. Bir süre kendime gelemedim. Bu hisler tarifsiz. Hüznümü de eğlencemi de ölene kadar paylaşacağım. Bu sayede yalnız değil, milyonlarca kişiyle birlikteyim.' Duygudan duyguya sürüklense de ve hayatını bu duygular yönetse de bir yandan da kabına sığmayan, pozitif enerjisiyle çevresini de etkisi altına alan bir müzik aşığı Gülşah Tütüncü. Yedi yaşında TRT Çocuk Korosu'na girdiği yıllardan beri müzikle soluk alıp veriyor. Bugüne kadar Sezen Aksu, Mustafa Sandal gibi usta isimlere vokal yaptı, kemanıyla özel şovlar gerçekleştirdi ve hit şarkılar yazıp besteledi. Önümüzdeki aylarda ise yeni single'ını yayınlamaya hazırlanıyor. - POZİTİF ENERJİNİZİN KAYNAĞI NEDİR? İçimde bir Pollyanna var. Bazen o beni güldürüyor bazen ben onu ağlatıyorum. Beraber yaşamayı öğrendik yuvarlanıp gidiyoruz. Karşımdaki herkes benim aynam, nasıl davranırsam öyle karşılık alırım diye düşünüyorum. Karşımdaki insanın negatif olacağı varsa da bir anda pozitife dönüyor. - BİR ŞARKI YAZIP BESTELİYORSUNUZ DİLLERE DÜŞÜYOR. KULLANDIĞINIZ DİL, DUYGULARI İFADE ETME BİÇİMİNİZ SOKAĞI İYİ TANIDIĞINIZIN İŞARETLERİ. YANILIYOR MUYUZ? Bindiği takside belki de bir daha hiç görmeyeceği şoförle hayatın en alakalı ve alakasız konularını konuşan insanlardanım. Bazı insanlar, 'bana ne ondan' ya da 'sana ne benden' gibi bir tavırla tanımadığı insanlarla bağ kurmayı gereksiz bulur, sadece kendi hayatları ve çevresindekilerle ilgilenir. Ben çocukluğumdan beri başka insanların hayatlarını da umursadım, izledim, gözlemledim, dinledim, bir şekilde güçlü ya da zayıf bir bağ kurdum. Yazdığım şarkılarda kurguladığım hikayeler sadece benimkiler değil, hepimizin hikayeleri... - HASTALIKTA SAĞLIKTA ŞARKINIZLA BUGÜNE KADAR SAYISIZ ÇİFT EVLİLİĞE İLK ADIMLARINI ATTI. SİZCE ŞARKININ SİHRİ NEDİR? Şarkının sihri bir düğün şarkısı olsun diye yapılmış olmaması, bu payeyi ona insanların vermiş olması. Samimi, gerçek ve türünün ilk örneklerinden... Bu yüzden 30 yıl sonra da çalınıp söylenecek bir klasik oldu. - USTA ÇIRAK'IN SÖZ VE BESTESİ DE SİZE AİT... ŞARKININ TARKAN'LA BULUŞMASI NASIL GERÇEKLEŞTİ? Ben dışa dönük gibi görünen çekingenlerdenim. Tarkan yıllar evvel Çekingenim isimli bir şarkımı dinledi, çok sevdi, okumak istedi. 'Gülşah şarkının sözü, müziği, her yeri çok güzel, bayılıyorum fakat tek bir cümleyi değiştirebilir miyiz? Ben çekingen değilim, hiçbir şeyden çekinmiyorum' dedi. Ben de 'Sana diyemem çekingenim ben' cümlesini 'Usta sen ol bu sefer çırağım ben' olarak değiştirdim. Usta Çırak, Tarkan'ın okuduğu en farklı şarkılardan oldu. - ŞARKILARINIZDA AŞKI ANLATIYORSUNUZ. AŞK SİZİN İÇİN NE İFADE EDİYOR? Duygusal bir realist, gizli bir romantiğim. Ben o Yeşilçam filmlerinden fırlamış kadınlardanım. Aşk olmadan asla... Aşk sahiplenmektir, bitmeyen bir tutkudur bence. Hayatta en çok öykündüğüm birbirine âşık olan insanların beraber yaşlanmaları. Onlar hayatın en şanslıları... - SİZE HAYATTA NELER İLHAM VERİYOR? Bir ressamın ay ışığını çizmesi ya da bir şairin ay ışığından bahsetmesi kendi maharetleri değil, ay ışığı gerçekten var. Maharet o ay ışığını nasıl çizdiğin ya da nasıl anlattığında. Sanatçıları diğer kişilerden ayıran bu. Sanatçı, gördüğünü öyle bir göstermeli ki insanlar şunu diyebilmeli, 'Aaa evet yaa gerçekten öyle'. Dolayısıyla hayatın kendisi bitmek bilmeyen bir ilham kaynağı. - NASIL BİR ORTAMDA ÜRETİYORSUNUZ? Yaklaşık 12 senedir bir ev stüdyom var. Orası benim dünyam. Yazıp, çizip, silip, okuyup kaydettiğim, bazen içinden aylarca çıkmadığım... Bahçe içinde, şehirden uzak, sayfiye yeri gibi... ÇALIŞMADAN BİR 'HALT' OLAMAZSIN - UZUN YILLARDIR MÜZİK SEKTÖRÜNDESİNİZ. SEKTÖRÜN SON YILLARI MÜZİSYENLERİ ZORLUYOR GİBİ GÖRÜNÜYOR. SİZ GİDİŞATTAN MEMNUN MUSUNUZ? Müzik camiası dinmek bilmeyen bir dip ses ve uğultuyla koca bir yemekhane gibi. Herkes bir şey söylüyor ama kimsenin ne dediği tam anlaşılmıyor. Yorucu bir kalabalık var. Sadece müzik piyasası değil, her sektör neredeyse ışık hızıyla gelişen teknolojiyle büyük bir değişim içinde. Bu kalabalığın birçoğunu profesyoneller bile oluşturmuyor. Dijital ve sosyal medyanın tüm dünyadaki yükselişi müzik sektörünün dengeleriyle de hem olumlu hem olumsuz şekilde oynuyor. - PEKİ BU SEKTÖRDE AYAKTA KALMANIN KODLARI NEDİR? Şöhret olmak istiyorsan bunun kodu ayrı, müzisyen olmak istiyorsan kodu ayrı. Şöhreti bilemem ama müzisyen olmak için yetenek, sabır, pratik, tecrübe, hırs ve hayal gücü lazım. Yüzün hem geçmişe hem geleceğe, hem doğuya hem batıya dönük olmalı. Tarihini bilmeden tarih yazamazsın, tekniğini bilmeden üzerinde oynayamazsın, çalışmadan da bir 'halt' olamazsın. - EĞİTİM ŞART MI DİYORSUNUZ? Elbette eğitimli olmanın artıları çok büyük fakat bir de alaylı eğitim kısmı var. Pop müzikte iki sene, senden beş gömlek yukarıda ustalarla çalıp söylemek mecazi anlamda neredeyse iki konservatuvar bitirmeye eşdeğer. Eğitimli olmanın tek eksisi bende vakit kazandırmanın yanı sıra vakit kaybettirmesi oldu. Yıllarca doğru ve nitelikli müzik eğitimi için konservatuvarlarda dirsek çürüttükten sonra popüler müzik yaparken müzik ahlakım kaçmış bütün doğrularıma ihanet ediyormuşum gibi hissettim. Ama artık içim rahat, müziğimin kalitesi de namusu da yerinde. - HİÇ PİŞMANLIĞINIZ VAR MI? Pişmanlığım yok diyenleri samimi bulmuyorum. Herkes hata yapar, keşke yapmasaydım demek çok insani bir duygu. Benimkilerin çoğu da incelikler yüzünden... - BEKLENEN ALBÜM NE ZAMAN GELİYOR? İlk başladığımda biri bana şarkı verse derdim hep. Sonra iş başa düştü kendi şarkılarımı yapmaya başladım. Serde müzisyenlik olunca işin cılkı çıktı, 'bir tane daha yapayım, yok böyle şahane yapayım' derken 10 yıl stüdyodan çıkamadım. İnsanlar asıl mesleğimin şarkıcılık olduğunu öğrenemeden beni besteci olarak tanımaya başladılar. Artık yeter, yakında single'ımla geri dönüyorum. - EVE TORBA TORBA KİTAPLA DÖNÜYORUM Vaktim olduğunda soluğu sahaflarda alıyorum, o kitapların eski diline, kokusuna, sarılığına bayılıyorum. Dükkan sahipleri de beni çözüyor, altıma bir tabure çekip, bir de çay söyleyip kitaplarla başbaşa bırakıyorlar. Torba torba taşımakta zorlanacağım kadar kitapla eve dönüyorum. - ELEKTRO KEMAN ŞOV YAPAN İLK MÜZİSYEN Gülşah Tütüncü, Türkiye'de elektro kemanla müzikal şov yapan ilk müzisyen. En son Mykonos'un ünlü gece kulübü Nammos'ta, Mustafa Sandal'ın da konser verdiği özel bir gecede sahneye çıktı. Onu izleyenler arasında prensler, şeyhler, Hollywood yıldızları ve Türkiye'den gelen birçok konuk vardı. Tütüncü'nün elektro kemanları gerçekten ilgi çekici. Üzerindeki süslemeleri de kendi tasarlayıp yaptırıyor. - ELEKTRO KEMANINIZLA SAHNEDE ETKİLEYİCİ BİR ŞOV GERÇEKLEŞTİRİYORSUNUZ. NASIL HAZIRLANIYORSUNUZ? 17 yıl önce bu işe başladığımda Türkiye'de önümde örnek yoktu, dünyada bile tek tük bir-iki kişi vardı. Sahne kurulumundan hareket alanlarıma kadar her şeyi keşfederek, sahneden sahneye yaşayarak kendime ait bir tarz yarattım. Şimdi Türkiye'de ve dünyada örnekleri çok fazla var, fakat keyifle izlediğim sayı çok az. Yanına DJ alan üstüne çalar oldu. Ben sahne için özel besteler yazıyor, kompozisyonlar, koreografiler hazırlıyorum. - SAHNE KOSTÜMLERİNİZİ KENDİNİZ Mİ TASARLIYORSUNUZ? Sahne elbiselerimi bazen modacım Hande Altan'la, bazen kendim tasarlıyorum. Elbiseyi hareketli bir sahne içinse dans ederken takılıp düşmeyeceğim boyda, yırtmaca göre kesip biçiyorum. Bazen kız tarafım tutuyor, incik boncukla süslüyorum. Sonra da 'Ne şeker oldu' deyip giyiyorum. BENİ ÖZGÜR BIRAKTI Mustafa Sandal'la geçen 6 buçuk senelik sahne deneyimi çok keyifliydi. Atlıyordum, hopluyordum, sahne içinde oradan oraya koşuyordum. İçimden nasıl geliyorsa öyle davranıyordum. Tabii ki belli bir sahne tecrübesi ve adabıyla bana bir kere olsun 'şöyle yap' ya da 'yapma' demedi. Başından sonuna kadar özgür bıraktı. Enerjime, samimiyetime ve müzisyenliğime güvendi. Onu ve ailesini çok severim NAKIŞ GİBİ İŞLEDİK Şarkılar üzerinde yıllarca tek tabanca çalıştım, yalnızken çıkan işten daha fazla verim alabildim. Fabrikasyon işler çıkartmıyorum, acelem yok, parasız da kalsam para hırsım ya da kaygım yok. Bu konuda rahat çalışabildiğim tek isim Tarkan oldu. Fikirlerini, isteklerini söyledi fakat çalışırken beni yalnız ve özgür bıraktı, çıkacak işe inandı. İkimiz de çok titiz olduğumuz için defalarca üzerinde çalıştığımız revizeler bizi yormadı. Çay Simit şarkısını ben yapmışım gibi görünüyor fakat Tarkan'ın da üzerinde çok fikri var. Ölçü ölçü, dize dize beraberce nakış gibi işledik. ÇABUK GEÇ VOKALE Sezen Aksu'ya, konserinde bir buçuk dakika keman şov yapmak için davet edildim, bir buçuk sene vokal yaptım. Sezen görünce bırakmadı, 'Çabuk geç vokale' dedi. Ona 'Hayır' de diyebiliyorsan. Müthiş biri, başının üzerinde haresi var. Ona, çoğu zaman burnumu çeke çeke vokal yaptım. Bir yandan ağladım bir yandan söyledim.