ÜNLÜLER ALZHEIMER DERNEĞİ YARARINA MEKTUP YAZDI ‘Bir gün hiçbir şey hatırlamayacakları’ ihtimali; ünlülere sevdiklerine söylemek istedikleri son sözleri hatırlattı; duygu dolu satırlara imza atıldı Alzheimer Derneği ve Novartis ilaç firması, ‘Bir Gün Alzheimer Olsam...’ başlıklı bir mektup çalışması başlattı... Aralarında Tümer Metin, Burhan Şeşen, Berna Laçin, Erdoğan Aktaş, Feyyaz Uçar, Feridun Düzağaç’ın da bulunduğu pek çok ünlü; bir gün Alzheimer olsalar ve her şeyi unutsalar, sevdiklerine ‘son kez’ neler söylemek istediklerini kaleme aldı. Duygu yüklü mektuplar, ağustos ayında kitaplaştırılıp, eylül ayındaki Alzheimer Haftası’nda ücretsiz dağıtılacak. Birgül KOPUZ Beni vicdanınıza hapsetmeyin BERNA LAÇİN (Eşi Tolga ve kızı Ada'ya) Canım kızım ve hayat yoldaşım eşim... Eğer bir gün Alzheimer olursam, istemeyeceğim tek şey sizin yaşamlarınıza engel olmaktır. Geçirdiğimiz sevgi dolu bir ömrün gölgelenmesine, hatırım için izin vermeyin. Alzheimer hastalarının bakımının kolay olmadığını biliyorum. Bu işi uzmanlarına bırakırsanız ve hayatlarınıza devam edip, akan hayatınızın enerjisiyle yanıma uğrarsanız; bana ve durumuma saygı göstermiş olusunuz. Yaşadığımız binlerce güzellik hatırına beni vicdanınıza hapsetmeyin. Lütfen canlarım, bana geçmişin kırık parçalarını vermeyin, onlar zaten benimle olacak. Bana bugünkü coşku ve mutluluğunuzun ışıltısını taşıyın. Derin bir sessizlikteyim BURHAN ŞEŞEN (Kızı Dilhan'a) Sanki bu anı daha önce yaşamıştım' demek isterdim ama içinden çıkılmaz bu durum karşısında biraz çaresizim... Çok derin bir sessizlikteyim. Örneğin şu uzun, sarı saçlı, mavi gözlü kızı ne zaman görsem kalbim hızla çarpmaya başlıyor. Onu çocukluğundan beri tanıyorum sanki... Öylesine sımsıcak gülümsüyor ki bana, 'Hadi artık uyan baba' dediğini hissediyorum. Baba mı dedim? Evet ya! Bu dünyalar güzeli kız benim kızım. Onu ne kadar sevdiğimi söylemiştim ona, değil mi? Keşke onunla daha çok vakit geçirebilseydim, onu ne kadar çok sevdiğimi daha çok söyleyebilseydim. ... Bazen beni yürüyüşe çıkardıklarında; özellikle Köprübaşı'ndaki pastanenin önünden geçerken, 'vanilyalı dondurma' kokusu aldığımda; aklıma, etekleri rüzgarda uçuşan, solgun yüzlü zayıf bir genç kız geliyor. Bu beni biraz üzüyor ama nedenini bilemiyorum... Kim derdi ki zehir gibi bir hafızaya sahip olan ben, yıllar sonra hiçbir şeyi hatırlayamayacağım. Ne denebilir ki? Hayat bu... Elimi tut ve bana de ki! ERDOĞAN AKTAŞ (Eşi Gülbin'e) Demiştim sana... Hatırla! Ölmekten korkmuyorum... Bir daha göremeyecek olma duygusu sarsıyor beni. Şimdi de, unutma duygusu alıp götürüyor kara bir cehenneme beni. Korkmuyorum o hastalıktan; unutmak dehşete düşürüyor beni. O gün geldiğinde, bir tek şey istiyorum senden. Anılarıma gözlerimi kapamama izin verme. Yanıma gel... Elimi tut... Gül... Sonra bana de ki... Bana de ki: 'Unutma! Çocuklarını unutma! Her biri vazgeçilmez cihan parçası... Kaç bin yıllık hasretimin koncası...' Nereye koydum o mektubu? FERİDUN DÜZAĞAÇ (Kızı Tuya Naz'a) Bir gün sana ben... Canım benim... Güzel kızım... Bir mektup yazdığımı hatırlıyorum da Şimdi nereye koyduğumu unuttum, olsun... Benim de babamdan en çok duyduğum şey 'Unuttum' olsaydı... Belki ben de O'nu Yamalı hafızasıyla baş başa bırakıp, senin yaptığın gibi babamı unuturdum... Olsun, ben sana hiç kızamadım ki... Ben ömrümü, sen bilmezsin, sana adadım... Keşke gelsen de yardım etsen, hatıralarıma el versen... 'Terk edilmek' dersen, senden alacaklı olduğumu bilirim de unutamam, olsun... İşte o mektubu ahh... Bir hatırlasam nereye koyduğumu Bir okusan, bir okutsan güzel annene de İnsan kendini affetmeden af beklememeli kimseden... Hatırlat bana bizi TÜMER METİN (Eşi Cansu'ya) Sana anlatmış mıydım? Sadece karım değil; hayat arkadaşım, yoldaşım, sırdaşım olduğunu... İyi günde kötü günde hep yanımda olduğunu, birlikte yaşadığımız her anıda sana bir kez daha aşık olduğumu... Ve ben, karım, yoldaşım, hayat arkadaşım, sırdaşım... Bir gün unutabilirim her şeyi... Sana bakarken seni hatırlayamasam da, sen yanımda olsan ama ben senin yanında olamasam da, anlat e mi bebeğim? Hatırlat bana bizi... Bir gün ben unutabilirim her şeyi hayat arkadaşım ama biliyorum o mavi gözlerin hatırlatacak bana kendimi... Bir takım kuracağız FEYYAZ UÇAR (Ailesine) ...Görüyorum ki hayatım boyunca destek almışım. Yaptığım işler hep kollektif, hep bir takımın parçasıyım. Ben Alzheimer hastalarını ve bakım verenlerini birer takım olarak görüyorum. Her sabah kalktıklarında evin salonunda toplanıp 'Bu maçı alacağız' demeliler. Omuz omuza birbirlerine söz vermeliler. Takım olmak, her takım arkadaşına bakım veren olmaktır. Bir gün Alzheimer hastası olursam annem, kızım, kız kardeşim ve eşi, yeğenlerimden bir takım kuracağız. Halı sahalarda maç yapacağız. Kaleci hariç kimse elini kullanamaz. Bana her şey serbest...