İkinci çocuğuna hamile olduğunu geçtiğimiz günlerde açıklayan Ebru Şallı Tan, ilk kez Şamdan Plus’a konuştu ve bu konudaki heyecanını paylaştı. Anneler Günü’nün gelmesiyle de içinde farklı bir heyecan hisseden Ebru Şallı Tan’a, çekimlerde oğlu Beren de eşlik etti. İşte Ebru Şallı Tan'ın çok özel açıklamaları... Röportaj: SELİN ÖKSÜZ Ebru Şallı Tan ile ikinci hamileliği üzerine röportaj yapmak için evinde buluştuk. Hiç beklemediği bir şekilde hamile kaldığını öğrendiğini anlatan Tan, bu bebeğin onlara Allah’ın bir hediyesi olduğunu söyledi. Aslında işlerinin yoğunluğu nedeniyle ikinci çocuk düşüncesini sürekli ertelediklerini, fakat plansız bebeklerin bu dünyaya bir ‘misyon’ için geldiğine inandıklarını belirtti. İlk hamileliğinde sadece yedi kilo alarak tartışmalara yol açsa da, hiç kilo takıntısı olmadığını ve doktor kontrolünde düzenli ve sağlık beslendiğini anlattı. Röportajımız sırasında, okuldan eve dönen Beren, belliki kardeşi olacağı için çok heyecanlı. Her ne kadar kendisine oyun arkadaşı olabilmesi için ‘erkek’ kardeş istediğini söylese de, annesinin karnına sarılarak kardeşine olan sevgisini şimdiden belli ediyor. Normalde bebeğin cinsiyetinin bugünlerde belli olması gerekiyormuş ama Tan Ailesi’nin bebekleri biraz nazlı çıkmış. Biz de bu yüzden bebeğin kız olmasından şüphelenmedik değil! Zaten Ebru Şallı Tan’ın da içinden geçen bir kız çocuk. Tabi ki en önemlisi sağlıklı olması. Bildiğim kadarıyla plansız bir hamilelikti bu. Siz aslında ne zaman ikinci kez anne olmayı planlıyordunuz? Esasında ikinci çocuğu şu sıralar hiç düşünmüyorduk çünkü son birkaç yıldır çok yoğun çalışıyorum. Her sabah canlı yayınım var. Canlı yayın çok farklı bir şey; orası artık yaşamın gibi oluyor. Biliyorsunuz, programda pilates yapıyorum, dolayısıyla performans sergilediğim bir program. Bunun dışında da kitaplar, DVD’ler de çok vaktimi alıyordu. Bu yüzden de düşünmüyordum şu an için. Harun da aynı şekilde “biraz zaman geçsin, ileride bakarız, ne de olsa gençsin” diyordu. Beren de zaten ancak kendini toparladı, 6 yaşına geldi. 0, 2-3 yaşında daha bebekliğini yaşarken asla ikinci çocuğu düşünemezdim zaten. Kendi ihtiyaçlarını karşılayabilen bir birey olsun istedim öncelikle. Hiçbir zaman asla demiyordum ama bu gerçekten de çok plansız oldu. Hamileliğinizi kaçıncı haftasında öğrendiğiniz? Biraz geç öğrendim aslında. Yedinci haftayı geçmişti öğrendiğimde çünkü hem hiç beklemiyordum, hem de anlamadım. Kendimde biraz farklılıklar hissetmeye başladım; yorgunluk hali, halsizlik ve uyku hali gibi durumlar oldu ve doktora gittim. Ultrasonda çıktı hamile olduğum. Tam sürpriz oldu yani sizin için. Evet, birden ‘Aaa hoş geldin!’ dedik. Her ne kadar planlı bir bebek olmasa da, aldırma fikrini hiç düşünmedik. Özellikle de anne olan bir insan için, çocuğunu aldırma fikri çok itici. Harun’la bu bebeğin Allah’tan bize bir hediye olduğunu düşündük. Bildiğim kadarıyla plansız bebekler dünyaya bir misyon için geliyorlar. Bu yüzden de bebeğimin dünyada önemli bir misyonu olduğunu düşünüyorum. Harun Bey’e bu haberi nasıl verdiniz, nasıl bir tepki verdi? İlk başta şaka yapıyorum zannetti, inanmadı. Sonra tabii görünce inandı. İlk etapta, nazardan da korktuğumuz için, bu haberi kimseyle paylaşmadık. Şu anda kaç aylık oldu hamileliğiniz? Dört ay bitti. Cinsiyetini öğrendiniz mi? Yok, öğrenemedik henüz maalesef. Hala göstermiyor. Peki siz ne hissediyorsunuz? Beren’deki hamileliğimden daha farklı şeyler hissediyorum ama kimileri de diyor ki, ikisi de aynı cinsiyet olsa da, farklı şeyler hissedilebilirmiş. Ben erkek çocuk çok seviyorum. Belki ailede üç kız kardeş olmamızdan kaynaklanan bir durumdur bu. Ne kadar erkek çocuk sevsem de, bu sefer farklı olarak kızım olsa çok hoş olur. Tabi ki önemli olan sağlıklı olması. Cinsiyeti belli olmasa da, aklınızda kız ve erkek için isim alternatifleri vardır herhalde? Beren’in ismini ben bulup, koymuştum. O yüzden de bu sefer isim seçmeyi Harun’a bıraktım. Hiç karışmayacağım, ne isterse onu koyacak. İlk aylarınızda hiç rahatsızlık hissettiniz mi? Beren’e hamileyken çok rahattım. Hiçbir rahatsızlığım olmamıştı. Bu hamileliğimde ilk günlerde halsizlik, uyku hali gibi durumlar oldu. Biraz da mide bulantılarım oldu ama bulantılarım Allah’tan akşamları oldu hep. Gündüz olsaydı canlı yayında zorlanabilirdim. Şimdi hepsi bitti zaten. İlk hamileliğinizde yedi kilo almanız tartışmalara yol açmıştı. Şimdiye kadar nasıl gidiyor kilo alma durumunuz? Şu ana kadar kilo almadım ama ilk dört ayda kilo alınmaması normal. Doktorum da dört aydan sonra yavaş yavaş kilo almamı beklediğini söyledi. İlk hamileliğimde hep spor yaptım ve çok güzel beslendim. Aldığım kilolar da bebeğe yaradı, çünkü doğru besinleri tükettim. Zaten her zaman doktor kontrolündeydim, kendi kafama göre diyet uygulamadım. Hiçbir anne, kendini ve çocuğunu böyle bir riske sokmaz. Açıkçası, hiç kilo takıntım yok. Ben zaten bünye olarak da çok kilo alan bir insan değilim. Daha ince kemikli ve minyon tipliyim. Belki de ilk hamileliğimden daha fazla kilo alacağım, hiç belli olmaz. Çağla Şıkel, altı kilo alınca beni bu konuşmalardan kurtardı. Zaten aramızda da espri konusu oldu, onu gördüğümde teşekkür ettim. O da altı kilo almasına rağmen, çok sağlıklı bir bebek dünyaya getirdi; ben de aynı şekilde. Sonuçta, bu bünyeden bünyeye değişen bir şey, her hamilelik farklıdır. Neler yiyorsunuz peki? Özel bir diyet uyguluyor musunuz? Özellikle sabahları çok dikkat ediyorum. Sabahları canlı yayında egzersiz de yaptığım için mutlaka kahvaltımı güzel yapıyorum. Mesela, günde altı, yedi dilim ekmek yiyorum. Kepekli, çavdar, bazen de beyaz ekmek yiyorum. Ara öğün olarak kuru incir, kuru kayısı ve ceviz yiyorum. Pilates sonrası, mutlaka greyfurt ya da portakal suyu içiyorum. Saat 13.00 gibi de öğlen yemeğimi yiyorum. Akşamları da her zaman hafif geçiririz. Ben, zaten hiçbir zaman aç kalamam. Şok diyetlere çok karşıyım. Hiçbir zaman aşırı iştahlı bir insan olmadım ama şimdi sabahları aç uyanıyorum. Çok ince bir fiziğe sahip olduğunuz için hiç tatlı, çikolata yemediğiniz, sürekli aç gezdiğiniz de söylendi. Aç gezmeye çok karşıyım, özellikle de hamilelikte. Çikolatayı da çok severim ve asla ‘hayır’ diyemem. Bu hamileliğimde de ilk üç ay canım çikolata hiç istemedi, şimdi yemeye başladım. Aşermeler başladı mı? Henüz pek olmadı ama geçenlerde canım çilek istedi. Beren’e hamileyken günde birkaç kilo kivi yediğinizi söylüyorlardı. Şimdi böyle bir aşerme durumu yok mu? Aslında denildiği gibi günde 1 kilo yemiyordum. Turunçgillere çok aşeriyordum. Hamileliğimde onları çok yedim ve şimdi Beren de turunçgilleri çok seviyor. Hamilelikte yediğiniz şeyleri, ileride çocuk da severmiş. Cildiniz ve vücudunuz için özel bir bakım uyguluyor musunuz? Açık konuşmak gerekirse cildim çok bozuldu. Şu anda çirkinleşiyorum ama elbet doğurduktan sonra güzelleşeceğim. (gülüyor) Hani derler ya; “Kız bebek annenin güzelliğini alır”, belki de bebeğinizin cinsiyeti de kızdır. Bilmiyorum gerçekten de kısmet tabi ki. Beren, tip olarak daha çok babasına mı benzetiliyor? Babasına da benziyor ama dudak ve yanak kısmını kendime benzetiyorum. Beren, biraz yanaklı bir çocuk; ben de çocukluğumda öyleydim. Hala da ince olmama rağmen, yanaklarım dolgundur. “İkinci çocuğum da bana benzese keşke” diye bir isteğiniz var mı? Hiç öyle düşünmüyorum, çünkü Harun’u çok seviyorum. Ona benzeyen bir çocuğum olmasından dolayı da çok mutluyum. Beren’in huyları kime benziyor? Bazen tam anlamıyla Harun’a benziyor. Hatta aynı hareketleri görüyorum ve inanamıyorum. Mesela Harun da, Beren’in inatçı yönünün bana benzediğini söyler. Harun Bey nasıl bir babadır? Son derece ilgili bir babadır. Sadece sevmek için yaklaşmaz, aynı zamanda da çok yardımcıdır. Beren’in bebeklik döneminde bana çok yardımları oldu. Altı, yedi ay boyunca emzirdim ve o da geceleri benimle kalkıyordu, altını temizlerdi. Hamileliğiniz boyunca da size destekçi midir? Destekçi tabi ki ama sanırım hamilelikte erkekler çok da olayın farkında olmuyorlar. Asıl ilgileri bebek doğduktan sonra başlıyor. İlk aylarda özellikle pek anlamıyorlar ama ultrasonda bebeği görünce ilgileri de artıyor. Sonuçta o benim gibi hissedemez. Ben, ilk günden itibaren iki nefes alıyorum. Beren’i kardeş konusuna nasıl hazırlıyorsunuz, heyecanlı mı? Çok heyecanlı ve mutlu. Herhangi bir sıkıntı yaşacağımızı düşünmüyorum. Zaten kendisi sürekli kardeş istediğini söylüyordu. Şimdi de biz ona, “sana bir kardeş yaptık” diyoruz fakat o erkek olsun istiyor, kendine oyun arkadaşı istiyor tabii. Nasıl bir annesiniz? Beren ile arkadaş gibi misiniz, yoksa kuralcı bir anne misiniz? Ben oyun arkadaşından ziyade bakımcıyım, yani onun yemesi, içmesi, uyuması, temizliği gibi konular benim için ön plandadır. Ben, biraz anaç bir anneyim sanırım. Tabii ki Hangi sporlarla ilgileniyor Beren? Öncelikli olarak tenis oynuyor. Yüzmeye gidiyor ve ayrıca da piyano öğreniyor. Zaten tenisten başka bir şeye pek vakti kalmıyor, çünkü hemen hemen her gün oynuyor. İyi bir tenisçi olma yolunda gidiyor. Harun ve ben de sporcu olmasını çok istiyoruz. Spor, hayatının bir parçası olsun istiyoruz. Hanginize daha düşkün? Babasına daha çok düşkün. Kıskanıyor musunuz? Hayır, aslında kıskanmıyorum, çünkü ikisi de hayatta en sevdiğim insanlar. Beren, “seni seviyorum” cümlesini sık kullanan bir çocuktur ve babasına bazen sarılıp, söyler. Ben de o zamanlarda “beni sevmiyor musun?” diye soruyorum, o da hemen bana da söyler ve sarılır. Tabii erkek çocuğu olduğu için de, babasını kendisine örnek alıyordur. Evet, tabii ki. İnanın, babası ne yaparsa aynısını yapıyor. Tam taklit halinde fakat sonradan anneye dönüyormuş erkek çocukları. İlerisi için meslek hayalleri kurmaya başladı mı Beren? Tenisçi olmak istiyor şu anda. Siz ne hayal ediyorsunuz onun için? Öncelikle iyi bir evlat olsun, sağlıklı olsun istiyorum. Sonrasında da mutlu olacağı işi yapsın istiyorum. Ben, hobin gibi düşündüğün işin, mesleğin olması gerektiğine inanıyorum. İnsan, işinden zevk almalı. Yoksa gerçekten de eziyet olabilir. Daha çok uzun yıllar var ama sizce nasıl bir kayınvalide olursunuz? Vallahi hiç bilmiyorum fakat Beren sanırım yemek konusunda titiz olacak, yani iyi yemek yapan bir kız ister. Biz evde yemek yemeyi çok seven bir aileyiz ve annesinin her şeyi yaptığını görüyor. Tabii ki spor yapan birini ister bence. Yoksa ben mi isterim öyle olmasını acaba? (gülüyor) İlk anne olduktan sonra hayatınızda neler değişmişti? İkinci hamileliğinizden sonra neler değişecek sizce? Esasında hayatımda çok şey değişti. Sorumluluğum çok arttı doğal olarak. Artık adım attığımda sadece kendimi değil, ailemi düşünüyorum. İstanbul dışı işlere çok fazla gitmiyorum. Hayatımı ona göre yönlendiriyorum. Mesela ben sinema ve tiyatroyu çok seven bir insanım ama doğum yaptıktan sonra aylarca hiç gidemedim. İlk altı, yedi ay hiçbir yere kıpırdayamıyorsunuz. Yine de işinizi hiç bırakmadınız. Evet, çünkü ben çalışmayı çok seven bir insanım. Çalışmaktan, üretmekten beslenen bir yapım var. Beren’den önce ve sonra, Harun’dan önce ve sonra hep çalıştım. İş yaşamım her zaman devam etti. Benim hayatımda tek değişmeyecek şey; iş yaşantım olur. Her şey yolunda giderse, bebeğim ve ben sağlıklı bir şekilde birbirimize kavuşursak, kısa bir süre içerisinde işime dönmeyi planlıyorum doğumdan sonra. Pilatese de devam ediyorsunuz hala değil mi? Evet, doktor kontrolünde devam ediyorum. Canlı yayında zor hareketleri yapmayıp, diğer hocalara yaptırıyorum. Sırf hamilelik pilatesine de çevirmek istemedim, çünkü izleyicilerime de verdiğim bir söz var. Artık aramızda pilates kardeşliği oluştu. Hamile pilatesi de yapacağız tabii. 1.5 ay sonra yayınım tatile girecek. Sonrasında Hamile Pilatesi DVD’sinin çekimlerini yapacağız. Ben şimdiye kadar iki DVD çıkardım ve aslında üçüncü DVD’yi çıkarmam gerekiyor ama hamileliğim dolayısıyla şu anda onu yapamam. Birinci DVD, başlangıç egzersizleri; ikincisi orta düzey ve üçüncüsü daha zor hareketler olacak. Bu yüzden de hazır hamileyken de, zaten var olan hamile pilatesi dvdsi hazırlayacağım. Hamileyken böyle bir proje yapmak bana daha inandırıcı ve keyifli geldi. Doğum sonrası da üçüncü DVD’yi hazırlayacağım. Bu DVD’ler çok ilgi görüyor gerçekten Hamileliğinizin son gününe kadar spora devam edecek misiniz? Sağlığım elverdiği sürece 9 ay boyunca spor yapmaya devam edeceğim. Zaten doktor da son 15 gün dinlenmemi ve daha sakin geçirmemi tavsiye ediyor. Beren’e hamileyken de öyle Hamileliğiniz boyunca alacağınız kiloları doğumdan sonra nasıl vermeyi planlıyorsunuz? Bence her şey bir örnek olacak insanlara. Hamilelik sonrası pilates çok etkili olacak. Sağlığınızda herhangi bir sorun yoksa, doğumdan birkaç hafta sonra pilatese başlayabiliyorsunuz zaten. Çünkü doğru nefes eşliğinde yapılan pilates, anne sütünü de arttırıyor. Beren’i 7-8 boyunca emzirmiştim, şimdi de sağlığım elverdiği sürece emzireceğim. Emzirmek, hem anne hem de bebek için çok yararlı. Bunun da bilincinde bir anneyim. Beren’de çok büyük faydalarını gördüm. Belki bunu sormak için erken ama ileride üçüncü çocuğu da düşünür müsünüz? Hayır, asla! Hiç düşünmüyoruz. Çocuktan sonra eşinizle birbirinize vakit ayırabiliyor musunuz? Ayırabiliyoruz çünkü biz her şeyi çok iyi dengeleyebiliyoruz. Biz, Beren’le vakit geçirmeyi çok seviyoruz. Özellikle de Beren büyüdükten sonra daha çok şey paylaşmaya başladık; seyahatlere gidiyoruz, sinemaya gidiyoruz, yemeğe çıkıyoruz. Harun’la baş başa vakit geçirmeyi de çok seviyoruz. Kimi zaman öğle yemeklerine çıkıyoruz. Bazı zamanlarda iki günlük tatil kaçamakları yapıyoruz. Benim annem ve kayınvalidem, bize böyle zamanlarda çok destek oluyorlar. Anne, eş ve iş kadını olma üçgeni arasında kendinize nasıl vakit ayırıyorsunuz? Ben, biraz kendimi arka plana atıyorum sanırım. Fakat çalışmazsam mutlu olabileceğimi düşünmüyorum. Bazı arkadaşlarım da bana ‘İhtiyacın yok, niye kendini yoruyorsun?’ diye soruyorlar ama bana hiç yorucu gelmiyor. Aksine çalışmaktan çok keyif alıyorum. Ben böyle mutluyum. Beren bile sorduğumda ‘Sen hem annesin, hem de pilatesçisin’ diyor. Bence çalışan kadın evliliği daha da çok destekler ve ilişkiyi besler. Yeter ki eşine ve çocuklarına vakit ayırabilsin. Zaten iş, yarım günümü alıyor. Kalan zamanımı da eşime, çocuğuma ve ev işlerine ayırıyorum. Tabii bu arada kendimi ihmal ettiğimi itiraf edebilirim. Anneler Günü’nün sizin için özel bir anlamı var mıdır? Özel günlerin benim için her zaman bir anlamı vardır. Bazı insanları böyle günleri önemsemez ama bence bu tür özel günler insanların hayatlarına renk katıyor. O günde özel bir şeyler yapar mısınız peki? Genelde benim ailem, eşimin ailesi toplanırız ve hep beraber yemek yeriz. Bir öğlen yemeğinde buluşuruz ve çok keyifli vakit geçiririz. Zaten her Pazar aile yemeği yeriz, herhalde bu Anneler Günü’nde evde toplanacağız. Beren sizin için özel bir hazırlık yapar mı? Harun’la beraber hazırlanırlar. Bugüne kadar ondan aldığınız en güzel Anneler Günü hediyesi neydi? Beren, bana çiçek almayı çok seviyor. Ben de, bana çiçek verdiğinde çok coşkulu bir tepki gösteriyorum. O da bundan çok hoşlanıyor. Küçük yaşta, kadınlara çiçek almanın önemini öğrendi. Bana çiçek vermesi, beni çok mutlu ediyor. 6 Mart’ta dünyaya geldi ve mayıs ayında Anneler Günü’nde 2 aylıktı, çok özeldi o yüzden. Harun da her zaman çok güzel kutlar; hediyeler alır, sürprizler yapar. Önümüzdeki günler için yeni bir yemek kitabı projeniz var mı? En son çocuk yemekleri kitabı yaptım. Benim tariflerimi insanlar seviyorlar. Çünkü hem pratik, hem ekonomik, hem de çok sağlıklı ama lezzetten ödün vermeyen tarifler bunlar. Gazetede yazdığım tarifleri toparladım ve yetişkinler için bir yemek kitabı çıkartacağım. Beren’in yemek yapmaya ilgisi var mı? Çok ilgisi var hem de. Bazen beraber mutfağa gireriz ve yemek yaparız. Hatta beraber çok güzel pizza yapıyoruz. Siz evde yemek yapar mısınız? Evin yemeklerini ben yaparım. Evde yardımcımız var ama o malzemeleri hazırlar, yemeği ben yaparım. Yemeğin içine sevgim, aşkım da giriyor. O yüzden yemekleri mutlaka benim yapmam gerekiyor. Harun zaten başkasının yapmasını istemez. Harun Bey, hangi yemeğinizi en çok sever? Akşamları hafif yemekleri tercih ediyoruz. Kuru bakliyat çok severiz ailece. Harun, yeşil mercimek çok sever. Dün mesela soya kıymalı kabak ve biber dolması yaptım ve o yemeği de çok sever. Siz bir de sosyal sorumluluk projesine de imza atıyorsunuz programınızda. Ondan da bahsedebilir misiniz biraz? Programın başından beri kitap topluyorum. İzleyiciler bana kitapları yolluyorlar. Ben de Türkiye genelinde ihtiyacı olan okulları tespit ediyorum ve bu kitapları o okullara gönderiyorum. Yani; okullara kütüphaneler yapıyorum. Özellikle de ilkokul çağındaki kitapları tercih ediyoruz. Türkan Sabancı bana bu konuda çok destek olmuştur. Aynı zamanda büyük firmalar da çok destek oluyor. Maalesef okullarımızda kitap eksikliği yaşanıyor ve ben de elimden geldiği kadar yardımcı olmaya çalışıyorum.