Mimar Sinan'ın kalfalık devri eseri olarak nitelendirilen Süleymaniye Camii'nin bilinmeyenleri... İhtişamlı bir devre haşmetli eserlerle mühür basan Mimar Sinan'ın ustalığı, kalfalık dönemi eseri olan Süleymaniye Camii'nde uyguladığı mimari inceliklerle de dikkat çekiyor. Süleymaniye Camii az bilinen mimari inceliklere sahip. Kanuni Sultan Süleyman tarafından 1550 yılında Mimar Sinan'a yaptırılan caminin külliyesi ile birlikte 1557 yılında tamamlandığını ve mimarisinde sergilenen ihtişamın Osmanlı İmparatorluğu'nun yükseliş dönemindeki ihtişamla örtüşüyor. Akustik için 65 küp Usta mimar, bu gayeyle Anadolu'da kullanılan turşu küplerinden içi boş 65 tanesini ağızları aşağıya bakar vaziyette ana kubbenin etrafındaki duvarlara yerleştirdi ve küplerin aralarını da yumurtanın akıyla sıvadı. Mimar Sinan'dan muhteşem akustik testi İs odasının sırrı Mimar Sinan'ın yanan mumlardan çıkan isin camiye zarar vermemesi için orta kapının üstünde bir oda tasarladı, kandillerden çıkan isin meydana gelen akımla mihrabın aksi yönüne hareket ederek kapının üstünde dışarıya açılan 4 adet küçük pencereden is odasına çekildi. İsle mürekkep elde edildi Sebebi ise, bütün bu el yazması eserler gibi önemli belgelerde bu mürekkep kullanıldığı zaman, herhangi bir akıcı maddenin dökülmesiyle yazılar kaybolmuyor. Kaybolması için illa ki o kağıdın tahrip olması gerekiyor. Müthiş menfez hesabı Kubbeyi taşıyan fil ayakları Osmanlı döneminde bu fil ayaklarında kürsülerin olduğunu, ilim adamlarının buradan halka tefsir, İslâm hukuku, hadis ve tasavvuf dersleri verdiği söyleniyor. Örümcek ağına karşı deve kuşu yumurtaları Aradan 400 yıl geçtiği için o yumurtaların çoğu kırılmış ya da çalınmış. Sayıları 300’den 30’a düşmüş. Geriye kalan 30 yumurta da, zaman içinde bildiğimiz yumurta renginden, karara karara kahverengiye dönüşmüş. Ama dikkatlice bakıldığında onların kocaman yumurtalar olduğu anlaşılır. Bunun sebebi yüzyıllar sonra ortaya çıkar. Kurumuş devekuşu yumurtası insanın duyamadığı akrep, örümcek gibi haşeratı uzak tutan bir koku yaymaktadır. İstanbul'un Süleymaniye Camii Osmanlı'nın padişahı Kanuni Sultan Süleyman'ın yaptırdığı 2 büyük camiden biri. Süleymaniye Camii, İstanbul'un da simgesel olarak en önemli yapılarında, çok büyük boyutlu ve etrafında koca bir külliye var. İstanbul'un bütün sosyal işleri ile ilgili binaları barındıran bir külliye. Tasarım olarak da çok güzel bir yapı. Bütün İstanbul silüetini hâlâ etkileyen bir tasarımı var. İşte Cevahir Minaresi'nin yapılışı Evliya Çelebi'den rivayetle caminin yapımının uzaması karşısında mali açıdan sıkıntı çekildiğini düşünen İran Şahı Tahmasb Han, Kanuni Sultan Süleyman'a inşaatın devamı için elmas ve değerli taşlar gönderdi. Kanunu Sultan Süleyman ise kendisini öfkelendiren bu hediyelere cevaben, caminin her taşının bu taşlardan çok daha değerli olduğunu söyleyerek taşları mimarbaşına verdi. Mimarbaşı Sinan da bu taşları, inşa ettiği cami minaresinin taşlarının içine yerleştirdi. Bu minare, bu değerli taşları içinde barındırdığı için 'Cevahir Minaresi' diye biliniyor. Mimar Sinan'ın ana kubbesinde 'Allah, göklerin ve yerin nurudur. Onun nurunun misali, içinde çerağ bulunan bir kandil gibidir; çerağ bir sırça içerisindedir; sırça, sanki incimsi bir yıldızdır ki, doğuya da, batıya da ait olmayan kutlu bir zeytin ağacından yakılır; (bu öyle bir ağaç ki) neredeyse ateş ona dokunmasa da yağı ışık verir. (Bu) Nur üstüne nurdur. Allah, kimi dilerse onu kendi nuruna yöneltir. Allah insanlar için örnekler verir. Allah, her şeyi bilendir' mealindeki Nur Suresi'nin yer aldığı camide, bazı ayetlerin anlamları ile bağdaşan yerlere yerleştirildiği söyleniyor. Ebcet hesabında ilginç detay Cami içindeki mesafeler ölçüldüğünde, bütün mesafelerin ebcet hesabı ile 'Allah' isminin katları olduğu, minare yüksekliği, kubbe çapı gibi bazı uzunluk ve açılar birbirine orantılandığında 'Pi' sayısı ya da dünya ekseninin eğim açısı olan 23 gibi rakamları verdiği söyleniyor. 450 yıldır ayakta kalan ve Mimar Sinan'ın deyimi ile 'Kıyamete kadar yıkılmayacak' olan Süleymaniye Camii'nde tezyinat çalışmalarına başlanacak. Camide çok ciddi olmayan hasarların onarılması, süslemelerin aslına uygun olarak yenilenmesi amacıyla yapılacak çalışmalar için yarın ihale yapılacak. Ramazan ayı ile beraber başlaması planlanan çalışmaların, Ramazan ayında camide ibadeti engellememek için dışarıdan başlayacağı ifade ediliyor. Öncelikle son cemaat mahallinde ve avluda eskiyen yerlerin onarılacağı, Ramazan sonrası ise ufak çaptaki tezyinat çalışmalarının daha çok ana kubbenin sıvasındaki çatlakların onarılması ile devam edeceği kaydediliyor. Caminin en önemli özelliği olan akustiği sağlayan ana kubbede meydana gelen sıva çatlakların onarılıp, kubbe süslemelerinin aslına uygun olarak yapılacağı belirtiliyor. Ziyaretçilerin isimlerini yazarak tahrip ettiği is odası da elden geçirilecek yerler arasında bulunuyor.