ABD Dışişleri Bakanı John Kerry'nin 'Esat'la müzakere etmek zorundayız' sözleri Ortadoğu gündemine bomba gibi düştü. Türkiye'nin sert tepki verdiği Kerry'nin önerisi ne anlama geliyor? İşte Sabah.com.tr yazarı Taha Dağlı'nın analiziyle 10 soruda ABD'nin yeni Suriye politikası… JOHN KERRY NEDEN BÖYLE BİR AÇIKLAMA YAPTI? Aslında Kerry adına bu bir ilk değil. 2013 Eylül ayında Suriye'de kimyasal silah kullanımına karşı ABD, Suriye'ye müdahale etme kararı aldığında da John Kerry'nin bir açıklaması Suriye gündemini bir çırpıda değiştirmişti. Kerry, müdahaleye doğru adım adım gidilirken, 'operasyonun olmaması için tek şart var o da Esat'ın kimyasal silahlarını teslim etmesi ama bunu yapmaz' demişti. O açıklamanın akşamında Şam yönetimi kimyasal silahların denetime açılmasını kabul etmiş ve askeri müdahale rafa kaldırılmıştı. KİMYASAL SİLAHLAR TEMİZLENDİ Mİ? 2013 Eylül ayında başlayan bu sürecin ardından BM denetçileri, Suriye'ye girdi ve rejimin gösterdiği tesislerdeki kimyasal silahları tespit etti, ülke dışına çıkartarak, imha ettirdi. Ancak kimyasal silah denetimi Esat'ın insiyatifine bırakıldığı için sadece rejimin gösterdiği bölgeler tarandı oysa rejim bugün hala sivil halkın üzerine kimyasal bomba yağdırıyor. KERRY Mİ SADECE BÖYLE DÜŞÜNÜYOR? Kerry'den bir hafta önce CIA Başkanı John Brennan'dan da Esat'la ilgili bir açıklama gelmişti, Brennan da 'Esat'ın devrilmesini istemeyiz' diye konuşmuştu. ABD'NİN SURİYE POLİTİKASI DEĞİŞİYOR MU? Aslında ABD, Suriye konusunda başından bu yana Esat rejimine karşı ciddi bir direnç göstermedi, tamam muhaliflerin yanında yer aldılar, Suriye'nin Dostları Grubuna katıldılar, eğit-donat gibi projelerde yer alıyorlar, DAİŞ'le mücadelede varlar ama Esat'ın devrilmesi noktasında somut hiçbir adım atmadılar. Buradan bakınca Suriye politikalarının pek de değişmediği görülüyor. ABD SURİYE'DE TAM OLARAK NEYİ HEDEFLİYOR? Kerry'nin 'Esad'la müzakere etmek zorundayız' açıklamasından da anlaşılacağı gibi ABD, Suriye'de Esat'lı bir geçiş sürecini savunuyor diyebiliriz. Burada da Suriyeli muhaliflerin yani 4 yılı geride kalmış bir katliam sürecinin hedefindeki sivil insanların tamamen saf dışı edilmesi söz konusu. Yani Rusya ve İran'ın başından beri direttiği gibi Esat'lı bir geçiş olacaksa o zaman Suriye'de hiçbir şey değişmemiş olacaktır. ABD, bu noktaya gelmiş gibi görünüyor, müzakereden kasıtları da Esat'ın da içinde olacağı bir geçiş süreci. Ama daha önce Cenevre süreçlerinde de gündeme gelen bu formül hiçbir işe yaramamış ve inandırıcı bulunmamıştı. ABD, RUSYA VE İRAN'IN ETKİSİNDE Mİ? 2013'de Suriye'ye yönelik müdahale kararı alınırken ABD, Rusya'nın direnci karşısında geri adım atmak zorunda kalmıştı. Şu an ise ABD için Suriye konusunda belirleyici unsur İran. Bugün Batı ile İran arasındaki nükleer müzakerelerde gelinen noktada ABD, İran'ı kaybetmek istemiyor. Ve Kerry'nin Esat'la ilgili sözleri de tıpkı İranlıların düşüncelerine benziyor. TÜRKİYE HEMEN KERRY'NİN SÖZLERİNE TEPKİ GÖSTERDİ Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ardından Başbakan Ahmet Davutoğlu, Esat konusunda Türkiye'nin duruşunu net şekilde ortaya koydular. Türkiye'nin Suriye politikasından geri adım atma gibi bir durumu yok. BATI GERİ ADIM ATAR MI? Esat'la müzakere konusunda Fransa ve İngiltere'den de olumsuz yanıt geldi ama ABD'nin Ortadoğu'daki dengeleri gözetme açısından olaya baktığımızda Avrupa'nın da Esat'ın da içinde yer alacağı bir çözüme hayır diyeceğini sanmıyorum. SURİYELİ MUHALİFLER AÇISINDAN DURUM NE? Suriyeli muhalifler başından beri Esat'la müzakereye karşı çıktılar zaten böyle bir durum kabul edilseydi mesele çoktan çözülürdü aslında çözüm denemez buna çünkü Esat kaldıkça bu şiddet devam edecektir, muhalifler bunu çok iyi bildikleri için Esat konusunda her zaman mesafeli oldular. Ama gelinen noktada Suriyeli muhaliflerin özellikle siyasi açıdan zor durumda oldukları da bir gerçek yani uluslararası platformda Suriye Ulusal Koalisyonu hep zarar gördü.