Irak Şam İslam Devleti militanları yeni bir vahşete imza attı Suriye'nin Rakka kentinde başından vurulduktan sonra çarmıha gerilmiş şekilde duran ceset, görenlerin kanını dondurdu. Meydanda bulunan çocukların da bu manzaraya şahit olması vahşetin ciddiyetini gözler önüne serdi. Karşılaştığı manzara karşısında neye uğradığını şaşıran bölge sakinleri, bir cesedin çarmıha gerilerek 3 gün 3 gece sokak ortasında bekletilmesine akıl sır erdiremiyor. Suriye'de Beşşar Esed'e karşı savaştığını iddia eden Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) bu tür infazlarıyla tanınıyor. Beşşar Esed rejimine karşı savaşmak için Suriye'ye girdiğini iddia eden örgüt bu güne kadar birçok muhalif grupla savaşmasının yanı sıra yaptığı acımasız infazlarla gündeme geliyor. Tarihin en korkunç ölüm cezaları! Giyotin: Giyotin, idam mahkumunun kafasını üst taraftan kesmek prensibiyle yapılmış bir çeşit idam aracıdır. İlk kez 1792 yılında Jacques Pelletier adlı bir hırsızı idam etmek için kullanılmıştır. Kedi Patisi: Genelde işkencecinin elinde takılı olan bu pati, kurbanın vücudunun herhangi bir yerindeki etini kemikten ayırmak için kullanılıyordu. Diri Diri Gömülme: Milattan önce bu işkence şekli hem bireyler için hemde gruplar içinde kullanılıyordu. Kurban genellikle bağlanıp açılan bir çukura atılıp gömülüyordu. Tabut: Filmlere de zaman zaman konu olmuş bir yöntem. Suçlu insan vücudu şeklinde yapılmış metal bir kafes içine yerleştiriliyor. Bu kafes de bir ağaca veya duvara asılıyor. Çimento ayakkabılar: Amerikan mafyası tarafından uygulanan bir işkence şeklidir.Kurbanlarının ayakları kül bloklarına yerleştirilip üstüne çimento dökülüp denize fırlatılıyordu. Çarmıha Gerilme: Çarmıh, birbiri üzerine çapraz konmuş iki tahtadan oluşan darağacı. Farsça dört çivi anlamına gelir. Eskiçağ'da kurulu din ve düzene karşı suç işlediği için idamına karar verilenler çarmıha gerilerek öldürülürlerdi. Yılan Çukuru: Yılan çukuru tarihi bir idam yöntemidir. Mahkumlar, engerekler gibi zehirli yılanların olduğu çukurlara atılırdı. Rahatsız edilmiş yılanlar onlara saldırır ve mahkumlar zehirlenerek ölürdü. Yakılma: Vatana ihanet veya büyücülük şuçuyla uzun zaman kullanılan bir işkence şeklidir. 18.yüzyıl öncesinde uygulanmıştır. Kurban şehrin tam ortasında bir kazığa bağlanır. Seyircilerin karşında da ateşe verilir. Yavaş ölümlerin arasında yer alır. Gerdanlık: Genelde Güney Afrika'da uygulanan bu yöntem maalesef hala yaygındır. Küçük bir lastikten oluşur, benzinle doludur.Kurban göğüs ve çevresinde zorlanacak şekilde tasarlanmıştır. Ateşe verilir. Göğüs kerpeteni: Kadınlar üzerinde uygulanan bir teknik. Acı vermek için tasarlanmış bu işkence aleti, kadınların göğüslerini anında vücutlarından koparıyor ve kan kaybından öldürüyor. Genellikle zina ve kürtaj suçlarında kullanılıyor. Kemik kıran tekerlek: Bu yöntemde suçlunun kol ve bacakları tahta bir tekerlek üzerine bağlanıyor. Tekerlek döndükçe işkenceci demir bir sopayla suçluya vuruyor. Darbenin etkisiyle kol ve bacak gibi organlar parçalanıyor. Ölüm hakkında bilmediklerimiz! İnsan beyni, öldükten sonra 20 saniye kadar daha bilincini yitirmiyor. Bir hamamböceği ise başı olmadan tam 9 gün boyunca yaşayabiliyor. İntihar oranlarının tatil dönemlerinde daha yüksek olduğuyla ilgili bilgi ynalış. Aslında tam tersine tatil dönemi dışında daha çok intihar vakası gerçekleşiyor. Ölülerin defnedilmeden önce yakılması sanılanın aksine çevre için faydalı değil. İnsan bedeni yakıldığında çevreye en zararlı gazları meydana getiriyor. Ölülerin yakılma işlemin yaygınlaşması durumunda çevresel sonuçlarının kötü olacağı söyleniyor. Spor yapan 200 bin öğrenciden bir tanesi her yıl aniden hayatını kaybediyor. Çoğu futbol ve basketbol oynarken gerçekleşiyor. Kız öğrencilerde bu oran beş misli daha az. İngilizcede ölümle ilgili 200'den fazla deyim bulunuyor. Ölüm yerine kullanılan Nalları dikmek, hesabı kapatmak gibi sözler oldukça yaygın... Çinli bir ailenin cenazesine ne kadar çok insan gelirse aile o kadar şanslı sayılıyor. Cenazeye gelen sayısını artırmak için, törene dansçı çağıranlar bile oluyor... İnsanoğlunu yemekleri sindirmek için kullandığı enzimler, öldükten sonra insan bedenini sindirmek üzere kullanılıyor. Enzimler bu işleme öldükten üç gün sonra başlıyor... 1. Ölümden sonra üç gün içinde akşam yemeğinizi öğütmenize yardımcı olan enzimler sizi yok etmeye başlar. Bozulmuş hücreler bakteriler için besin kaynağı olacak ve vücudunuz kısa bir süre içinde çürüyecek. 2. Ölüyü gömme geleneği 350 bin yıl öncesine dayanıyor. İlk olarak İspanya'nın Atapuerca bölgesinde ortaya çıktığı düşünülüyor. 3. İnsanlık tarihinin başlangıcından itibaren ortalama 100 milyar insanın öldüğü tahmin ediliyor. 4. 1951 yılından beri neredeyse hiçbir ABD'li aşırı yaşlılıktan dolayı ölmedi... 5. Canlının ölmesi ne şekilde olursa olsun, her koşulda oksijen yetersizliğinden dolayı gerçekleşiyor. Hangi nedenden dolayı ölürseniz ölün, oksijen solunumu kesilince hayat sona eriyor... 6. Sadece ABD'de toprağa gömülen ölü vücutlardan 827,060 galon akıcı sıvı toprağa salınıyor. Bu da havaya hidroklorik asit, sülfür ve karbondioksit karışması anlamına gelir. 7. Hindistan'daki zerdüştler ölülerini akbabaların yemesi için açıkta bırakıyor. 8. Akbabaların çoğu insan ve sığır leşi yemekten ölüyor. 9. Madagaskar yerlileri ölülerin kemiklerini toprağın altından çıkarıp, kasabanın etrafında bir tur gezdirdikten sonra tekrar gömüyorlar. Bu törene 'famadihana' adı veriliyor. 10. 19. yüzyılda Mısır'da demiryolu şirketleri toprak altından çok sayıda mumya çıkarıp lokomotifler için yakıt yaptılar. 11. Embriyoların gelişmesi süresinde organlarımızdaki bazı hücreler kendini yok ediyor. Öyle olmasaydı eğer, genetik arızalarla doğabilirdik. 12. ABD'de insanların yüzde 80'i hastanede ölüyor. 13. New York'ta intihar eden insan sayısı cinayete kurban gidenlerden daha fazla. 14. Hiçbir kültür 'Ölmek' kelimesini direk kullanmayı tercih etmez. Her kültürün bu kelimeyi karşılayan birtakım deyimleri vardır. Mesela 'vefat etti' veya 'göç etti' gibi...