Kuzey Kore'de 8 gün geçiren Berlinli fotoğrafçı Martin Von Den Driesch çektiği karelerle dünyanın kapalı kutusunu tüm dünyaya işte böyle gösterdi. Her şeyin yasak olduğu Kuzey Kore'den bu kez çok farklı görüntüler geldi. Kuzey Kore son derece dışa kapalı bir ülke. Saçları devletin belirlediği modeller dışında kestirmek, yabancı dizi izlemek, kot giymek gibi aklınıza gelecek pek çok şeyin yasak olduğu biliniyor. Reuters muhabiri James Pearson ve The Economist'in eski muhabirlerinden Daniel Tudor, Kuzey Kore hakkında ela aldıkları North Korea Confidential adındaki kitap ilginç bilgiler veriyor. Kadınların renkli, parlak giysiler giymeleri yasak. Saç boyatmaları da. Kot giymek de yasak. Fakat satın almak yasak değil. Genelde Japonya'dan 100 kiloluk paketler halinde alınan giysiler, Kuzey Kore'nin moda bölgesi Chongjin'de satılıyor. Örneğin Coca-Cola'nın aslında o kadar da ulaşılmaz olmadığını, hükümetçe yasak ilan edilen kotun rahatça bulunabildiğini ve yalnızca devlet propagandası yapan kanalların aksine komşuların, arkadaşların birbirleriyle yabancı dizi ve filmleri değiş tokuş ettiklerini yazıyor. Kuzey Kore'de yabancı film ya da dizi izlemek cezaya tabi. Yasal olarak sadece Kore Merkez Televizyonu KCTV, Kore eğitim ve kültürel kanalı izlenebiliyor. Ancak bu kimsenin yabancı film izlemediği anlamına gelmiyor. Örneğin Güney Kore'ye yakın bazı evlerde bu ülkenin devlet kanalı KBS izleniyor. Çin ve Güney Kore televizyonlarını izleyebilmek için de pek çok çözüm bulmuşlar. Bu yollardan biri, kanalların sinyallerini illegal olarak ayarlamak. İkincisi DVD ve USB'ler. DVD'nin modası 2010'dan beri geçti çünkü USB'leri değiş tokuş etmek, saklamak çok daha kolay. Çinli ve Koreli karaborsacılar Amerika, Güney Kore ve Çin filmlerinin ticaretini yapıyor. Kuzey Koreliler de perdelerini örtüp, kapılarını kapayıp arkadaşları ve aileleriyle yabancı filmler, diziler seyrediyor. En çok da sonu mutlu biten, kötülerin cezasını bulduğu, iyilerin sonunda üzülmediği dramalar. Askeri otorite, Pyongyang şehrinin her yerinde mevcut. Fotoğrafın sol tarafı Kuzey Kore, sağ taraf ise Çin. Farklılık çok net belli oluyor. Ve bu farklılık, özellikle geceleri daha da belirgin hale geliyor. Yol boyunca bu belgelerden onlarcasını doldurmak zorundasınız. Kuzey Kore'de çektiğim ilk fotoğraf. Bu bölgeyi fotoğraflamak ise normalde yasak. Gübre olarak kullanılan insan artıklarını satmaya çalışan 2 genç. ''Kore İşçi Partisi, aynı yola çıktığı yoldaşlarını asla unutmayacak!'' Kuzey Kore vatandaşı olsanız bile, şehirlerarası yolculuklar için izin almanız gerekiyor. Kuzey Kore askerleri. Pyongyang'a varış. O istasyona başka gidecek trenin olmaması, bu güzel giyimli elit kesimin orada olmasını açıklıyor aslında. Pyongyang şehrine vardığımda, yanımıza bir rehber verdiler. Sadece şehri anlatmak için değil elbette. Ne zaman uyuyacağımıza ve ne zaman uyanacağımıza da karar veren bir rehber. Kuzey Kore sokakları. Pyongyang şehrinden bir brütalist mimari örneği. Yanggakdo otelinden şehre genel bir bakış. Otelin 5. katına asansörle ulaşmak yasak, sadece merdivenleri kullanarak o kata ulaşabiliyorsunuz. Ziyaret süresince yerel halktan çok az kişiyle iletişim kurabildik. Garsonlar bile bizimle konuşmaya çekiniyorlardı diyebilirim. Kim Il-Sung Meydanı. Yerel yönetim, dışarıdan gelenlerin bu meydanın fotoğrafını çekmesini özellikle istiyor. Pyongyang şehrinde yaşamaya hak kazanmış ayrıcalıklı bir kesim, bu ayrıcalıklarını yakalarında taşıdıkları rozetle gösteriyorlar. Elbette bu rozeti satın almak yasak. Meydan haricinde fotoğraflama izninin olduğu nadir yerlerden birisi de bu heykeller. Heykellerin önüne çiçek koymak isteyen onlarca Kuzey Koreli. Burayı fotoğraflamak için sadece 15 saniyem vardı. Bu pazar bölgesi, sadece yerel halka açık ve benim burada olduğumu gören rehberim hemen beni uzaklaştırdı. Fakat, fotoğraf çektiğimi görmedi. Satın alma hakkınızın olduğu bazı hediyelik eşyalar. Şehir gerçek anlamda temizdi. Şehirde neredeyse trafik yoktu. Buna rağmen rehberimiz, herhangi bir kaza durumunda kendi başımıza bir yere gidemememiz için pasaportlarımıza el koydu. İşçiler. Şehir başlarda temiz ve sakin gelse de, sonrasında bunu gördüm. Sosyalist çizimler. Son olarak, işine giden insanlar... Ryugyong Otel Kuzey Kore'nin çılgınlığının canlı ispatı niteliğinde. Otelin inşaatı ülke büyük bir kıtlıkla boğuşurken başladı. Otel 16 yıldır terk edilmiş durumda. Binanın yapımı 1987 yılında başlatıldı. Otelde 3000 oda ve 7 gökdelen restorantı Haziran 1989'da Dünya Gençler ve Öğrenciler Festivali'nde açılması planlanıyordu. Fakat çeşitli sorunlar sebebiyle açılamadı. Ödenek yetersizliği sebebiyle çalışmalar durdu. Zaten gereken miktar Kuzey Kore'nin GSMH'sının %2'sine denk geliyordu. Sadece cam kaplaması 150 milyon $ değerinde olan otel inşaatı 2008 yılında tekrar başladı. Ülkeye gidenlerin söylediklerine göre yapı dışarıdan tamamlanmış gibi görünüyor fakat içerisi hala tamamlanmamış. işte otelin içinden çekildiği iddia edilen fotoğraflar...