atv ekranlarının çok sevilen programı Elin Oğlu'nun sekiz yakışıklısı onlar. Kimi yıllardır İstanbul'da kimi henüz yeni. Ama hepsinin ortak noktası şahane Türkçeleri ve kalplerindeki İstanbul sevgisi. Herbirinin sevdiği kafeler var. Sabah işe giderken mutlaka 'Günaydın' dedikleri komşuları... Çok sevdiği müzik grupları... Türk yemekleri hepsinin tercihi. Ezcümle, isimleri yabancı bile olsa onlar artık elin oğlu değil, İstanbullu.CEREN ARSEVEN - İDİL DEMİREL - NEBAHAT KOÇ DANILO ZANNA-İtalya-Aşçıİstanbul künefe gibi dışı sert ama içi yumuşacık ve sıcakİstanbul'a geleli üç sene iki ay oldu. Böyle gün sayar gibi saymamım sebebi bu sehre âsık olmam. Yeni çiftler de sayar ya günleri. Is için geldim. Iki haftalıgına. O sırada esimle tanıstık. Londra'da yasıyordum. Aslında Floransalıyım. Tüm dünyayı gezdim sayılır. Ömrümün sadece 13 yılında Italya'da yasadım.Fotoğraf: Murat Şengül Bes sene sevgili kaldıktan sonra simdiki esime evlenme teklif ettim ve Istanbul'a tasındım. Mecidiyeköy'de bir restoran açtım. Iki yasında bir oglum var. Gayrettepe'de oturuyoruz. Eskiden Kemerburgaz'daydık. Uzak ama sahane bir semt.Fotoğraf: Murat Şengül Istanbul Italya'yı hatırlatıyor bana. Bir ruhu var. Tarihle iç içe. Sıcak, kalabalık, biraz fazla büyük. Bazen zorlanıyorum. Tek bir toplantı için günü gidiyor insanın. Bu sehirde Erzurum'un cag kebabından Van kahvaltısına her sey var. Hatta dünya mutfakları da burada. Tabii ki hiçbirisi yerinde yedigin gibi degil.Fotoğraf: Murat Şengül Istanbul künefe gibi bir sehir. Kabugu sert. Dısardan soguk görünüyor. Fakat içi yumusak peynir gibi. Inanılmaz sıcak. Bir de serbet gerekli tabii. O da insan iliskileri.Fotoğraf: Murat Şengül Galata en sevdigim semtlerin basında geliyor. Buraya ilk tasındıgımda Galata'da oturuyordum. Tarihi, kulesi, binalar... Her yerin bir hikayesi var. Üstelik Galata Kulesi benim atalarım tarafından yapılmıs. Kan çekti yani beni buraya. Hazerfen Ahmet Çelebi'nin kuleden uçtugunu ögrenince de iyice sevdim bu semti.Fotoğraf: Murat Şengül Sultanahmet, Tünel, Karaköy, Bogaz sevdigim diger yerler. Bir gün Istanbul'dan gidersem Venedik, Paris ya da Viyana'da yasamak isterim.Fotoğraf: Murat Şengül ANDREY POLYANIN-Rusya-ModelVapurda muhteşem bir şehirde yaşadığınızı anlıyorsunuzAilem emekli olduktan sonra Antalya'da yazlık satın alınca bizim de Türkiye maceramız baslamıs oldu. Dokuz senedir ailemle Türkiye'ye gelip gidiyorum, yaklasık altı yıldır da Istanbul'da yasıyorum.Fotoğraf: Yağmur Dinç Televizyon programının dısında modellik yapıyorum. Istanbul'da yasama kararı alır almaz Nisantası'na yerlestim. Çünkü burası hem her yere yakın hem de sehirde en sevdigim semtlerden.Fotoğraf: Yağmur Dinç Bence Istanbul'un tadı vapura binmeden çıkmaz. Sehrin hangi noktasında olursanız olun bir noktada gördügünüz baska sehirlere benzetebilirsiniz. Ancak ne zaman vapurda bir yakadan digerine geçiyorsunuz iste o zaman ne kadar özel bir sehirde yasadıgınızı anlıyorsunuz.Fotoğraf: Yağmur Dinç Benim için Istanbul vapur ve Bogaz'dan geçmek aslına bakarsanız. Sporu dısarda yapmayı ve spor salonuna tıkılıp kalmamayı sevenlerdenim. Maçka Parkı benim düzenli spor yaptıgım noktalardan.Fotoğraf: Yağmur Dinç Ayrıca Bebek sahilinde kosmayı çok seviyorum. Bazen kulaklıgımı takıp Nisantası'ndan çıkıp sahile oradan baska bir noktaya yürüyorum. Istanbul keyifle yürünüp spor yapılabilen bir sehir.Fotoğraf: Yağmur Dinç Program sayesinde tabii ki bilinirligimiz arttı. Ancak beni Istanbul'da çok tanıyorlar diyemem. Tanındıgımı baska sehirlere gittigimde daha iyi anlıyorum.Fotoğraf: Yağmur Dinç Istanbul'da güzel bir kahvaltı yapmaktan daha keyifli bir sey yok. Hem Nisantası'nda hem de sahil tarafında birçok noktaya gidiyorum kahvaltı için. Sehre yakın bir noktada denize girmek için tercihim Kilyos. Orası baska bir sehre geçmisim etkisi veriyor bana.Fotoğraf: Yağmur Dinç Tam bir Fenebahçe fanatigiyim. Durum böyle olunca maç günleri evde olup keyifle maç izlemeye bayılıyorum. Statta da maçı izlemek isterim ama çok kalabalık ve pozisyonu yeniden izleme imkanım olmadıgı için tercih etmiyorum. Tavla oynamaya meraklıyım. Galip gelene kadar da kesinlikle masadan ayrılmıyorum.Fotoğraf: Yağmur Dinç EMRACH USKOVSKI-Slovakya-FotomodelMemleketimde bile yabancı gibiyimBabasının Babaeski'de is kurması nedeniyle Türkiye'yle dokuz sene önce tanısmıs.Fotoğraf: Murat Şengül Annesi Türkiye'ye geldiginde Küçük Emrah'ı dinlermis, Uskovski'nin adı oradan geliyor.Fotoğraf: Murat Şengül Liseyi Babaeski'de bitirmis, simdi ITÜ Insaat Mühendisligi'nde okuyor. Ingilizce tercümanlık, fotomodellik de yapan Uskovski, Istanbul âsıgı.Fotoğraf: Murat Şengül Ilk basta sehri karmasık bulmus fakat alıstıkça sevgisi büyümüs. 'Istanbul'da tutkulu, degisken bir yasam var. Adeta yarının ne olacagını bilemeyeceginiz gibi' diyor.Fotoğraf: Murat Şengül 23 yasında, pekçok Avrupa kentini görmüs ama onun için Istanbul'un yeri ayrı. 'Belli aralıklarla baska kentlere giderim. Ama dönecegim yer Istanbul'dur. Çok özlüyorum burayı. Burada, kendim gibi hissediyorum. Hatta Slovakya'ya gittigim zaman yabancı gibi hissediyorum' diye konusan Uskovski'yi, ilk etapta insanların toplu tasımaya binmek için adeta birbiriyle yarısması çok sasırtmıs.Fotoğraf: Murat Şengül 'Istanbul'da düzensizlik içinde bir düzen var. Onu çözdügünüz zaman sıkıntı yok. Benim için zor olmadı. Çünkü ben ögrenmeye çok açık bir insanım. Istanbul'la mücadele etmek yerine akısına bırakarak, kendimi Istanbul'a teslim ettim' sözleriyle açıklıyor.Fotoğraf: Murat Şengül Uskovski Istanbul'da Karaköy ve Tophane'yi, yemeklerden de karnıyarık basta olmak üzere Dogu yemeklerini çok seviyor.Fotoğraf: Murat Şengül MASATAKA KOBAYASHI-Japonya-ÇevirmenKendimi yüzde 50 Türk hissediyorumJaponya'yı 2011'de vuran depremin ardından Türkiye'ye gelen Masataka Kobayashi Istanbul macerasını söyle anlatıyor:Fotoğraf: Yağmur Dinç Buraya gelmemi kısaca kader diyerek açıklayabilirim. Deprem sonrası iki buçuk ay Kapadokya'da kaldım. Burada Japonca ögrenmeye çalısan rehberlere dil dersi verdim, sirketin patronu ayrılan bir çalısan yerine is teklif edince Türkiye'de yasamaya basladım.Fotoğraf: Yağmur Dinç 2012 yılında esim Senay ile tanıstım. Sekiz aylık bir bebegimiz var. Istanbul'da en sevdigim ve kısa süre içinde tasınmayı planladıgım yer Sarıyer, Baltalimanı sahili.Fotoğraf: Yağmur Dinç Su an Anadolu yakasında yasıyorum. Aslına bakarsanız biraz memleket özlemi çektigim zamanlarda Baltalima'nında Japon Bahçesi'ne geliyorum. Bahçenin duvarındaki tamamen Japonya'ya özgü çizgileri görüp burayı kesfettim. Bu yeri birçok Istanbullu'nun bilmemesine çok sasırıyorum aslına bakarsanız.Fotoğraf: Yağmur Dinç Program basladıgından beri beni yolda çok tanıyan çıkıyor. Konusuyorlar, sohbet etmek istiyorlar, fotograf çektiriyorlar. Hatta bazı müze ya da biletle girilen yerlerde bana 'Abi sen turist degilsin bizdensin normal ücret alacagız, turist ücreti almayacagız' diyorlar. Ben de gerçekten de kendimi artık yüzde 50 Türk hissediyorum. Zaten bu sekilde hissetmeden yani bir Türk gibi düsünmeden insanın burada yasaması pek de kolay degil bence.Fotoğraf: Yağmur Dinç Istanbul'a geldigim ilk andan itibaren büyülendim. Tabii ki ilk yıllar bu sehri yasamamla simdiki arasında gerçekten büyük fark var. Su an evli ve yeni bebegi olmus biri olarak sehri bambaska yasıyorum.'Fotoğraf: Yağmur Dinç ROBBIE LEE VALENTINE-İngiltere-PR DanışmanıTarlabaşı'nda kendimi buluyorum15 yasında ailesinin Kusadası'nda yazlık ev satın almasıyla Türkiye'yle tanısmıs Robbie Lee Valentine. Izmir'e gidis gelislerinde yolu birkaç günlügüne Istanbul'a da düsmüs. 'Istanbul'a ilk geldigimde 18 yasındaydım. 2002 ocak ayıydı. Birkaç gün kalmamız nedeniyle hiçbir yerini görememistim. Hava da çok soguktu. Bu nedenle Istanbul'a ilk gelisimde, bu sehirden nefret etmistim' sözleriyle Istanbul'la tanısmasını anlatan Valentine, ikinci gelisinin 2006 yılında is nedeniyle oldugunu söylüyor.Fotoğraf: Murat Şengül Bogaz'ı ve Beyoglu'nu görünce tüm algısı degismis. Valentine, 'Yeni yeni insanlarla tanısmaya basladık. Istanbul'un güzelliklerini kesfettik. Perası ayrı, Cihangir'i, Bogaz'ı ayrı bir güzel' diyor. Istanbul'un farklı kültürleri barındırması nedeniyle sehirden kopamadıgını söyleyen Valentine, kusursuzlugu ve rutini sevmedigi için Istanbul'un kendisini cezbettigini anlatıyor:Fotoğraf: Murat Şengül 'Ingilizler, 'Neden Istanbul'u seçtin?' diyorlar. Ben de, modern güzel bir sehir, farklı kültürler nedeniyle çok degisik seyler ögrendigimi, sıkılmadıgımı, her gün yeni olaylara sahit oldugumu' söylüyorum. Istanbul aynı zamanda stresli de bir sehir. Yol çalısması nedeniyle geçen gün Taksim'den Besiktas'a geçerken iki saat trafikteydim. Oldukça sıkıntılıydı. Ama Istanbul'a asla bırakmam.'Fotoğraf: Murat Şengül Tarlabası'nda oturmayı tercih eden Robbie Lee Valentine, nedenini de su sekilde açıklıyor: 'Normal insanlar, 'Tarlabası'nda yasanmaz, orası tehlikeli' diyor. Ama benim için orası Istanbul'u temsil ediyor. Çünkü Rum binalarıyla, insanlarıyla bütün Istanbul'un tarihi anlatan semt oldugunu düsünüyorum. Bakkalını, kuaförünü, teyzeleri tanıyorum.'Fotoğraf: Murat Şengül Valentine'ın, Türk müzigiyle de arası gayet iyi. Öyle ki, koluna Zeki Müren dögmesi bile yaptırmıs. Sözlerini çok anlamasa da her gün Müren'i ve Sezen Aksu'nun Gülümse adlı albümlerini dinledigini anlatıyor. Valentine'ın sevdigi Türk sanatçıları arasında merhum Barıs Manço ile Erkin Koray da var.Fotoğraf: Murat Şengül MANUEL REINA-İspanya-DansçıBana 'Tünel muhtarı' diyorlarIspanya'nın Sevilla kentinden geliyorum. Küçük ama dünyanın tanıdıgı bir sehir. 10 senedir Istanbul'da yasıyorum. Ilk geldigim yıllarda Ispanya Avrupa Birligi'ne girmisti ve bozuluyordu. Burası çok daha rahat geldi bana. Siz Türkler kaos diyorsunuz ama benim evim burası oldu. Kaos içinde hep bir sistem var aslında. Onu desifre etmek lazım. 10 sene ugrastım, yeni yeni çözüyorum. Bale mezunuyum, bir dans dersi vermek için geldim. Iki hafta kaldım döndüm. O sırada esimle tanıstık. Ögrencimdi benim. Bütün dünyayı gezdim. Japonya'da bir sene, Brezilya'da altı ay yasadım. Ama Istanbul'da karar kıldım. Iki çocugum var. Oglum Ali 12, kızım Rosa bes yasında. Türk- Ispanyol dostluk projesi gibiler.Fotoğraf: Murat Şengül Istanbul bence dünyanın en güzel sehirlerinden ama bir yasa gelince buradan gitmeyi düsünüyorum. Bir gün içimden bir mesaj gelecek ve gidecegim. Burası çok hareketli bir sehir. Bence gençken daha güzel. Iki ayda bir kaçma hissi geliyor içime. Dogaya yakın olmak istiyorum.Fotoğraf: Murat Şengül Trakya'yı çok seviyorum. Çok yakın. Ya da Karadeniz sahilindeki lingos ormanlarına gidiyorum. Dünyanın sadece birkaç yerinde var bu agaç türü. Enerji toplayıp dönüyorum. Küçük yerden geldigim için bu strese belli bir noktaya kadar dayanıyorum.Fotoğraf: Murat Şengül Istanbul'u bir dansa benzetecek olsam halay derim. Türkiye'nin her yerinde edilen bir dans. Herkesi bir araya getiriyor. Çok kurallı degil ama güzel, estetik. Çok da hareketli.Fotoğraf: Murat Şengül En sevdigim yer Tünel. Günde sekiz-dokuz saatim geçiyor burada çünkü dans okulum orada. Tüm esnaf beni tanıyor. Bana 'Tünel muhtarı' diyorlar. Türkiye'de benim gibi danseden muhtar yok. Komsuluga çok önem veriyorum.Fotoğraf: Murat Şengül Harbiye, Osmanbey tarafında oturuyorum. Yürüyerek geliyorum ise. Istanbul'da komsuluk iliskileri yıllar içinde zayıfladı. Yabancı olabilirim ama uzun yıllardır burda yasadıgım için degisimi fark edebiliyorum. Türk arkadaslarım 'Basıp gidecegim buradan' diyorlar. Ama ben buradayım, simdilik gitmeye de niyetim yok.'Fotoğraf: Murat Şengül ANTONIO STOKES-ABD-Anaokulu öğretmeniSimit kokusunu duyunca yüzüm gülüyor'Washıngton'da dogdum. Annem Italyan, babam Amerikalı. Babam asker oldugu için tüm dünyayı gezdik. Istanbul'a da geldik. Sonra babam vefat etti, ben de Amerika'ya dönüp mühendislik okudum. Fakat bir gün mutlaka Istanbul'a dönmek istiyordum. Nitekim döndüm. Ama mühendislik yapmak istemedim hiç.Fotoğraf: Yağmur Dinç Çocukları çok sevdigim için anaokulu ögretmeni oldum. Simdi her gün dünyayı degistirdigimi düsünüyorum. Istanbul'a âsıgım. Dünyada en sevdigim sehir.Fotoğraf: Yağmur Dinç Sabah sokaktan geçen simitçinin sesine hem uyuz oluyorum, hem de simide bayılıyorum. Simit kokusunu duyunca yüzüm gülüyor. Alırım, otururum kösede, iki simit götürürüm iki dakikada.Fotoğraf: Yağmur Dinç Mutluyum burada. Amerika'da insanın üç arkadası olur diye bir mantık var. Burada 100 tane arkadasım var.Fotoğraf: Yağmur Dinç Yemegi seviyorum, Bogaz'ı seviyorum, Adalar'ı seviyorum. Heybeliada'da bir nokta var. Epeyce tırmanmak gerekiyor. Dünyada en sevdigim nokta. Orada oturup, mangalını yaktıgında dünyayı unutuyorsun.Fotoğraf: Yağmur Dinç Simdi maddi gerekçelerle Gaziosmanpasa'da oturuyorum. Ama hayalim bir gün Bebek'te oturmak. Bebek Parkı'na ögrencilerimle geliyoruz sık sık. Burada çay, limonata içmeyi seviyorum. Deniz olmayan sehri sevmiyorum. Galatasaray Adası'na da bayılıyorum. Bogaz'ın tam ortasında, insan daha ne ister?Fotoğraf: Yağmur Dinç Sabahları sokakta gördügüm herkese 'Günaydın' diyorum. Herkes önce sasırıyor ama sonra karsılık veriyor. Ilk geldigim yıllarda insanların yurtdısından dönüp 'Aç kaldım' demelerine çok sasırırdım. Simdi ben gidiyorum gezmeye ve aç kalıyorum. Buranın mutfak kültürüne alıstıktan sonra baska mutfaklar hep az kalıyor. Bir sulu yemek istiyor insan. Ekmegimi bandıracak bir sey arıyorum ama bulamıyorum.Fotoğraf: Yağmur Dinç Ilk geldigim yıllarda tutturdum atladım. Istanbul'u bırakıp hiçbir yere gitmem. Ben burada ölecegim.'Fotoğraf: Yağmur Dinç CHANGYEB HAN-Güney Kore-ÖğrenciBu şehir, tripli bir sevgili gibi!Changyeb Han, babasının isi nedeniyle dokuz yıl önce ailesiyle birlikte gelmis. 23 yasındaki Han, Bilgi Üniversitesi Sinema ve TV Bölümü'nde okuyor.Fotoğraf: Murat Şengül Konusması, Türkleri ve Istanbul'u çözümlemesiyle tam bir Istanbulluya dönüsen, kendisini de Istanbullu olarak tanımlayan Han, 'Artık burası benim evim gibi. Istanbul ikinci vatanım. Burada dogmadım ama sanki dogma büyüme Istanbulluymusum gibi hissediyorum' sözleriyle Istanbul âsıgı oldugunu ortaya koyuyor.Fotoğraf: Murat Şengül Istanbul'un insanlarından etkilendigini sık sık vurgulayan Han, farklı ırk ve kültürden insanların bir arada yasadıgı bir sehir olmasının kendisinde hosluk yarattıgını söylüyor ve farklı kültürler oldugu için 'Istanbul güzel ve çekici' diyor.Fotoğraf: Murat Şengül 'Babamlar Güney Kore'ye dönse de ben artık buradayım, burada olacagım' diyen Han, lise yıllarından bugüne zaman geçirdigi Istiklal Caddesi ve Taksim'in her geçen gün degistigini hissedenlerden. Öyle ki, Istanbul'un eski yıllarına da bir Istanbullu kadar hakim. Bunu da, 'Hani yaslılar eski Beyoglu derler ya, böyle takım elbiseyle gelinirmis falan. Ben de dokuz senedir buradayım ve de eski Beyoglu'nun kalmadıgını görüyorum. Seneden seneye degisiyor. Insanları degisiyor. Artık asıl has Beyoglu'nu Taksim'i sevmeme neden olan insanlar caddede yok gibi' sözleriyle açıklıyor.Fotoğraf: Murat Şengül Turistin çok olması nedeniyle gariplik çekmemesi ve rahat yürüyebilmesi nedeniyle Taksim ve Istiklal Caddesi'nde rahat oldugunu söylen Han, 'Burada bir barda barmenlik yaptım. Arkadaslarım burada. Buralarını evim gibi biliyorum' diyor. Taksim'den çıkan müzik gruplarını tanıyan, Müslüm Gürses ile gitarist Yavuz Çetin'in hayranı oldugunu söyleyen, Istanbul'u tripli bir sevgiliye benzeten Han'ın yazdıgı sarkı sözünden bir dörtlük söyle: 'Istanbul ve sen, ortak noktanız ne biliyor musun, ikiniz de nefes aldırtmıyorsunuz, ayarınız yok.'Fotoğraf: Murat Şengül Taksim ve Istiklal Caddesi'nde, 'Mustafa Abi'nin Yeri' dedigi küçük, kendine has bir çay ocagını çok sevdigini anlatıyor. Taksime geldiginde buraya mutlaka ugruyor. Tatlı yemeye alısmıs, baklava ve fıstıklı sarma tatlısını çok seviyor. Tek rahatsız oldugu konu ise insanların kendisine 'çekik', 'Bruce Lee', ve 'çan çin çon' seklinde satasmaları.Fotoğraf: Murat Şengül