1950'lerden 1980'lerin başına kadar süren yaklaşık 30 yıllık bir dönemde görülür Türk sinemasında fantezi furyası. Bir nesli çocukluktan olgunluğa yetiştirmiş olan bu filmlerde kimler yoktur ki: kovboylar, korsanlar, psikopatlar, maskeli şövalyeler ve elbette çizgi romandan uyarlama kostümlü kahramanlar. Peki, Yeşilçam'ın böyle bir yola girmesinin sebebi neydi? Niçin çizgi romanlar birbiri ardına uyarlanmaya başlandı? Çok kompleks bir mantığı yok elbet. Senarist ve oyuncu sıkıntısı çeken yönetmenler için arayıp da bulamadıkları bereketli kaynaklardı çizgi romanlar. İkinci ve en mantıklı gerekçe ise batıda çekilen filmlerin, uygulanan kota nedeniyle Türkiye'ye birkaç yıl sonra gelmesiydi. Yeşilçam yapımcıları aradaki bu gecikmeyi kapatmak için 'onlar çektilerse biz de çekeriz' diyerek kolları sıvayı çok küçük bütçelerle dev Hollywood prodüksiyonlarının taklitlerini çekmeye karar verirler. Ortaya bugün gülümseyerek seyrettiğimiz, birçoğunun kopyası bile bulunmaya ilginç sinema filmleri ortaya çıkmış. İşte unutulan Fantastik Türk Sineması'nın en az kendisi kadar ilginç film afişleri.