Rusya'nın şımarıklığı ve kural tanımazlığı Türkiye ile kısmî gerilimi kaçınılmaz kıldı. Türkiye ya hava sahasının delik deşik edilmesine ve soydaşlarının soykırıma uğratılmasına rıza gösterecek ya da Rusya'yı ikaz edecekti. Niyetlenmiş olmasa da Rus uçağının vurulması bunu gerçekleştirdi. Böylece Rusya uzun zamandır ilk defa bir askerî meydan okumayla karşılaştı. Bu darbe Rusya'yı beklemediği bir anda buldu. Altı üstü bir uçak düşmüş olmadı, Rusya'nın itibarı ve planları ağır darbe aldı. Galiba öfkenin asıl kaynağı bu.
Rusya Türkiye'ye karşı uluslararası hukukla ve iyi komşulukla bağdaşmayan tepkiler gösteriyor. Ancak, anlamış olması gereken bir şey var: Türkiye'ye yönelik ekonomik ve ticarî ambargolar aynı zamanda Rus vatandaşlarına ambargo uygulamak anlamına gelir. Her ülke komşularına muhtaçtır. Gücünüz ne olursa olsun ambargolar sizi de vurur. Bu yüzden, mahalle kabadayısı havasında efelenmek ve kışkırtıcı adımlar atmak saçma.
Uzmanlara göre Rusya bir askerî güç olarak sanıldığından zayıf. Nükleer silahları bir yana bırakılırsa, uzun ve tahrip edici bir savaşa dayanması zor. Bu yüzden, savaşa istekli olması beklenmiyor. NATO ülkelerinin potansiyel tehditlere karşı Türkiye'nin yanına koşması da Rusya'nın Türkiye'yi tek başına hedef almasının maliyetinin istemeyeceği kadar yüksek olabileceğini gösteriyor.
Türkiye şimdiye kadar vakur ve ağırbaşlı bir tavır sürdürdü. Bence yoluna böyle devam etmeli. Makul ve barışçıl bir dil kullanmalı. Ambargolara karşı ambargolarla ya hiç cevap vermemeli ya da mutlaka geriden gelmeli. Rusya Türkiye vatandaşlarına ne kadar kötü muamele ediyorsa Türkiye Ruslara o derece iyi muamele etmeli. Bu hem uygarca hem de ülkemizi kazançlı çıkartacak bir davranış olur.
Atilla Yayla/Yeni Yüzyıl