80 bin köpek böyle katledildi 1910 yılında İttihat Terakki iktidarı 'İstanbul'u modernleştirmek' adına sokaklarda yaşayan 80 bin köpeği toplayıp İstanbul Marmara denizi açıklarındaki Sivriada'ya gönderdi. Issız adada köpekler, yaz sıcağının altında aç susuz yaşam savaşı verdi. İstanbul günlerce köpeklerin uluma sesiyle inledi. Binlerce köpek açlık ve susuzluktan öldü. Binlercesi su içmek ve serinlemek için kendini denize atıp boğuldu, geri kalanlar birbirini parçaladı. Pierre Loti'nin kaleminden: ''...Bu ülkeye İkinci Mehmed' in ordularının ardından gelen köpekler ...Kimseyi hiçbir zaman ısırmamış olmalarına rağmen katliamların en iğrencine mahkûm edildiler. Pierre Loti'nin kaleminden: Hiçbir Türk Hilâl'e uğursuzluk getireceği söylenen bu onur kırıcı görevi üstlenmek istemedi. Bu yüzden serseriler işsiz güçsüzler ve haydutlar görevlendirildi. Pierre Loti'nin kaleminden: Bunlar işlerini demir kıskaçlarla yapıyorlar zavallı kurbanlarını boyunlarından ayaklarından ya da kuyruklarından yakalayorlar ve onları rastgele kan revann içinde Hayırsızada'ya götürecek olan mavnalara atıyorlardı. Pierre Loti'nin kaleminden: Hayırsızada Marmara'nın ortasında çöle benzeyen bir kayaydı. İçecek bir damla su yoktu köpekler orada açlıktan ve susuzluktan öldüler ve bu arada bilinçlerini yitirdiklerinden birbirlerini yediler. Pierre Loti'nin kaleminden: Adanın yakınlarından bir kayık geçerken hepsi kıyıya geliyorlardı ve yürekleri parçalayan iniltileri duyuluyordu. Kayıkları ve insanları ne kadar uzakta olursa olsun gördüklerinde bütün saflıklarıyla yardıma çağırıyorlardı. Katliam yüzyıllardır köpeklerle birlikte yaşayan İstanbulluları o kadar sarstı ki bu tarihten sonra meydana gelen Balkan Savaşı, Birinci Dünya Savaşı sırasında yaşanan felaketler için 'köpeklerin ahı tuttu' dendi. Sivriada Hayırsızada diye anılmaya başlandı.