Yunanistan'ın Halkidiki yarımadası bulunan Aynoroz Özerk Keşişsel Devleti, kadınların girmesinin yasak olduğu tek yer. 10. yüzyılda dinsel bir topluluk olarak doğan Aynoroz; Bizans, Osmanlı ve Yunan, egemenlikleri boyunca bağımsızlığını korumayı başarmış. Burası, 20 manastırı temsil eden 20 kişilik bir meclis tarafından yönetiliyor ve Aynoroz'da yaşayan yaklaşık 2000 kişinin hepsi erkek. Bölgeye karayolundan ulaşım bulunmuyor, ancak deniz üzerinden ulaşılıyor. Gidip herhangi bir tekneye bindiğinizde bu kutsal ve kadınsız bölgeye hemen girilemiyor. Her gün sadece 100 erkek bölgeye giriş yapabiliyor. Önce Selanik'ten randevu ve pin kodu, ardından limanın oradaki bürodan giriş izni almanız gerekiyor. Hele yabancıysanız bunların yanında kendi konsolosluğunuzdan tavsiye kağıdı, Yunanistan Dışişleri bürolarından izin kağıdı almanız gerekiyor. Adanın kutsal olmasının sebebi ise, Meryem Ana'nın kötü bir deniz yolculuğundan sonra bu güzel bölgede karaya çıkması ve bölgeyi çok beğendiği için tanrının burayı ona hediye etmesiyle yarımadanın 'Bakire Meryem'in Bahçesi' olarak anılmayı başlamasıdır. İlk dönemlerden beri keşişleri huzuru ve adanmışlığı için kadınların girmesi yasaklanıyor. Buraya erkeklerin girmesi yasak Kenya'nın kuzeyinde bulunan Samburu'da bulunan Umoja adlı köyde sadece kadınlar yaşıyor. Cinsel taciz kurbanı kadınlar tarından kurulan köyde erkeklerin yaşamasına izin verilmiyor. Yerel İngiliz askerlerinin tecavüzüne uğrayan 15 kadın Umoja'yı 1990 yılında kurdu. Umoja'nın nüfusu, kurulmasının üstünden geçen 25 yıl boyunca çocuk yaşta evlenmekten, kadın sünnetinden, aile içi şiddetten ve tecavüzden kaçan kadınların gelmesiyle genişledi. Köyün kabile reisi ve kurucusu Rebecca Lolosoli, sadece kadınlardan oluşan bir topluluk fikrini bulduğunda kadın hakları konusunda konuşmaya cesaret ettiği için bir grup erkek tarafından dövülerek hastanelik edildi. Samburu'daki köylerin 5-10 aileden oluşan nüfusunda sadece erkekler köyün önemli sorunlarını tartışır, kadınlara nadiren konuşma hakkı verilir. Umoja'nın ilk sakinleri de izole edildikleri bu Samburu köylerinden gelmiş. O zamandan beri gelen kadınlar, köyde erkek şiddeti ve korkusu olmadan nasıl ticaret yapacaklarını, çocuk büyüteceklerini öğreniyor. Şu anda Umoja'nın nüfusu 47 kadın ve 200 çocuktan oluşmakta. Köy çok fakir olsa da, kadınlar ve kızlar yemek, giyecek ve barınma ihtiyaçlarını karşıladıkları düzenli bir gelir kazanıyorlar. Gelirlerini, grup liderlerinin yönettiği ve safari turistlerinin ziyaret ettiği bir kamp sitesinden elde eden kadınlar, aynı zamanda köylerini ziyaret eden turistlerden de makul bir giriş ücreti alıyor ve yaptıkları el işi takıları satıyorlar. Köyün kurucusu Lolosoli yerel erkekler tarafından birçok tehdit alsa ve saldırıya uğrasa da hala kararlı duruyor. Guardian gazetesinden Julie Bindel'e konuşan Lolosoli, köyün kurulmasından beri geçen 25 yılda yaptıkları ve başardıkları işlerden gurur duyduğunu söyledi. Umoja'daki kadın topluluğu aynı zamanda Samburu'nun çevre köylerindeki kadınları da erken evlilik ve kadın sünneti gibi konularda eğitiyorlar. Köyün resmi karşılayıcısı Memusi, 1998 yılında evliliğinden bir gün sonra kaçtığını belirterek 'Babam tarafından 11 yaşında ineklerle takas edildim. Kocam 57 yaşındaydı' derken, 6 yıl önce satılmamak için evden kaçan 19 yaşındaki Judia ise 'Hergün uyanıyorum ve kendi kendime gülümsüyorum çünkü etrafım yardım ve destekle çevrili' diye konuşuyor. Umoja'ya sığınan kadınlardan bir diğeri 3 erkeğin tecavüzüne uğrayan 38 yaşındaki Jane 'Çok utandım ve kimseye bunu söyleyemedim. Kocamın annesine söylediğimde ise tecavüzü öğrenen kocam beni sopayla dövdü. Ben de kaçıp buraya geldim' dedi. Yeniden evlenmek gibi bir planı olmayan Jane 'Ben çocuklarımın özgür olmasını ve kimi isterlerse evlenmesini istiyorum' diye ekledi. Jane, destek görmek ve çocuklarını okutmak için köyde kalmayı umuyor. Umoja'daki birçok kadın artık bir erkekle yaşamayı hayal bile edemediklerini söylüyor. 16 yaşında 80 inekle takas edilen Mary akşam yemeği için pişireceği bir avuç kuru fasulyeyi göstererek 'Bu yardımcı kadın topluluğunu asla bırakmak istemiyorum. Fazla bir şeyimiz yok ama ihtiyacım olan her şey Umoja'da' diyor. Brezilya'nın güneydoğusunda yer alan Noiva do Cordeiro kasabasında yalnızca kadınlar yaşıyor. Kasabada yaşayan 600'den fazla kadının birçoğu 35 yaşın altında. Bir kısmı evli olan kadınlar, eşlerinin kendileriyle yaşamasına izin vermiyor ve onların başka yerde yaşamalarını şart koşuyor. Kadınlar, 18 yaşından büyük erkek çocuklarının da kasabada yaşamasına izin vermiyor. Eşlerinin kasabaya girmesine ise yalnızca hafta sonlarında izin veriyor. Bu durumun, kasabadaki kadınların evlenmesinin önündeki engel olduğunu belirten Noiva do Cordeiro sakinleri, evlenmek için uygun adayları beklediklerini açıkladı. Ne var ki, kasabadaki kadınlarla gelecekte evlenecekler için de aynı kurallar geçerli olacak. Kasabadaki tüm işleri kendilerinin yaptığını ifade eden kadınlar, Noiva do Cordeiro'yu çok sevdiklerini ve evlenmek için yaşadıkları yerden ayrılmak istemediklerini vurguluyor. Kasaba sakinleri, 'Hayat, erkekler olmadan çok daha güzel' diyor.