Zemzemin hayrete düşüren sırları... Dünya Sağlık Örgütü'nün raporlarına göre dünyanın en sağlıklı sularından olan zemzem suyunun esrarı, günümüz teknolojisindeki tüm araştırmalara rağmen çözülemiyor. Kaynağı bulunamayan suyun denizden 80 kilometre uzakta olmasına ve çevresinde başka hiçbir kuyu olmamasına rağmen yıllardır kurumaması, araştırmacıları şaşkına çeviriyor. Sadece 1.5 metre derinliğindeki kuyudan hac mevsiminde milyonlarca hacı tüm su ihtiyacını karşılarken, su seviyesinde de hiçbir azalma olmuyor. İçenin açlığını ve susuzluğunu gideren suyun esrarı bilim adamları tarafından inceleniyor.Avrupa'da laboratuarlarda yapılan araştırmalarda, zemzem suyunun çok az kükürt içerdiği tespit edildi. Amerika'da yapılan test sonuçlarına göre ise zemzem, içinde mikroorganizma ve bakteri bulunmayan tek su olma özelliği taşıyor. WHO tarafından da zemzem, dünyanın en içilebilir ve sağlıklı sularından biri olarak açıkladı. Yeryüzünde en mukaddes topraktan kaynayan sudur. Peygamber Efendimiz (s.a.v.)´in kalb-i şerifinin defalarca yıkandığı sudur. Her derde devadır. Hususiyle humma (sıtma)'ya şifadır. İçilmesi sünnettir. Zemzem suyunun ezan okunduğunda berraklaştığını ifade eden Japon bilim adamı Dr. Masaru Emoto, 'Zemzem, çevresinde cereyan eden bütün değişimleri hafızasına alıyor.Yapısı çok farklı. Bu, onu dünyadaki diğer elementlerin efendisi yapıyor' dedi. Dr. Masaru Emoto, zemzem kristallerini mikroskop ortamında inceledi. Suyun kristal düzeninin değişen frekanslara göre farklılaştığını gören Emoto zemzem kristallerinin çan sesinde karardığını, Kur'an-ı Kerim ve ezan sesinde ise parlaklaştığını fark etti. Zemzem suyunun hikayesi kısaca şöyledir: Hz. İbrahim (a.s.), Cenab-ı Hakkın emri üzerine hanımı Hacer validemizi ve henüz süt emmekte olan oğlu Hz. İsmail'i bugünkü Zemzem kuyusunun bulunduğu yere bıraktı. O tarihte Mekke'de hiçbir insan yaşamıyordu. İçecek su da yoktu. Hz. İbrahim, hanımı ve oğlu için biraz hurma ve bir miktar da su bırakarak oradan ayrıldı. Yiyecek ve içeceğin bulunmadığı bu ıssız yerde kalmak Hz. Hacer'e çok zor geldi. Ancak, kendilerini oraya bırakmasını Hz. İbrahim'e Cenab-ı Hak emrettiğine göre düşünmek yersizdi. Çünkü, rızkı veren Allah elbette kendilerinin durumunu da görüyordu. Bir zaman sonra Hz. İbrahim'in bıraktığı su bitmektedir. Hz. İsmail ağlamaya, su istemeye başlar. Annesi ne yapacağını şaşırır. Hz. İsmail'in ağlamalarına daha fazla dayanamaz. Safa Tepesine çıkar. Birini görebilmek ümidiyle sağa sola bakar. Kimseyi göremeyince de Safa ile Merve arasında koşmaya başlar. En son Merve tepesine çıktığında bir ses işitir. zemzem Kuyusunun yanında Hz. Cebrail'i görür. Cebrail (a.s.) kanadıyla (bir rivayette ayağıyla) yeri kazır ve su görünür.Hz. Hacer buna çok sevinir. Suyun aktığını görünce, 'Dur, dur' manasında 'zemzem' der ve su akmasın diye önünü kesip, havuz gibi yapar. Bir taraftan da testisini doldurur. Testisi dolduktan sonra sudan içerek Hz. İsmail'i emzirmeye başlar. Bu arada Cebrail (a.s.), Hacer'e hitaben: 'Sakın, 'Helak oluruz, zarara uğrarız' diye korkmayın. İşte şurası Beytullah'ın (Kabe'nin) yeridir. O beyti şu çocukla babası yapacaktır. Muhakkak ki, Cenab-ı Hak o işin ehlini zayi etmez' der. Zemzem suyunun hikayesi ve ortaya çıkması bu şekilde gerçekleşir. İŞTE ZEMZEM'İN BİLİM DÜNYASINI ŞAŞKINA ÇEVİREN ÖZELLİKLERİ Zemzem Cennet pınarlarındandır. Cenab-ı Hakkın İbrahim (a.s.)´a ikram ettiği bir nimettir. Harem-i Şerif´deki Ayat-ı Beyyinat´dandır. Hacıların muşahede ettikleri en büyük nimet ve menfaatlerdendir. Yeryüzündeki en hayırlı sudur. Cibril-i Emin vasıtasıyla zuhur etmiştir. Yeryüzünde en mukaddes topraktan kaynayan sudur. Peygamber Efendimiz (s.a.v.)´in kalb-i şerifinin defalarca yıkandığı sudur. Rasulullah Efendimizin mübarek tükürüğü ile bereketlenen sudur. Açları doyuran sudur. Dünya devam ettiği müddetçe bu vasfı devam edecektir. Her derde devadır. Hususiyle humma (sıtma)'ya şifadır. Baş ağrısını giderir. Gözün görmesini ziyadeleştirir. Ne niyetle içilirse ona devadır. Ona bakmak ibadettir. Misafirlere ikram edilecek en güzel hediyedir. Mekke'yi Mükerreme´den diğer beldelere taşınması sünnettir.