Fransız komutan Franchet d'Espéret'ye ait İstanbul fotoğraf albümü Paris'te tesadüfen bulundu. Notları bulunmayan kareler, o günün siyasî ve sosyal vaziyetini anlama adına anahtar detaylar sunuyor. Sokaktaki bir lostracıya ayakkabılarını boyatanr Osmanlı kadını… Şehzade Camii... İstanbul'un meşhur yangınlarından biri mütareke devrine denk gelmişti. 1918 senesinde çıkan Zeyrek Yangını, çevre semtlere de sıçramış, zaten bitap düşen şehrin adeta ruhunu bedeninden ayırmıştı. Fotoğrafta yangına maruz kalan Vefa semti ve minaresinin külahı düşen Şehzade Camii görülüyor. Hemen önündeki Burmalı Mescit ve çevre konakların büsbütün harap olmuş durumda. Bozdoğan Kemeri üzerinden çekilen fotoğrafta devrin şaşaalı binalarından Zeynep Hanım Konağı görülüyor. Sağ köşede de Aksaray'daki Pertevniyal Camii'nin kubbesi seçiliyor. O dönemde vefat eden bir zatın cenaze merasimi. Gayet sade bir şekilde kabristana taşınan tabutun üzerinde sarılan kilim ve Kabe örtüsü dikkat çekiyor. Başucunda asılan fesi de eski Osmanlı adetlerinin son demlerine işaret ediyor. O esnada sokaktan geçmekte olan müstevli askerleri de fotoğrafın bir başka unsuru. Fransız Mareşal Franchet d'Espéret, Paris'ten gelen bir emirle 1920 senesinde Sofya'dan İstanbul'a tayin edildi. Onun sorumluluğundaki Fransız birlikleri, İstanbul'un suriçi semtlerinde konuşlandı. D'Espéret, Boğaziçi'nde Osmanlı ordusunun muktedir ismi Enver Paşa'nın konağına yerleşti. Kanuni Sultan Süleyman Türbe'sinden bir manzara. Masanın üzerinde o devrin şartlarında yapılmış bir Kâbe maketi yer alıyor. Mescid-i Haram'ın önünde dağları temsil eden dalgalarla çevrelenen uzun yol, Arafat'a giden yolu tasvir ediyor. O günlerin bir başka manzarası da İstanbul sahillerinden... Denize giren işgalci askerlerin çekindiği bu fotoğrafta Türklerin Batı kültürü ile tanışmasına şahitlik ediyoruz. O devre kadar devam eden deniz hamamı kültürü, yani etrafı ahşap paravanla çevrili kadın erkek ayrı kısımlarda denize girme adeti mevcuttu. O devirden sonra Türkler, bilhassa İstanbul'a gelen Beyaz Rus göçmenlerinin tercih edeceği mayolu plaj kültürüyle tanışacaktı. Karede yer alan İstanbulluların, bu tarzda giyinenleri uzaktan hayretle izlemesi de bu devirde yaşanan kültür değişimini anlatıyor. Uzun seneler devam eden savaşlar içinde perişan düşen halk içinde birçok çocuk yetim ve öksüz kalmıştı. O günün koşullarında sahipsiz kalan bu çocukların Edirnekapı'daki Mihrimah Sultan Camii'ne yerleştirildiği görülüyor. Fatih'teki Nakşidil Valide Sultan Türbesi'nin son türbedarları. 1925 senesinde çıkarılan ve tekke, zaviyeleri tümden kapatan kanunla birlikte türbedarlar da tasfiye edilmiş oldu. Galata Kulesi önünde İngiliz askerleri İngiliz 28. Piyade Tümeni birlikleri Beyoğlu'nda Beyoğlu'nda trafiği düzenleyen İngiliz İnzibat Bahriye nezareti önünde İngilizler ( Kuzey Deniz Saha Komutanlığı binası ) Kaynak: Milliyet