1. Gömleğin altına renkli sweatshirt giyip gömlek üstüneyse okul ceketi yerine rengarenk ceketler giymek 2. Bu kırmızı halkası meşhur rotringi parmaklarında çeşitli yöntemlerle çevirebilmek. 3. VGA ve 1.3 megapiksel kameralı telefonlarla sürekli bluetooth/kızılötesi paylaşımlarla teneffüsleri tüketmek. 4. Jölenin her ne kadar saç döktüğü söylense de her gün itinayla bir avuç sürmek. 5. Gömleğin en üst düğmesini kapatıp kravatı sonuna kadar çekmek mi, söz konusu bile olamaz. 6. Öğretmenler ilk derste alınacak defterleri söylediğinde defterin mutlaka telli defter alınması. 7. Boş ders mi var, hemen toplanıp cesaret gereken grupça oynanan oyunlara dahil olmak. 8. 2000'lerin başında son yıllarını yaşayan bir Walkman'inin sınıfta 'ver şuna bi bakayım' diye elden ele geçirilmesi. 9. Bir de Discman sahibi olduysan özenle hazırladığın karışık CD'nden birkaç şarkı dinlemek. 10. Asker stili çantalar özellikle lise 3'te olmazsa olmazdı. 11. O çantayı mutlaka tek omza asarak taşımak. 12. Çanta işini çoktan aştığını düşünenlerin klasör kullanması. 13. Renk renk converse ayakkabıların bütün okula hızla yayılırken senin almaman tabii ki olmazdı. 14. Belden kat kat etek katlamanın kimin eteği daha kısa yarışmasına dönüşmesi. 15. Okulda nadiren görülebilen bir iPod'u olan varsa o zaten kendini aşmış olarak kabul edilirdi. 16. Gizli saklı köşelerde arkadaşlarla sigara içmek. 17. Saçın belli bir kısmının boyatılıp anında dikkat çekme özelliğine sahip olma isteği. 18. Salsa, Trendy gibi dergileri sınıfa getirip ilk teneffüste okumak ve eve gider gitmez odana posterleri asma planını arkadaşlarına heyecanla anlatmak. 19. Koridorda, sınıfın girişinde öğretmen gelene kadar gırgır şamata yaptıktan sonra 'hoca geliyor' diyen biriyle birlikte sınıfa girmek. 20. Çantayı rozetlerle bezeyip adeta en çok kimin rozeti olacak yarışmasına girmek. Ve o yıllarda kendimizi hep yeterince büyümüş olarak görürken aradan on yıl geçince 'o zamanlar çocukmuşum ya' dersiniz. Başka bir yerde bulamayacağınız, aynı makarayı goygoyu yapamayacağınız kaliteli arkadaşlar. Boş derslerde hunharca oynanan uzun eşek. Yıllar boyu defter tutmamak, tutamamak. Tutup çalışırken ne yazdığını anlamamak. Zekayı derslere değil kopya çekme yöntemlerine harcamak. Öğle yemeğinde sıcak tost için kantine kanatlanarak gitmek. Her teneffüs tuvaletlerde ''sis partisi'' düzenlemek, sırayla erketeye yatmak. Okuldan kaçmak için birçok yol bulup bunları çekinmeden uygulamak. Yoklama kağıdını alıp, 'yok' olmak. Mezun olunca gıcık olunan öğretmene yapılacak akıl almaz fikirler bulmak. Çıkışlarda yapılan büyük kavgalara (gerekirse okulca) karışmak Karşı tarafı güldürmeyen ama sizi gülmekten öldüren kötü şakalar yapmak... Kız düşürebilmek için şekilden şekle girmek, ama başaramamak. Asla ulaşamayacağınızı düşündüğünüz birine delicesine aşık olmak. Ders boş olunca çıldırmak, akıl karı olmayan bin türlü şeyle uğraşmak. Öğretmene saçma sapan sorular sormak, laf sokmak, ders işlemesini engellemek. Akabinde bir daha tatmak istemeyeceğiniz bir acıyı tatmak. Tüm bunlara rağmen liseyi, anılarını, arkadaşlarını hatta öğretmenlerini çok ama çok özlemek. Arada arkadaşlarla buluşup bu günleri yad etmek, buruk bir özlem ve gururla ''biz daha haylazdık'' muhabbeti yapmak.