Dünyada iki elin parmağını geçmeyen ütü koleksiyonerlerinden işadamı İlhan Uçak'ın koleksiyonunda ütüye dair ne varsa görmek mümkün. 20. yılına giren koleksiyonda 150 yıllık kömürlü ütülerin yanı sıra gazlı, benzinli ütüler de var. (Fotoğraflar: Murat Şengül, Haber: Damla Kayayerli) İşadamı İlhan Uçak (67) tam bir Anadolu âşığı. Hukuk mezunu olsa da uzun yıllar rehberlik yapmış ve sonunda acentasını kurmuş ama her gittiği şehirden Anadolu kültürünü yansıtan bakır, metal objeler toplamış; çeşitli bakır kazanlar, üzerinde Osmanlıca, Ermenice, Rumca yazılı hamam ve yemek tasları, taslar ve niceleri.. Zaten evinin her köşesinde de Anadolu'dan yadigâr bir eşyayı ya da bakır objeleri görmek mümkün. Eski eşyalara duyduğu ilgi ve özlem 20 yıl önce Sapanca'da bir eskici dükkânında gördüğü eski dökme bir ütü ile seyrini değiştirmiş. Dikkatini çeken eski ütüyü sırf dekorasyon amacıyla satın almış almasına ama bir hafta sonra aynı eskici dükkânında bambaşka bir ütü daha görünce eski ütülere hayranlığı artmış. Böylece 20 yıllık ütü koleksiyonu serüveni başlamış. Gittiği 35 ülkede ve Anadolu'nun farklı illerinde gözü antikacı dükkânlarında eski ütülerin üzerinde olmuş hep. Zaten nice ülkelerin farklı özelliklere sahip ütüleri koleksiyonunda yerini almış; demir taşlı, kömürlü, ispirtolu, gazlı, benzinli ütülerin yanı sıra porselen kaplı, aristokrat ailelerin kendilerine özel yaptırdığı, aile mühürlerinin bulunduğu ütüleri de koleksiyonuna dâhil etmiş. Zaten İstanbul Moda'daki evinde bulunan koleksiyonunda omuz ütüsünden, yaka ütüsüne, dantelleri ütülemek için kullanılan ütüden altın kaplama kumaşı ütülemek için yapılan ütüye kadar farklı çeşitler var. Şapka ütüsü bile bulunan koleksiyon hakkında Uçan: 'Ütüler apayrı bir dünya. Sadece kıyafetlerdeki kırışıklıklara karşı kullanılan ütüler yok. Kıyafet ütüleri dışında farklı ütüler de var' diyor. Onun en çok istediği ise dünyada bilinen en eski ütünün sahibi olabilmek: 'Ütünün tarihi 2 bin yıl önceye dayanıyor. Koleksiyonumda M.Ö 200-M.S 220 yıllarına ait bir Çin ütüsünün birebir replikası var. 'Gerçeğinin koleksiyonumda yer almasını isterdim ve ne olursa olsun alırdım. En büyük arzum Hong Kong şehir müzesindeki en eski ütüyü görebilmek' diyor. Dünyada iki elin parmağını geçmeyen ütü koleksiyonerlerinden biri olan Uçak iddialı: 'Koleksiyonumda 200 ütü bulunuyor ama ütülerin çeşitliliği açısından Türkiye'de en önde gelen ütü koleksiyonerlerden biriyim.' İlk sergisini de İstanbul Beyoğlu'nda 10 yıl önce açmış Uçak. Bugüne kadar 10 sergi gerçekleştirmiş. Eski ütüler sergisini gezenlerin şaşkınlıklarını gizleyemediğini anlatıyor: Bizde genelde kömürlü ütü daha çok akla geliyor. Sergileri ziyarete gelenler, örneğin porselen ütü, benzinli, gazlı ve diğer eski ütüleri görünce 'Aa! Bu da mı varmış?' diye hayretlerini gizleyemiyor. Bu beni onurlandırıyor. Ayrıca her koleksiyon kendi içinde geleceğe ön ayak olur, koleksiyonerlik teknolojinin gelişimine yardım eden bir daldır. Geçmişten gelen ütüler geleceğin ütülerinin tasarımında da önayak oluyor. Eski ütülerine gözü gibi bakıyor, yeri geliyor paslanmış bir ütü varsa mazot ile temizliyor. Nadir bakımlarını ihmal etmediği gibi her bir ütüyü de numaralandırmış. Ütü üzerine araştırmalar da yapan Uçak, kitap çalışması yapacağının müjdesini veriyor. En büyük hayali ise gelecek nesillere ütüleri miras bırakabilmek. 18. ve 19 yüzyıldan kalan nadir ütülerin karma bir müzede sergilenmesi ise hayali: 'Birçok odaya sahip bir müzenin değişik koleksiyonlarını barındıran objeler müzesi olarak yapılmasını ve ütülerimim orada sergilenmesini arzu ediyorum' diyor.