Haber bültenlerinde terörün, şiddetin, vahşetin, kazaların, felaketin kol gezdiği şu günlerde umut verici bir-iki güzel habere rastlamak, çöl sıcağında dudaklara ıslak mendil bastırmaya benziyor.
28 yaşındaki, iki çocuk annesi Fevziye Doğan, bağışladığı böbreği ile kayınvalidesi Yüksel Doğan'ın sağlığına kavuşmasını sağladı. Üç yıldır yaşamını diyalize bağlı sürdüren Yüksel Doğan'a gelini Fevziye Doğan böbreğini vererek sağlıklı bir hayata kavuşmasını sağladı. İşin ilginç ve bir o kadar da dramatik tarafı, Yüksel Doğan'ın küçük oğlunun da kan ve doku örnekleri uygun olmasına rağmen, öz annesine böbreğini vermeyi reddetmesiydi.

HANGİSİ GERÇEK EVLAT?
Belli ki evlat olmak, 'kan'dan geçmiyor. Önce 'candan' olmak gerekiyor. Bu haber, hayatları birbirini yemekle geçen tüm gelin-kaynanalara ve özellikle de oğlu için her fırsatta gelinini ezen annelere gitsin!
Ve ikinci olay: Keşan'da yaşayan 19 yaşındaki İsmet Polat beyincik kanseri nedeniyle kemoterapi görüyordu.
Ancak bu tedavi yönteminin başarılı olması için kan değerlerinin yüksek tutulması gerekiyordu. Annesi Türkan Kürklüoğlu deneye-yanıla bir yöntem keşfetti. Anne sütü içirdiği oğlunun kan değerleri yükseliyor ve tedaviye daha iyi cevap veriyordu. Bunun üzerine tüm annelere çağrıda bulunup anne sütü göndermelerini istedi. Sadece Türkiye'den değil, komşu Yunanistan'dan da Keşan'a litrelerce anne sütü yağdı. İsmet hızla iyileşmeye başladı.
Mucizenin adı anne sütü, soyadı anne duası... Var mı daha başkası?