Jön'ü bilirdim, jöndam'ı da, karakter oyuncusunu da... Ama bir de 'Fotoroman oyuncusu' varmış ki, onu da sevgili İpek Tuzcuoğlu'ndan öğrendim...
Geçen cumartesi akşamı TRT Radyo İstanbul'daki (106.6) canlı yayın programımız Kent Meclisi'nde sevgili dostum ve program partnerim Faruk Salgar ile beraber İpek Tuzcuıoğlu'nu ağırladık. Sazlı, sözlü, şarkılı, türkülü enfes bir sohbet programı çıktı ortaya. Bunda en büyük pay ise İpek'in o artık herkesin iyi bildiği samimiyeti ve dobralığı idi.
İpek'e bir ara yeni oyunculardan ve yeni şarkıcılardan kimleri beğendiğini sordum. Her zamanki içtenliğiyle 'Hiçbirini' demesin mi! Bu sezon başlayanlar içinde oturup da heyecanla takip ettiği bir tek dizi bile yokmuş. Hele genç kadın oyuncuları pek yetersiz buluyormuş... İpek, 'fotoroman oyuncusu' olarak nitelediği o kızları izlemeye tahammül edemiyormuş. "Dizilerdeki güzel kızların hepsi birbirine benziyor. Özellikleri ve farklı karakter yapıları neredeyse yok gibi" diyor. İpek, müzik piyasasında da durumun benzer olduğunu söylüyor. "Kimin konserine gidersin?" diye sorduğumda ağzından bir tek yeni şarkıcı ismi duyamadım. "Sadece Ajda ile Sezen" dedi tüm dobralığıyla...
Eminim, İpek gibi düşünenlerin sayısı hiç de azımsanacak gibi değil. Yoksa tüm tanıtım çabalarına, havaya savrulan milyonlara rağmen satmayan albümleri, izlenmeyen dizileri neyle izah edebiliriz?
Görünen o ki; izleyici donuk karelerden, dinleyici soluk nefeslerden fena halde sıkılmış...