Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YÜKSEL AYTUĞ

Empati ölmüş, ağlayanı yok!

Nedir empati? İnsanın kendisini, bir başkasının yerine koyması, o insan gibi hissedip onun karşılaştığı olaya onun gibi tepki vermeye çalışması. Özetle; onu gerçekten 'anlamaya' çabalaması...
Sevgili dostlar, size üzücü bir haberim var:
Empati ölmüş! Cenazesinin ne zaman, nereden kaldırıldığını bilmiyorum ama hissettiğim kadarıyla artık kalbi atmıyor.
Peki bu düşünceye nasıl kapıldım? Televizyon haberleri yüzünden...
Önce bir haber yayınlandı.
16 gönüllü turisti Kuzey Irak'a götürmüşler.
Savaş ortamında göçmenlerin kullandığı koridoru kullanarak önce Suriye'ye, sonra Akdeniz kıyısına ulaşmalarını istemişler. Yani bildiğiniz Survivor'ın Ortadoğu versiyonu...
Amaç, Avrupa ülkelerinde göçmenlere yönelik giderek büyüyen tepkinin önüne geçmek ve empati kurulmasını sağlamak... Turistlerin, başlarının üzerinden vızıldayarak geçen kurşunlar arasında çığlık atarak koşturmaları haber bültenlerine yansıyınca hepimiz hayrete düştük.
Son haber, İngiltere'den geldi. Bir sivil toplum örgütü, İngiltere'deki Surrey kasabası ile ölüm ve talanın yaşandığı Suriye arasındaki isim benzerliğinden yola çıkarak 'Ya Surrey, Suriye olsaydı' adıyla müthiş bir proje hazırlamış.
Kent yönetimi ile iş birliği yapılarak, kasaba sakinlerinin haberi olmadan Surrey, bir gecede Suriye'ye benzetilmiş. Sabah okula giden öğrenciler, kapıda 'Okulunuz silahlı militanlar tarafından ele geçirildiği için öğretim yapılamamaktadır' yazısı ile karşılaşmışlar.
Kapıdaki polisler, çocuklar ve ailelerine evlerine dönmelerini söyleyince büyük panik yaşanmış.
Bu arada marketlere gidenler de boş raflarla karşılaşmış. Yiyecek ekmek, içecek su bulamamışlar.
Bu arada kasabadaki stratejik binalar dışındaki her yerin elektriği de kesilmiş. Halkın tepkisi ise sokaklara yerleştirilen gizli kameralar tarafından tek tek kaydedilmiş. Amaç, yine empati... Bir günlüğüne de olsa Surrey'lilerin Suriye gerçeğini bizzat yaşamaları istenmiş.
Göçmenlerin toplu halde yaşamaları için ayrılan binaların, daha o zavallı insanlar gelmeden ateşe verildiği Almanya'da da benzer uygulamalar düşünülüyor.
Şimdi anladınız mı 'empatinin' nasıl ve neden öldüğünü? İnsanların, başkalarının acılarını hissetmeleri için artık düşünsel ve duygusal anlamda empati kurmalarından umut kesilmiş belli ki... O insanlara o şartları 'bizzat' yaşatmak zorunlu olmuş. Yani insanları 'dürtmek' farz olmuş...
Peki nasıl oldu da yürekler bu kadar nasırlaştı? Ördekli şişme simitle Bodrum'dan Kos Adası'na doğru suda 'debelenen' Suriyeli'nin haber bültenindeki görüntüsünü kanıksayıp 'film izler gibi' seyrettiğimizden olmasın sakın? Ya da bugüne dek dünya üzerinde yaşanan tüm savaşların animasyon haline getirilip bilgisayar oyunu olarak tabletlerimize girmesinden mi?
Hatırlatmaktan hicap duyuyorum: Şehit düşen askerimizin daha önce bonus olarak aldığı yedek 'canı' yok... Ayvacık açıklarında batan mülteci dolu şişme botu, bir tık'la 'game over' yapıp yeniden yola çıkaramıyoruz...
Akyarlar'daki beş yıldızlı otelin plajındaki şezlonga yayılıp da karşıdaki kayalıklarda gördüğünüz o sefil insanlar, dönüşte sevdiklerinize götüreceğiniz 'Bodrum hatırası hediyelik eşyalar' değil. Lütfen empati yapmak için birilerinin sizi 'dürtüklemesini' beklemeyin...
Unutmayın, 'empatik' olmadan 'sempatik' olamazsınız...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA