Dün itibariyle hayatlarımız kendine döndü. Şehre gelindi, valizler açıldı, yerleşik hayat başladı.
Televizyonlar ise dün sabahtan itibaren açılışı yaptı.
Aşklar, yalanlar, kavgalar, ayrılıklar, barışmalar, ölümler... Hayata dair ne varsa hepsini izleyeceğiz.
Bazen hayat öne geçecek, bazen hayata dair senaryolar...
Adamları konuşacağız. Ama en çok da kadınları...
Güzelliklerini, aşklarını, ezilmişliklerini, aldatılmışlıklarını konuşacağız. Yedikleri dayakları ve belki yine, yeniden tecavüzü konuşacağız.
Yeni sezon dizileri aslında kadını anlatan diziler.
Bazen, diziler mi toplumu anlatıyor yoksa toplum mu dizilerden etkileniyor diye düşünmüyor değilim.
'Yumurta mı tavuktan çıkar, tavuk mu yumurtadan?' gibi bir tartışma bu aslında.

DEHŞET VERİCİ!
Ama... O kadar silahı, o kadar kanı, o kadar hesaplaşmayı, o kadar şiddeti televizyondan başka nerede görüyoruz ki biz? (Bir zamanlar Polat Alemdar'a özenen, öykünen genç adamları hatırlayın.)
Son birkaç gün içinde gazete sayfalarına yansıyan kadına yönelik şiddet haberlerine baktım.
Başlıklar dehşet vericiydi;
Goncagül erken soldu... (Birlikte yaşadığı erkek tarafından 29 bıçak darbesiyle öldürüldü.)
Sevgilisi tarafından işkence edilip bir otobüs durağına bırakılan Meral Tahta yaşamını yitirdi.
Boşanmak isteyen eşini öldürüp intihara kalkıştı. (Zeynep Gökçe öldü.)
Terk eden sevgiliye kurşun yağdırdı. (Duygu Döver yaralandı.)
Tartıştığı eşinin başını çekiçle ezdi. (Döndü Arıkan yaşamını kaybetti.) Ayrı yaşadığı eşini bıçakladı.
10 gündür kayıp kadın ağaçta asılı bulundu...
2 aylık hamile kadın, kocasını sevgilisiyle yakalayınca şiddete maruz kaldı.

ŞİDDET ERKEKLERİ
Goncagül, Zeynep, Duygu, Döndü...
Onlar hayatın kadınları...
Ya da 'İffet' ya da 'Fatmagül' ya da 'Süreyya'... Onlar dizilerin kadınları...
(Pazar gecesi 'Ay Tutulması'nda 'Süreyya'nın boynunda boşanmak üzere olduğu kocasının elinin izleri vardı.)
Acaba diyorum; hani katillere, zorbalara, kadın dövenlere, silah kullananlara televizyon dizilerinde bir şey olmuyor ya -yine ellerini kollarını sallayarak dolaşıyorlargerçek hayatta da 'şiddet erkekleri' böyle mi düşünüyor?
Kendilerini bir film karesinin içinde mi hissediyorlar?
Yoksa niye bu kadar canileşsinler ki?
Sözün özü; Bu sezon televizyonlarda güçlü, kendine güvenen, erkeklerin dokunamadığı kadın kahramanları izlemek istiyoruz.
Kimbilir belki üçüncü sayfa haberlerinde aşağı doğru bir seyir görülür...