Her zaman söylediğim gibi hastalık yoktur, hasta vardır! Bu gerçek doğrultusunda; kanser tedavisindeki son gelişmeler, moleküler ve genetik düzeydeki incelemeler, her hastanın ayrı bir tedavi protokolüne alınması fikrinde buluşuyor. Bu ideal tedavi, artık birçok kanser türünde etkili oluyor. Her kansere uygulanması içinse en az 10 yıl gerekecek gibi görünüyor. Bugün sizlere, kansere karşı uygulanan temel tedavi yöntemleri hakkında bilgi vereceğim...
RADYOTERAPİ GELİŞTİ
Son yıllarda, radyoterapi tedavisinin ekipman ve tekniklerindeki yeni gelişmeler; doktorların radyasyonu daha sınırlı alanlara vererek sağlıklı dokuda daha az hasar oluşmasını sağlamalarını mümkün kıldı.
Reçete ile alınabilen ve piyasaya yeni çıkmış amifostin gibi ilaçlar, belli radyoterapi türlerinin yan etkilerini sınırlayarak yanıt oranlarını iyileştirebiliyor.
Sintigrafilerde ve radyasyon teknolojisindeki ilerlemeler, doktorların daha önce ulaşılamayan kesinlik derecesinde tedavi planlama ve uygulamalarını mümkün kıldı. Böylece etkinlik artarken yan etkiler en aza indi.
Ancak, bu cihazlar yaygın değil. Bu nedenle, bu tedavileri isteyen hastaların en güncel cihazları içeren ama kendilerine uzak olan sağlık merkezlerine gitmeleri gerekebilir.
Bu noktada, tedavi göreceğiniz hastanenin evinize yakınlığından çok; cyberknife, tomoterapi ve linear askletör gibi cihazlara sahip olup olmadığını araştırın.
KÜÇÜK TÜMÖRE CERRAHİ
Cerrahi uygulama; genellikle birçok kanser çeşidinin tedavisinde kullanılan ilk yaklaşımdır. Tümörün cerrahi olarak çıkarılması, özellikle tümör küçük ve lokalize ise genellikle şifa ile sonuçlanır.
Biyopsiler ise hastalığın ne kadar uzağa yayıldığını belirlemek için cerrahi işlem sırasında doktorların bir veya iki lenf nodülünü analiz etmesine olanak sağlar.
YAN ETKİ LİSTESİNE BAKMAYIN
Kanser ilaçlarının prospektüslerini okuduğunuz zaman; tedaviye bağlı sonsuz bir potansiyel advers etkiler (zararlı olabilecek yan etki) listesi olduğunu görürsünüz. Lütfen, bu liste sizi alarma geçirmesin veya tedavi kararlarınızda büyük bir rol oynamasın.
Bunların olası yan etkiler olduğunu unutmayın. Bu listelerdeki sorunların çoğu çok ender ortaya çıkar. Gönlünüzün rahat etmesi için verilen tedavinin olası sorunlarına karşı yapılacakları doktorunuza sorun.
RİSKLER HAKKINDA BİLGİLENİN
Bazı tedaviler kemoterapiye bağlı kalp hasarı veya sinir hasarı tehlikesi gibi uzun dönemli riskler taşır. Ne yazık ki, bazı tedaviler başka bir kanserin gelişme riskini artırabilir.
Bu tür riskler hakkında bilgili olmanız, görünürde benzer olan iki seçenek arasında karar vermenize yardımcı olabilir. Söz konusu riskler; komplikasyonlar, gereksiz ağrı ve ölüm olabilir.
EN ÇOK SORU SORULAN TEDAVİ: KEMOTERAPİ
Kemoterapi belki de hakkında en fazla soru sorulan ve hastaların endişe duyduğu kanser tedavisidir.
Bu tedavinin muhalifleri de var ve onlar sıklıkla kemoterapiyi 'bedeninize pompa edilen toksik atık' olarak tanımlıyor.
KORKUTMAMALI
Bu tür imajlar herkesi korkutabilir. Bence bu benzetmeler yanlış ve yararlı da değildir. Tüm kemoterapi tedavileri birbirinin aynı değildir. Bu nedenle, kemoterapinin etkinliği ve yan etkileri ile ilgili sorular; hem ele alınan ilaçlar hem de tedavi edilmekte olan kanser türü için özgül olmak durumundadır.
Sağlıksız hücreleri yok eden kemoterapi; tedavi süreci içinde sıklıkla normal hücreleri de yok eder. Doktorlar buna 'yan etki' adını verir. Herhangi bir tedavinin potansiyel yararları, tedavinin olası risklerine karşı tartılmalıdır.
Seçiminizi yaparken, yan etkileri önleme veya en azından etkilerini en aza indirmek için sizin ve bakıcılarınızın atacağı pek çok adım vardır. Örneğin; pek çok kemoterapi ilacı bulantıya neden olur ama yeni bulantı önleyici ilaçlar, bu sorunun ciddiyetini çarpıcı biçimde azaltır. Pek çok doğal tedavi ise bitkinlik ve sinir hasarı gibi yan etkilerin sınırlanmasına yardımcı olur.
TEK BİR ÇEŞİDİ YOKTUR
Kemoterapi; pek çok farklı yolla uygulanabilen, yüzlerce farklı kombinasyonu bulunan ve bir dizi farklı kanser ilacını kapsayan genel bir terimdir. Kemoterapide kullanılan ilaçlardan kaynaklanan farklı yan etkilerin türü ve şiddeti; hastaya uygulanan doza ve uygulama yöntemine bağlı olarak değişkenlik gösterir.
