Terasta sinema keyfi yapın mini dizilere sarın!
Madem şehrin tadını çıkarıyoruz, o zaman Eylül ayının rüzgarına, serinliğine, yazdan kalma bronz teninize yakışacak ufak tavsiyelerim var; hazır mısınız? Bu arada 'Bayramda ne yapacaksın?' sorusuna toplu cevabım köşemde gelsin: İstanbul'un tadını çıkaracağım arkadaş.
Deniz, kum, güneş üçgeninden çok sıkıldım. Bavul taşımaktan kol kası yaptım, uçağa in-bin yapmaktan ödem tuttum. Şehrin o sakin, o tenha halinde bir kuş misali süzülürüm ben. Siz de buralardaysanız; ya benim gibi ufak dizilere sarın, ya da arkadaşlarınızla evde toplanıp sabahlayın...
Evde keyif yapacaksanız; işte size mini bir dizi önerim var. Artık ne filmin uzununa, ne de dizinin sezonuna tahammülümüz var.
Hap tadında, şıp diye bitsin istiyoruz dinlediğimiz, izlediğimiz ne varsa. Bugüne kadar ne üç sezon süren 50 bölümlük dizileri izleyebildim, ne de süresi uzun, akmayan, ağır senaryolu filmleri... Neyse ki benim gibi insanları hedef alan diziler var da yorulmadan izleyip bitiriyoruz. İşte karşınızda 'The Night Of'. IMDB puanı 8.9, size 'Vay anası' dedirtecek yorumlara sahip toplam sekiz bölümden oluşuyor. Son bölümü de geçtiğimiz haftalarda yayınlandı.
Dizide, Pakistanlı Müslüman gencin, babasının taksisine müşteri olarak aldığı genç kızın ölümünün ardındaki sır perdesi aralanıyor.
EV PARTİSİ DÜZENLEYİN
Havalar iyice soğumadan terasta sinema keyfi yapın.
Artık hangi terasta fırsatı yakalarsınız bilmiyorum; ister arkadaşınızın evinin terasında bu keyfi yaşayın, isterseniz Soho House üyesi bir arkadaşınızın koluna girip otelin çatısına çıkın ya da La Boom'da püfür püfür geniş koltuklara yayılarak bu zevki tadın. Ben geçen çarşamba Soho House'un gösterimine katıldım. 'Great Gatsby' filmini ikinci izleyişim olmasına rağmen bir başka keyif aldım. Çünkü filmi ilk izleyişinizde mutlaka detayları kaçırıyorsunuz. Filmin müziğini, dekorunu, kostümünu, o büyülü aşk sözlerini belki de... 'Great Gatsby'de de öyle oldu, kaçırdığım birçok detay beni benden aldı!
Son zamanlarda ev partilerine rağbet var. Bir ev partisi de siz düzenleyin ya da bayram yemeği verin. İki genç kadın Tuğçe Erkaya ve Ceylan Kendir, Misafirliq isimli yemek şirketleri ile Türkiye'nin ilk online catering hizmetini veriyorlar.
'Nereden çıktı bu iş?' diye soruyorum; artık yeni nesil ev kadınlarının mutfakta vakit kaybetmekten hoşlanmadığına değiniyorlar.
Yaşanılan olayların sonrasında ise birçok insanın davetlerini, partilerini evde vermeye başladığını söylüyorlar. Catering işinin bir tuşla kapınıza gelmesi büyük kolaylık. Geleneksel sofra mönüsünden dua, mevlüt ve kına mönüsüne kadar ne ararsanız var. Bayramda evde misafir ağırlayacaklara gelsin bu tavsiyem de.
