Şu sıralar eğlence sektörü yatırımcılarının dilinde hep aynı cümle var: 'Gizli bir bar açalım, bir de ufak sahne yapalım. Genç bir yetenek bulduk mu tamamdır.' Arnavutköy civarındaki mekancılar ise 'Balıkçının üst katını gizli bar konseptine mi çevirsek?' diyor. Bu kafa ilk olarak Emirgan'daki Gizli Kalsın'da yaşanmıştı.
Şehrin popüler isimleri; oyuncusu, sanatçısı, şarkıcısı, popçusu, topçusu, herkes oradaydı. Sonra farklı semtlerde benzer konseptlerde mekanlar açıldı. Aramızda Kalsın, Alt Kat, Üst Kat, Yan Oda derken; irili ufaklı gizli barlar türedi. Bu tür mekanlara New York'ta speakeasy bar deniyor.
Tabii oradakilerin hepsinde bir yaratıcılık var. Mekana ya bir sanat galerisinin gizli kapısından giriliyor, ya da bir kanalizasyon kapağının altından gizli bir kapı açılıyor. O kapı sizi çok gizli bir eğlenceye davet ediyor. Bizde henüz bu kadar yaratıcı fikirler üretilmedi ancak bunun iyi bir konsept olduğu konusunda hemfikiriz. Korkum şu ki; gizli barların sayısının hızla artması ile bu kültürü de tüketebiliriz. Haksız mıyım?