Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ÖNCEL ÖZİÇER

Adliyesi bile huzurlu

Şimdi sizin o kalabalık hilkat garibesi şehirlerinizde hastanelerde, adliyede, markette, trafikte vs. insanlar alt alta, üst üste değil mi?
Durun o zaman; şimdi ben size, sonradan olmuş bir kasabalı böbürlenmesi yapayım..
Ah kardeşceğizlerim, burada işler öyle lay lay lom yürüyor ki aklınız şaşar. En sevimsiz işler bile tereyağından kıl çeker gibi kolaylıkla halledilir; sinirlenmeye, strese gerek kalmaz.
Epey bir zaman önce yazdığım bir yazıdan dolayı fazla alıngan bir arkadaş dava açmış mesela bana.
Olur, açsın. Mahkemelerimiz işsizlikten kırılıyor, hakimlerimizin davasızlıktan canları sıkılıyor ya, böyle tarak kürek mevzulu davalarla oyalanıyorlar, iyi oluyor.
Neyse işte benim de o davayla ilgili bir mahkemem varmış, atlamışım, gitmemişim.

ASKER ARKADAŞLAR GELDİ
Önceki gün, Alaçatı jandarma bölgesi olduğu için, kapıya asker arkadaşlar geldi.
Nazik, güler yüzlü... "Yarın bir davanız var, bu kez geleceksiniz değil mi?" dediler.
Kibarca şunu demek istiyorlar yani; "Eğer bu kez de gelmeye niyetiniz yoksa, biz gelip zorla götürmek zorunda kalırız, aman öyle bir tatsızlık yaşamayalım en iyisi!" "Tamam" dedim, "Yarın oradayım." Netekim sabah bir jandarma arkadaş daha aradı; "Öncel Hanım ben adliyede bekliyorum, uyandıysanız bir an önce gelin isterseniz..."
Yine kibarca "Ben burada bekliyorum, daha fazla da beklemek istemiyorum" demek istiyor.
Bunu da son derece beyefendi bir tarzda söylüyor.
Atladım hemencik gittim Çeşme Adliyesi'ne. Jandarma arkadaş, gülen yüzüyle karşılıyor beni "Hoş geldiniz" diyerek.
Pırıl pırıl bir bina. Üç-beş kişi mahkeme sırası bekliyor. Kapıda görevli polisler falan, güle oynaya muhabbet ediyorlar. Birbirlerine, köpeklerini ne kadar sevdiklerini ve marifetlerini falan anlatıyorlar.
Kimsede stresin 's'si yok.
Yüzler hep gülüyor.
Sıram gelince ben de giriyorum mahkeme salonuna, içeride genç bir hakim var ve o da binada karşılaştığım bütün görevliler gibi güler yüzlü. İfademi alıyor ve hukuki terimler kullanarak bana 'bir şey'i isteyip istemediğimi soruyor.
Anlamıyorum ve "O nee?" diyorum.
Acaba azarlar mı şimdi beni diye düşünürken, sakin sakin ve bu kez hukuki terim kullanmadan durumu anlatıyor. Olur da ceza alırsam ertelemeyle ilgili bir şeyler işte... İşim beş dakikada bitiyor ve yine herkesle sanki 40 yıllık arkadaşlarımmış gibi vedalaşıp binadan çıkıyorum.

BİR FARE TUTTUM!
Hava 20 derece, güneş içimi ısıtıyor, sokaklar iyot üstü bahar kokuyor.
Ve ben, bir yıl önce şehri terk edip bu şahane sahile yerleşmekle ne kadar isabetli bir karar verdiğimi, kedi olalı sonunda bir fareyi kuyruğundan yakalayabildiğimi düşünüp bir kez daha şükrediyorum.
Yolda benzin almak için durduğum akaryakıt istasyonundaki göz aşinalığından başka bir münasebetimiz olmayan görevlilerle hoşbeş ediyoruz. Her zaman o benzinciye gitmemin de bir sebebi var: Altı kişilik bir ördek ailesi yaşıyor çünkü orada!
Sıraya dizilip koca popolarını sallaya sallaya gak guk dolaşmalarını izlemeye bayılıyorum.
Sonunda işlerim bitiyor ve eve varana kadar içimden sürekli tekrarlıyorum: Olabildiğince basit, sakin, gösterişsiz hayat... Çok rahat be kardeşceğizim, çok rahat!

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA