Türkiye'nin en iyi haber sitesi
AYŞE ÖZYILMAZEL

Fenasi Bey, Balıkçılar ve Mazhar Abi

İnsanoğlu böyle işte, bazen 'şıp' diye küçücük şeylerden mutluluk çıkartıveriyor, bazen 'bana ne' diye mızıkçı çocuklar gibi en alkışlayacağı, timsah yürüyüşü yapacağı şeylere bile somurtuyor. Havalar nasıl olursa olsun yeter ki sizin havanız iyi olsun, değil mi canım... Şimdi ben son günlerde her şeyden bir eğlence çıkartma halindeyim, öyle bir Pollyanna havası geldi üstüme... Diyelim gazetemizin ayarsız, duyarsız, vicdansız 'Fenasi Bey'ine bile gülüyorum.

MUTSUZ İNSAN SALDIRIR
O, öyle oturduğu yerden ona buna bel altından çakmaya bayılıyor, arkadan çakmaları bir şey zannediyor, boyu uzuyor, başı göğe eriyor sonra da kendini takdir ederek, yatağında güzel güzel uyuyor ya... İnanır mısınız, işte ben onu bile tebessümle okuyorum bu aralar. Her kötülükte bir iyilik arama kafasına geçtim anlayacağız. Hem mutsuz insana empatiyle yaklaşmak gerek. O kadar mutsuzdur ki o, saldırmadan, sardırmadan kendini değerli hissedemez. Ya da asık suratlı, sürekli küfreden taksici abiye empatiyle yaklaşabiliyorum. İki tatlı söz edip, onun gününü değiştirebiliyorum. O hayata, işine, trafiğe kızgın diye ben de ona kızmıyorum. Bir bakıyorum, o da gülmeye başlıyor sonunda. Soğuk bile kızdırmıyor beni. O ne demek mi? Şu demek; ben çok üşüyenlerdenim demek. Ellerim ayaklarım hemen buz keser benim. Geçen cumartesi sabahı erkenden kalktım Beşiktaş Çarşı'da balık pazarına gittim. Balıkçılar tezgahlarını yeni açmış, çay içiyorlardı. Gözüme bıyıklı, hadiseye hakim bir abiyi kestirdim, gittim yanına; "Abiii, akşama misafirlerim var, balık yapacağım, bi yardım eder misin?" Sonradan adının Ferruh olduğunu öğrendiğim babadan beri 'Bizim Balıkçı'da çalışan abiyle sohbete başladık. Bana tavşankanı çay söyledi... Ferruh Abi; "Hamsileri tepsiye diz, pul biber ve kekikle, önceden ısınmış fırında 20 dakka pişir, aman kurutma" diye sıkı sıkı tembihledi. Manavdan Hikmet Amca çıktı geldi. O da bana şalgamı anlattı; "Şalgamı ya bir kere yiyeceksin ya da tarlasından geçeceksin" diye öğütledi. Her zamanki gibi "Neden?" diye sordum, 'çok soru sorma be kızım!' bakışıyla, "Sağlıktır kızım" dedi. Bir de tarif patlattı; siyah turpkarabayırı tepeden yuvarlak oyuyorsun, içine süzme bal koyup 10 gün buzdolabında bekletiyorsun. Beklettin mi? Sonra her sabah aç karnına bir kaşık yiyorsun. Öksürüğe ilaçmış ilaç. Bütün sabahımı orada geçiriyorum, soğuktan parmaklarımı kıpırdatamaz haldeyken bile gülüyorum. Kendimi iyi hissediyorum... Balık pazarı üstüne Kanyon D&R'da Mazhar Alanson'un imza gününe gidiyorum. İmzadan önce Kanyon'da gezerken Twitter'dan beni takip eden kızlarla karşılaşıyorum: "Ayşeeee geldin mi? Hadi Mazhar Abi'ye gidiyoruz" patırtısı koparıyorlar. Tanımadığım kızların yanıma gelip coşku yaratmasına bayılıyorum, onlar beni köşemden ve Twitter'dan takip edip seviyorlar; ne şanslıyım... D&R'a çıkıyorum, bakıyorum Mazhar Abi ve Biricik geliyor. Mazhar Abi üşümüş, havaya kızıyor. Isındıktan sonra gülücükler dağıtmaya başlıyor. Sohbet ederken, "Gerçeklik çok önemlidir, hata yapmadan gerçek olunmaz, hata yapmaktan korkmamak lazım" gibisine laflar ediyor. Ben de bir kenara yazıyorum. Bana, 'hata yaptım' diye kızanlara, Mazhar Abi'nin lafını hatırlatacağım.

KAFİYE OLSUN DİYE DEĞİL

Mazhar Abi'nin baştacı kitabı 'Mazhar Olmak'tan bir tane daha alıp, sözlerimin müziği Mert Ekren için imzalatıyorum. Akşam eve geliyorum, sofrayı kuruyorum. Kapı çalıyor; Yasemin, Zeynep, Mert, Tufan, Ebru, Ayşegül geliyor. Evim şenleniyor, sohbet demleniyor, Mert hediyesini alınca çok duygulanıyor sonra Mazhar Abi, kitabından çıkan CD'deki şarkılarıyla bize konuk oluyor. Arka arkaya aynı şarkıyı söylüyoruz, arkadaşlıktan güzeli yok anlıyoruz. Hadi hep beraber; 'Gözyaşlarımızı Bitti mi Sandın...' Günler günlerin ardında Seni unutmak mecburiyetindeyim Seni sevmeler cumhuriyetinde Senin dulluğun benim kulluğum Kafiye olsun diye değil Özleye özleye kavuştuk birbirimize Birbirimize vitaminler, moraller verdik İçimizdeki şeytanlara zülfikârlarla saldırdık Gözyaşlarımızı bitti mi sandın?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA